2 gün onlarla vakit geçirdikten sonra İstanbul'a döndüm. Bülent otumuş ben de bacaklarımı ona uzatmış kanepe de yatıyordum.
" Niran?"
" Efendim canım"
" Bugğn.. Bugün hastaneye ambulansla yaşlı bir adam getirdiler."
" Ee?"
"Soyadı.. Soyadı Aydınoğlu'ydu."
Bu laftan sonra hemen doğruldum.
" Adı neydi?"
" Cemal.. Cemal Aydınoğlu."
" Dedem.. Dedem Bülent."
" Tahmin etmiştim."
" Demek hala ölmemiş."
" Neden hastaneye getrildiğini sormayacak mısın?"
" Hayır.. Beni ilgilendirmiyor " dedim ve tekrar yattım. İçimden inşallah önemli bir şeyidir de geberir dedim. Herkese öfkeliydim. Hiç biri beni arayıp sormamıştı. Bi an içim daraldı.
" Bülent ben bir duşa gireceğim."
" Tamam canım sonrada bir şeyler yiyelim."
" Tamam diyip banyoya gittim. Ilık bir duş aldım. Beni biraz olsun rahatlatmıştı. Üstümü giyinip içeri gittim. Beni görünce Bülent'te kalktı.
" Be mutfaktayım."
" Tamam canım"
Bir şeyler hazırladım.
" Büleeennntt hadi gel canım sofra hazır." dedim ve oturdum ama Bülent gelmiyordu.
" Bülenttt sana diyorum" diye sesleniyordum ama gelmiyordu. Kalkıp içeri gittim.
Bülent ayakta elindeki telefona hayretle bakıyordu.
" Bülent" dedim.
Sesimi duyunca kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerinden ateş saçılıyordu.
" Bülent kötü bir şey mi var?"
" Bu ne haaa?" diye bağırarak telefonu üzerime attı. Şaşırmıştım. Telefonu yerden aldım. Ekrana baktığımda ise tam bir şok etkisiydi. Özel bir numaradan Kenan'ın beni duvara sıkıştırdığı o fotoğraf gönderilmiş. Belli ki orda birisi bizi gizlice fotoğraf çekmiş.
" Bülent Bülent açıklayabilirim" dedim ağlayarak.
" Kapa çeneni" diye bir tokat yapıştı suratıma.
" Bülent sana yemin ediyorum zannettiğin gibi değil."
" Ne değil ha ne değil" diye omuzlarımdan sarsıyordu beni.
" Bülent beni sıkıştırdı ama ona haddini bildirdim nolurrr"
" Aylardır beni boynuzluyorsun diye evde huzur bırakmamıştın bu fotoğraf ne utanmaz kahpeee" diye ittirdi beni. Yere düşmüştüm.
" Bülent hayııırr Bülent" diye ayaklarına kapanmıştım. Bacaklarını tutuyordum. Bırakmadığım için beni yerde sürükledi. Biz kavga ederken telefonu çaldı. Tabiki de açmıyordu. Sonra benim ki çaldı. Arka arkaya ikimizinki de sırayl çalıyordu.
" Aç şu telefonu" dedim bacaklarını bırakarak.
Bülent telefonu kapatınca bir müddet olduğu yerde kaldı.
" Noldu?"...