10

618 48 59
                                    

SERKAN
Kendimi yorgun hissetmeme ve başımın ağrısına rağmen ders çalışmaya başlamıştım o sırada telefonum çaldı, arayan Cemre'ydi...

Serkan : efendim Cemre?

Cemre : Serkan biz küs müyüz?

Serkan : hayır Cemre... sadece çok sinirliydin bugün ve fazlasıyla saçmalıyordun. Daha fazla konuşmayalım diye gittim ben de

Cemre : şimdi evde misin peki?

Serkan : evet... nerde olucam?

Cemre : ya şey tamam... odanda mısın? Yani tek başına...

Serkan : evde tek değilim ama odada tek başımayım evet, nooluyo Cemre?

Cemre : hiiiç.. tamam... şey Serkan ben özür dilerim...

Serkan : özür dilemen gereken kişi ben değilim biliyorsun... Eylül'den özür dilemen lazım.. çok ağır konuştun kıza, ayıp ettin

Cemre : ne?! Ondan özür mü dilicem? Serkan bana bugün neler dediğini duysaydın...

Serkan : ne dedi? Hı? Ne demiş olabilir en fazla?

Cemre : güya ben seni ondan kıskanıyormuşum, o yüzden böyle fevri ve sinirli davranıyormuşum... senin ona geri dönmenden korkuyormuşum falan...

Serkan : bu da bi ihtimal... yani benim döneceğimden değil de senin kıskançlık yapman olağan...

Cemre : ne?! Nasıl ya? Sen de mi böyle düşünüyorsun?

Serkan : olabilir... ama güzel birşey bu, yani beni kıskanman...hoşuma gitti

Cemre : hadi ya...

Serkan : öyle...

Cemre : odanın kapısını kapa, odadan da çıkma tamam mı?

Serkan : başım ağrıyo, uyuycam zaten Cemrecim.. sonra konuşuruz...

Telefonu kapatıp gözlerimi yumdum ve uyumaya çalıştım.

Biraz uyudum saate baktım, sadece yarım saat dalmışım. Odada canım sıkılınca televizyon izlemek için salona geçtim, kapı yumruklanıyordu adeta, zile de üst üste basılıyordu. her kim ise sabırsız olduğu kesindi ve kapı açılana kadar durmayacaktı...Annem endişeyle yanıma gelmişti...

Nazan : kim ki bu deli? Evi başımıza yıkacak...

Serkan : bilmem ki

Nazan : tamam oğlum, sen otur ben bakarım...

Annem kapıyı açar açmaz, Cemre'yi gördüm. Evin içerisine bakınıp duruyordu...

Serkan : Cemre? Ne işin var?

Cemre : Sen neden burdasın? Hani odanda olacaktın? Hani uyuyacaktın? Hani nerdeler?

Serkan : uyumayı denedim ama fazla uyuyamadım, teleziyon izlemek istedim... ayrıca kim nerde?

Cemre : Defneyle Eylül... yani Defne söylediğinde ciddiymiş, gerçekten Eylül ders çalıştıracakmış..

Serkan : gerçekten bilmiyorum... Defne çıktı

Cemre : burda yoklar yani

Serkan : Eylül sence bu eve gelir mi? Bir daha anca cenazemde gelir...

EYLÜL
Defne ile bir kafede buluştuk. İlk konuştuğumuzda benimle dalga geçiyor sanmıştım ama yine de kabul edip buraya gelmiştim. Ama beni yanılttı çünkü hiç beklemememe rağmen baya hazırlıklı gelmişti, ben oturunca hemen defterini açmıştı...

Defne : evet, bekliyorum. Sen de hazırsan bugün edebiyattan başlayalım

Eylül : olur da, ben şaşırdım. Bu dersleri ciddiye aldığını düşünmemiştim.

Defne : alıyorum tabii ki... bu çok önemli. Kimse inanmıyo ama ben üniversiteye gitmek istiyorum Eylül... sonra orda zengin bir koca bulup mantık evliliği yapıcam ve bu sefaletten kurtulucam.. aşk meşk işleri boş, sen de biliyorsun. En güzeli mantık evliliği yapıp huzurlu ve rahat bir hayat sürmek. Bu arada merak etme, o zaman yani çok zengin olduğumda bana yaptığın bu yardımı unutmayacağım, emeklerinin karşılığını sana verip bir tek sana yardım edicem..

sinirlerim bozulmuştu, güldüm...

Defne : ciddiyim ben

Eylül : tamam... tabii ki.. başlayalım o zaman...

Defne gerçekten pür dikkat beni dinlemiş, notlar almıştı. Belki de yanılıyorumdur, belki de Defne gerçekten üniversiteye girmeyi hedefliyordu. Eğer sene sonuna kadar bu istikrarını korursa olurdu da zaten... dersi bitirmiştik...

Defne : işin var mı? Otursak biraz daha

Eylül: saatlerdir çalışıyoruz zaten Defne... nooldu?

Defne : ya of eve gitmek istemiyorum. Şimdi o ezik de evdedir, mıy mıy mıy hiç çekemicem... noolur kal biraz daha. Hem bak 10 liram var, sana kahve alıcam.

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin