70

376 32 24
                                    

SONGÜL
Hangi arkadaşıysa, Güney'in eve dönmediğini öğrendiğim için mutlu olmuştum... nasıl açıklama yapardım?

Mert : kocan mı aradı yine?

Songül : evet... eve gelmeyecekmiş...

Mert : bu saatte dışarıda... demek ki eşini aldatan bir sen değilsin... rahatla artık...

Songül : Güney beni aldatmaz! Ben aldatıyorum evet ama o yapmaz! Eskiden tam tersini düşünürdüm ama anladım ki o benim için fazla iyi biri... belki de boşanmalıyım...

Mert : doğru karar...

Songül : evet... ona bunu rezilliği daha fazla yaşatmama gerek yok. O da onu gerçekten seven biriyle mutlu olsun... annesinin yanına dönsün, sefillikten kurtulsun...

Mert : sen de kurtulursun... birlikte yaşarız, herkese, herşeye inat evleniriz. Sana çok rahat bir hayat sunarım Songül, çalışmana da gerek kalmaz. Çocuk istiyorsan o da olur... yeter ki sen iste...

Songül : oha lan acele etme... bugün neden burda olduğumu biliyorsun...

Mert : biliyorum... bana karşı koyamadığın için. Senin de hoşuna gidiyor...

Songül : geldim çünkü zorladın, Güney'e anlatırım dedin...

Mert : bana başka bir seçenek bırakmadın...

CEMRE
Serkan hastaydı.. yaptığıma o kadar pişman olmuştum ki, gidip özür dilemek istedim ama yapamadım, artık Serkan yüzüme bile bakmazdı. Ama kanser olduğunu bilmiyordum ki, nerden bilebilirdim?

Oyalanmak için Tuna'nın bana verdiği görevleri yapmaya başladım, nerdeyse hepsini bitirmiştim. Son çizimimi yapıp onu aradım...

Cemre : Tuna... çizimlerin hepsi bitti...

Tuna : hepsi mi? Nasıl? Gelecek koleksiyon için olanlar da mı?

Cemre : evet... onlar da.

Tuna : çok çalışıyorsun... öyle olmadığını biliyorum ama özensiz çizimler değil dimi? Onların zamanı var, istersen daha da çalışabilirsin...

Cemre : hayır... hepsiyle çok uğraştım. İstersen yarın sana teslim edeyim sen de bak...

Tuna : olur... hatta yarın dersin yoksa kahvaltı edebiliriz beraber...

Cemre : yarın dersim var ama öğleden sonra, yani kahvaltı çok güzel olur...

MERAL
Yine söyleyemedim... Güney için üzgünüm ama söyleyemedim.

Güney: evet?

Meral : yok bir şey...

Güney: iyi olduğuna emin misin? Bak kızım kimseden korkma... en azından kızlara falan anlat...

Kafamı salladım...

SERKAN
Sabah geç kalmıştım, ilaçlar beni bolca uyutuyordu. Kahvaltıdan sonra biraz dizi izledim sonra sıkılmıştım. Evde otur otur canım sıkıldı, ben de Defnenin odasına girdim...

Defne : nooldu Serkan? Bir şey mi istiyorsun?

Serkan: sıkıldım ben...

Defne : evde kalman lazım, biliyorsun. Ben dışarı çıkıcam, benden istediğin bir şey var mı?

Serkan: evet..

Defne : ne peki?

Serkan : şey... Eylül gelmiyor muydu derse?

Defne : gelir de ben derse gitmiyorum, yani biraz alışveriş yapıcam.

Serkan : çağırsan gelir mi peki?

Defne : naapıcaksın sen Eylül'ü?

Serkan : hiç... sohbet ederdik...

Defne : Güney'i arasana sohbet etmek için...

Serkan : ya boşver sen şimdi Güney'i... soruma cevap ver... arasan, çağırsan gelir mi buraya?

Defne : bilmiyorum, arayıp sorarım...

Gülümsedim...Defne Eylül'ü aradı, Eylül de geleceğini söyledi... Defne dışarı çıkmıştı, ardından Eylül gelmişti..

Eylül: sen iyi misin?

Serkan: evet... iyiyim, atlattım.

Eylül: umarım öyledir, çünkü morale ihtiyacın var senin... bunu aklından çıkarma sakın

Serkan : biliyorum... benden konuşmayalım, senden konuşalım...

Eylül: benden mi? Ne konuşucaz ki?

Serkan: herhangi bir şey anlat Eylül... saçma bir şey olsa da farketmez. Anlat işte dinleyeyim...

Eylül: neden?

Serkan : eski günlerdeki gibi konuşmayı özledim. Konuşalım istiyorum sadece... lütfen...

Eylül: peki... şey, Meral ve Mert ayrı, Meral çok keyifsiz, evden bile çıkmıyor... Güney ve Songül çok mutlu, hatta Güney çocuk bile istiyormuş... şey, özür dilerim...

Serkan : önemli değil... devam etsene

Eylül: tamam... Kader yine aynı Kader.. değişik bir şey yok onunla ilgili... aklı sürekli derslerde ama mutlu sonuçta, önemli olan da bu bence

Serkan: peki sen?

Eylül: ben mi? Aslında ben yurdu bırakıyorum...

Serkan: ne? Nasıl? Nerde kalıcaksın peki?

Eylül: ben ayrı eve çıkıyorum...

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin