"Çocuklar ben geldim"
"Annecimmm"
"Kızım benim dayın nerede? "
"Balkonda oturuyo."
"Anne biliyor musun teyzemle kavga ettiler" dedi Ege.
"Neden?"
"Teyzem çok kızdı. Dayım da üzüldü. "
"Bakın ne diyeceğim. Yarın dayınızın doğum günü ama madem üzgün ona bugün sürpriz yapalım da keyfi yerine gelsin"
"Gerçekten miiii"
"Şş sus duymasın biz pasta alıp gelelim"
"Hediye?"
"Ben Istanbul'dan aldım merak etmeyin siz" dedim ve pastaneye gidip pasta aldık.
"Seçin bakalım"
"Çikolatalı olsun dayım sever"
"Dayın mi sever sen mi seversin orasını ayırt edemedim ama hadi bakalım" dedim ve aldık.
"Teyzem?"
"Haklısın Ege ama madem kavgalılar bugün beraber kutlayalım yarında teyzenler yemeğe çağırıp barıştırırız olur mu?"
"Tamam anne"
Çocukları böyle kandırıyordum ama merak etmiştim. Çocukların gözü önünde niye kavga etsinler?
Eve girdik. Abim hala balkondaydı.
"ohhhh Metin Bey biz de size çocuk emanet ediyoruz. Çocukları biri götürse haberin yok!"
"Aa Niran hoşgeldin "
"Hoşbulduk abim" diyip yanağına bir öpücük kondurdum.
"Ne zaman geldin?"
"Yarım saat önce "
"Yarım saattir burdasin ve anca yanıma geliyorsun bravo"
Susmakla yetindim.
"Ben bir duş alayım sonra da yemek yiyelim"
"Ben sofrayı kurayım mı? "
"Hayır hayır olmaz sen otur " dedum telaşla. Dolabı açarsa pastayı görürdü. O yüzden hızla duş aldım ve sofrayı kurdum. "Oo ablam mi getirdi bu yemekleri?"
"Hı evet" dedi yarım ağızla.
"Bir şey mi oldu yoksa yüzün düştü."
"Hı eminim Doğa sana nakletmemiştir." dedi imalı bir şekilde Doğa ya bakarak. O an Ege ye göz kırptım.
" Anne benim tuvaletim geldi"
"Gel gidelim" dedin ve mutfağa gittik. Pastayı çıkarıp geniş bir tabağa koydum. Mumları ve maytabı yaktık. Üzerinde de " Iyi ki bizimlesin" yazıyordu.
"Hadi girelim"
"Çok heyecanli"
"Şş sessiz ol "
Kapıdan baktığım da Doğa ile birbirlerine kötü kötü bakıyorlardı. Doğa " Ben söylemedim " diyordu.
"Duyda inanma " dedi abim. Bu halleri komiğime gitmişti.
"Iyi ki doğdun " diye içeri girdik. Abim şaşkınlıkla kafasını kaldırdı. Çocuklar hemen yerinden kalkıp gidip öptüler " Doğum günün kutlu olsun dayıcım"
"Abicim iyi ki varsın" dedim bende öperek. Ayağa kalktı ve sıkı sıkı sarıldık.
"Hadi dayı kes ama önce dilek tut" dedi Doğa. Üfledi ve alkışladık.
"Anne fotoğrafınızı çekeyim mi?"
"Çek birtanem " dedim ve birkaç poz çekildikten sonra pasta yiyip sohbet ettik.
"Abicim hediyeni de vereyim"
"Kızım ne zahmet ettin"
"Olur mu öyle şey beğenecek misin bakalım " dedim ve açtı. Kısa kollu bir tişört ve bir de ayakkabı almıştım.
"Beğendim tabi senin aldığın bir şeyi ben ne zaman beğenmedim?" dedi ve tekrar sarıldık. Televizyon izlerken Doğa koltukta Ege de kucağım da uyuyakaldi.
"Evet çocukları yatırda anlat bakalım şimdi" dedi ve balkona geçtik.
"Naptın ?"
" Mezarlığa gittim Burcu da oradaydı. Abi niye bana söylemedin biliyordun değil mi?"
"Neyi kızım "
" Hamileymiş" dedim gözümden bir kaç damla yaş süzülerek.
"Iste bu yüzden. Üzülürsün diye."
Susuyordum.
"Hani bitmişti Niran? Hani nefret ediyordun?"
" Hala öyle abi. Ama bir hiç uğruna bu duruma gelmemize üzülüyorum. "
"Ah güzel kızım"
"Biliyor musun abi? Ben üniversite de neredeyse Gökhan la.. Yani nasıl diyeyim anla işte. O teklif etmişti ama ben onu Bülent için reddetmiştim. Kırk takla atmıştı evlenene kadar. Aileme üzülür ona anlatırdım, size birsey olur ondan yardım isterdim ama şimdi noldu? ne için oldu abi bunlar kimin için !"
"Ağlama kızım sen çok güçlüsün. Belki evliyken olsa bu durum seni de çocukları da daha fazla yaralayacaktı. Alışmaları çok daha zor olurdu."
"Haklısın abi peki size ne oldu?"
O gün olanları anlattı.
"Bu yüzden mi yani birbirinize küstünüz? "
"Evet hanımefendi hakaret olarak algıladı. "
"Alemsiniz valla. Sen de söyleme abi. Bak artık kabul et. Inan bana annemi sen de bu saatten sonra hayatına alamazsın. "
" Keşke hiç gelmeseydi. Çocuk gibi anne hasreti çekiyorum "
"Bunun çocuklukla bir ilgisi yok abi. Haklı olarak bir özlemin var"
" Abi ben geçen gidişimde Funda yi gördüm "
" Niye söylemedin?"
"Üzülme diye"
"Aman kızım ne üzülecem. Ben kendi aptallıgima yanıyorum."
"Pavyon da şarkı söylüyor"
" Rezil.."
"Belki burda olsa başımızı ahlaksızlıklarıyla belaya sokacaktı. "
"Haklısın annem gibi elbet o da çeker"
"Abi Çiğdem evleniyormuş"
"Aa ne güzel "
"Beni çağırdı."
"Iyi ya işte"
"Nasıl gideyim abi herkes orda olur. "
"Haklısın da ne diyeyim ki"
"Öff ya ne yapacağım ben?"
Kendimi çok çaresiz hissediyordum. Kardeşimin düğününü görmek istiyordum. Ama bir yandan da görmek istemediğim başka şeyler vardı. .