Bülent'le 2 gün Afyon'da kaldıktan sonra Çeşme'ye gittik. Otelimiz harikaydı. Kocaman bir yatak, rahat koltuklar,plazma bir televizyon vardı.En güzeli de manzarası harikaydı. Deniz ayaklarımızın altındaydı sanki.. Kapıdan girer girmez,
" Bülenttt burası ne harika bir yer" diye sevinç çığlığı attım.
" Beğendin mi?" dedi munzur bir gülüşle.
" Beğenmem mi aşkım yaa harika!"
" Hadi yerleşelimde denize girelim."
" Hayır ya akşamüstü oldu yarın sabahtan gireriz çarşısını gezelim."
" Tamam canım sen nasıl istersen" dedi ve valizlerimizi boşalttık. Üzerimizi değiştirdik.
" Aman ne şık olmuş benim karıcığım."
" Aman sende şımarma hadi çıkalım."
Çeşme gerçekten harika bir yerdi ve çok kalabalıktı.
" Bülent çok güzel baksana şu denize"
" İlk kez geliyorsun demi?"
" Evet sorun mu?" dedim kızarak.
" Ya Niran öyle demek istemediğimi sen de biliyorsun."
" Tamam kes."
" Bak şurda bir balık restoranı var. Rakı balık yapalım mı ne dersin?" dedi sarılıp kendini affettirmeye çabalarcasına.
" İşini biliyorsun Bülent Bey" dedim.
Restorana oturduk.
"Hmm balıklar gerçekten çok lezzetli."
" Dur şu adamdan fotoğrafımızı çekmesini isteyeyim."
"Pardon bakar mısınız acaba resmimizi çekebilir misiniz?" dedi.
" Kaldır kadehleri de kaldır" dedi gülerek.
Yemeğimizi yiyip biraz daha gezdikten sonra otele döndük. Tam film izleyecektik ki Neslihan aradı. Bilgisayardan görüntülü konuşmak istiyormuş hanımefendi.
" Bülent ben aşağıya ineyim ya şimdi gece gece hiç çekemeyeceğim."
" Tamam ısrar etmeyeceğim"
Odadan çıkıp bahçeye inince pişman oldum. Ayıp olur diye düşünüp tekrar odaya çıktım. Kapıdan girişimi Bülent farketmedi. Nedense o an hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ve onlara görünmeden dinlemeye başladım.
" Niran nerde?"
" Aşağıya inmişti. Daha gelmedi."
"Memnun oldu mu bari hanfendi"
" Anneee.. Evet çok mutlu bol bol fotoğraf çekiyor. "
"Aman çeksin o görmemiş ailesine de göstersin. Onlar ancak böyle yerleri fotoğraflarda görebilirler. Kızları da bizim sayemizde hayatını yaşıyor."
Gerisini hatırlamıyorum. Sanki o sözlerden sonra kulaklarım tıkandı. Yavaşça geri çıktım. Ağlayarak bahçenin arkasına dolandım. Hamağın üzerine attım kendimi. Gökyüzüne bakarak ağlıyordum. Biraz sonra toparladım kendimi onlara karşı güçlü olmalıydım. Odaya çıktım. Bülent yatağın üzerine uzanmış televizyon seyrediyordu.
" Nerede kaldın hayatım?"
İstemsizce ona boş boş bakıyordum.
" Niran düzgün baksana yahu korkutuyorsun beni" dedi gülerek.
" Ben sizin paranızı yemiyorum Bülent"
Ben bunu söylediğim de yüzündeki o tebessüm anında kayboldu.