Yalvarış

112 3 0
                                    

Bacaklarımı uzatmış televizyon seyrederken  telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı .

"Alo"

"Sen nasıl bir insansın ya!!"

"Pardon yanlış numara galiba"

"Gayet doğru numara Niran Hanım"

"Burcu sensin değil mi? Ne var ne istiyorsun?"

"Işimden ne istedin ha aşağılık! !"

"Hop hop ağzını topla. Az bile yaptım sana hadi rahat bırak beni" diyerek suratına kapattım ve numarayı da engelledim. Gerizekalı bunca derdi başıma açanlardan biri oydu zaten şimdi de onunla ugrasamazdım. Ablam dışarıdan gelince hemen kendimi toparladım ama yüzümden ateş fiskırıyordu.

"Metin Nerede? "

"Banyoda abla  nerden geliyorsun?"

"Babama çok güzel çiçekler götürdüm Niran çok güzel oldu"dedi gülümseyerek.  Aklını kaçırmasından korkuyordum. Hareketleri değişmişti.

"Iyi yapmışsın abla" dedim konuyu savmak istercesine. Metin Abi içeri girince konuyu kapattık.

"Bu arada size bir şey söyleyeceğim:

"Hayırdır? "

"Bilmem artık hayır mı?"

"Meraklandırma Metin?"

"Abla bir kadın bizi sorup duruyormuş mahallede."

"Aa neden?"

"Bilmiyorum ki abla hatta kadın tekerlekli sandalyedeymiş. "

O an kafamda bir şimşek çıktı.

"Abla ya inanamıyorum ya!!"

"Noldu kız "

"Abla ben o kadını geçen mezarlığa gittiğimde gördüm"

" Aa ne alaka ya?"

"Abla demekki hepinizi tanıyan biri"

"Kim bu ya korktum şimdi"

"Sakin ol abla"

"Metin bak dikkat et oğlum kim sorar bizi" derken kapı çaldı. Kapıyı Nimet Abla açtı ve bir bağrışma çıktı.

"Git burdan!!"

"Nimet yapma kızım bak aynı mahalledeyiz suratıma bakmıyorsun.  "

" Sadece senin değil o oro. .. nun hiç bi akrabasinın suratına bakmıyorum defol !" dedi ve kapıyı suratına kapattı.

"Abla o kimdi?"

"Teyzem di"

"Ciddi misin abla ya neden almadın içeri? "

"Öff sus Allah aşkına Niran. "dedi ve içeri gitti. Tanıyalı 12 yıl olmuştu ama onu annesine karşı daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemiştim. Belki de babasını da kaybedince bu kadar düşman oldu ama anlattıklarına göre ona da anne demeye bun şahit ister tıpkı beninkiler gibi. Ablam uyumuş abimde kahveye gidince evden çıktım ve yine mezarlığa gittim. O kadar özlüyorum ki Hasan Amca'yı.. Mezarlığa gittiğimde yine aynı kadın vardı. Bu sefer yaklasmadım. Yakınlarda ki bir ağacın arkasına saklandım. Takım elbiseli genç adam arabanın yanında bekliyordu. Kadın yalnızdı. Herhalde gerçekten kocasına gelse neden sürekli Hasan Amca'nın mezarı başında karsilaşalım ki? Kadını dinlemeye başladım ve dedikleri beni şok etti.

"Ben böyle olsun istemedim Hasan " diye toprağı okşuyordu.

Demek Hasan Amca'yı gerçekten tanıyordu. Bir eliyle toprakla oynuyor bir eliyle de yaşlı gözlerini siliyordu.

" Evet başka bir adama aşık oldum, evet senin sevgine layık olamadım, çocuklarımı bırakıp gittim ama akıllandım Hasan. Akıllandım ama o zamanda dönmeye yüzüm kalmamıştı. Evlatlarım şimdi ne hale gelmişlerdir" diye daha da çok ağlamaya başladı ve toprağın üstüne kapanıp "Affet beni nolur affet" diye bağıra bağıra ağladı.Adeta Hasan Amca karşısındaymışta ona yalvarıyor gibiydi..

Oradan hemen uzaklaştım.  Anlaşılan oydu ki bu kadın Hasan Amca'nın eski karısıydı. Peki ben bunu ablamlara nasıl soyleyecektim daha doğrusu söyleyebilecekmiydim. ..

İSİMSİZ MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin