Evde yalnız olduğum için Simge'yi çağırmıştım. " off kızım Metin Abi'nin durumuna gerçekten çok üzüldüm kız dediğin kadar varmış pis hain."
" Evet öyle ama Simge başak bir durum daha var yani nasıl söyeleyeceğimi bilmiyorum ama.."
" Kızım meraklandırmasana insanı"
" Simge biz gidiyoruz galiba" dedim ve ağlamaya başladım.
" Ne ne diyosun kızım sen? Saçmalama ne gitmesi nereye?" diye afallamıştı ama gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.
" Atandı Simge Erzurum'a atandı. Gidiyoruz."
" Hayırr.. Hayır ya..." deyip birbirimize ağlayarak sıkıca sarıldık.
" Üzülme canım kardeşim ağlama. Belki bir gün bir yerlerde tekrar bir araya geliriz."
" Deme öyle deme sanki hep ayrı kalacakmışız gibi."
" Simge bu dediğine sen inanıyor musun? Benim bir ailem yok unuttun mu? Onlar ne derse o.."
" Ben sensiz napacağım? Seni çok özleyeceğim can dostum.."
" Hadi ağlama artık. Annenden izin al bugün burda kal. Yalnızım nasılsa. Hatta Mehmet'i de çağır. Hep birlikte son kez doyasıya eğenelim."
Simge gidip Mehmet'i de getirdi. Gece bizde kaldık. Yemeğimizi kendimiz yaptık, film izledik, sabaha kadar sohbet edip, sırdaş olmanın tadına bir kez daha vardık.
Sabah onları uğurlarken kapıda tekrar duygusal anlar yaşandı. " Ben bugün yarın giderim. Kendinize iyi bakın canlarım."
" Niran Ablacığım seni çok özleyeceğim." deyip Mehmet'le sarıldık.
" Hem ben, sen olmadan bu cadı ablamla nasıl başa çıkacağım hı?" dedi.
" Üzülme Mehmetciğim siz çok güçlüsünüz. Elbet tekrar bir araya geleceğiz. Beni asla unutmayın..."