Kafamı ellerimin arasına almış ağlıyordum. O an aklımı yitirecek gibi olmuştum.
" Nasıl olur bu nasıl? " diye kendi kendime mırıldanıyordum.
1 saat önce...
" Nalan"
"Bir dakika ya siz tanışıyor musunuz?"
" Nazım " diyordu annem durmaksızın.
" Ne oluyor burda!!" dedim sesimi yükselterek. Nazım, annem tanıyordu, karısının adı Reyhan... Nolur tahmin ettiğin şey olmasın diye dua ediyordum. Bu isimlerin bir ilişkisi olmasın diye dua ediyordum..
" Anne kim bu adam? " dedim ağlayarak. Çünkü alacağım cevaptan korkuyordum.
"Baban" dedi hafifçe.
...
" Çıkın evden!" dedim kafamı hızla kaldırarak. Ama kimsenin umrunda değildi.
" Ya! ya bu nasıl olur " diye hala sorup duruyordum. O an sanki ızdırap cekiyordum. Ablam ise elindeki mendil ıslanmış bir şekilde tavana bakıyordu. Abim elini koltuğun kenarına dayamış bizleri süzüyordu.
" Niran" dedi babam.
"Sus adımı ağzına alma! Sen nasıl şerefsiz bir insansın ya! Demek Istanbul'da beni arabasına alan adam sendin! Ulan sen kızını bile isteye sokağa atmış bir insansın ne yüzle dışarda aglayan bir kadina yardım eli uzatıyorsun! ! "
Susuyordu.
" O an arabadan neden indim biliyor musun? Çünkü bacaklarıma ve göğüslerime baktığını gördüm. Sen.. Sen öz kızının göğüslerine baktın! Hiç değişmemişsin Nazım Aydınoğlu hiç. ."
"Tanımadım" dedi kafasını eğerek.
" Ya sen Reyhan ben burda aylardır seninle barışsınlar diye ablama dil döktüm. Meğerse kimin içinmiş. .Benim hayatımı mahveden kadın için ben üzülüyormüsüm. Yıllarca Hasan Amca ' dan ablam dan abim den dinlediğim o iki ahlaksız meğer benim babam ve üvey annemmiş!! Yazık size. ."
" Neden bana adının Niran olduğunu söylemedin ?"
"Sanane be kadın sanane! " diye hızla üstüne yürüdüm ama abim tuttu.
" Cigerimi pişirdin baba.. Mahvetti beni. Kaldır kafanı da su resme iyi bak! " dedim Hasan Amca'nın resmini göstererek
" Su fotoğrafta gördüğün adam var ya! Senin karını boynuzladığın kadının kocası, senin evliyken koynuna aldığın kadının kocası ! ve bir şey daha var.. O adam var ya! Bana sahip çıkan, beni okutan, evlendiren, dedesi olarak oğlumunda adını taşıdığı adam! Kısacası senin bana veremediklerini veren, yapmadılarını yapan adam!"
"Kızım"
"Şimdi defolun burdan! Sizin burda yeriniz yok! Hayatımızda da size ayıracak yer yok bizde! Defolll! Karını da al çekin gidin şimdi burdan !" dedim kapıyı işaret ederek.
Babam hızla kalktı.
"Ben de sana meraklı değilim !" dedi ve Reyhan'ı da alıp gitti.
Hiç değişmemişti. Hala aynı despotluk üzerindeydi. Hemen Çiğdem'i arayıp anneni gelip almasını istedim. Bu durumda bu olayların içinde kalması onada yaramazdı. Peki ya şimdi biz nolacaktık?
...
2 gün sonra...
Ablamla abim balkonda otururken yanlarına gittim. O olaydan beri hiçbirimiz tek kelime etmemiştik.
" Abla" dedim kısık bir sesle.
" Gel kızım " dedi ve oturdum. Çocuklar dışarda oynuyor onlarda çocukları seyrediyordu.
" Abla isterseniz ben giderim" dedim bir avazda.
Ikisi de afallamıştı.
" Niye?"
Kendimi daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım.
" Abla ben sizin hayatınızı mahveden adamın kızıyım!!"
Onunda gözleri dolmuştu. Kafamı kaldırıp gözlerimin içine baktı.
" Bak bana bak!"
"Ablacığım "
" Ben de senin hayatını mahveden kadının kızıyım.."
O an daha çok ağlamaya başladım.
" Sen niye gidiyorsun kızım? Onlar yüzünden bizim hayatımız neden mahvoluyor? Biz o iğrenç insanların çocukları olabiliriz ama biz asıl, birbirimizin destekçisi, kardeşi , yoldaşı, sırdaşıyız. Bizim kötü anlarımızda onlar yanımızda mıydı? Sen okurken, evlenirken, doğum yaparken, babam öldüğünde, Metin evlendiģinde boşandığında, kocan öldüğünde, ben evlendiğimde kim yanımızdayıydı Niran kim? Onlar mı? Sen benim için o adamın kızı değil kardeşimsin! Kardeşler birbirini bırakır mı hiç?" dedi ve ağlayarak sarıldı.
" Özür dilerim ablacım özür dilerim" dedim kokusunu içime çekerek.
Abimde gelmiş ikimizin saçlarını okşuyordu. Sonra onu da aramıza alarak sıkı sıkı sarıldık. Tıpkı 3 kardeş gibi...
" Gördün mü abla bana nasıl bakıyordu? "
"Aman bırak şunu"
" Daha düne kadar Nimet'i ikna et diye mezar köşelerinde aglayan, bana derdini anlatan, yalvaran gözlerlerin yerini benim kim olduğunu öğrenince nefret aldı! Pislik! Kusura bakmayın ama."
" Aman kızım ne kusuru umrumuzda mı sanıyorsun"
" Annem sizin eve nasıl geldi Niran?" dedi abim. Günlerdir ilk kez soru soruyordu.
Şöyle bir kafamı salladım.
" Ben küçüktüm abi. 4 yaşındaydım. Annemle boşanınca hemen bizim eve geldi. Bir müddet öyle yaşadılar. Demekki Reyhan, Hasan Amca ' yla boşanmamaştı. "
" Benim annem bizimle beraber bir çok kişinin hayatını mahvetmiş.."
" Abicim ablacığım sizden tek dileğim bir daha bu konuyu açmayalım yoksa hepimiz yırpranacağız."
" Haklısın birtanem haklısın.." dedi ablam.
" Hala hazmedemiyorum yaa!"
"Metin tamam bu zaten beklenen bir sondu. Tek bilmediğimiz şey o aşağılık adamın Niran'ın babası olmasıymış. . "