51

405 42 22
                                    

GÜNEY

Annemin söyledikleri aşırı saçma gelmişti... ne yani Songül beni aldatacak mıydı? Şuan sıkıntılarımız olabilir ama gözüm kapalı emin olabileceğim tek bir şey vardı o da sevgilinin bana olan sadakati.. anneme güldüm...

Güney : yok artık anne... ne yani Songül de beni mi aldatacak?

Selin : oğlum, lafın gelişi söylüyorum... tamam, sevmem falan ama o kadar da aptal değildir herhalde.. Bulmuş zengin kapıyı, aldatır mı seni? Yani tamam şuan o harabede yaşıyor olabilirsiniz ama ne yaptı etti, aldı Ertürk soyadını. E sen de zenginsin sonuçta.. seni aldatacak kadar aptal olduğunu sanmıyorum...

Güney : sadece paradan mı yani?

Selin : başka neden olacak oğlum? Kandın, evlendin, hayatının hatasını yaptın ama bunu en az zararla atlatmana yardımcı olmana çalışıyorum.. biliyorum, şimdi boşan desem asla kabul etmezsin ama...

Güney : tabii ki etmem... Songül'ü seviyorum ben anne... 

Selin : iyi tamam tamam... umarım pişman olmazsın...

Güney : olmam anne... olmam...

EYLÜL

Serkan pek iyi görünmüyordu.. hala ailesine de anlatmamış durumu zaten, ne olacaktı? Nasıl karşılayacaklardı ameliyat masraflarını? Cemre de bilmiyordu, yanında durduğu yoktu... ne kadar kızgın olsam da Allah kahretsin ki hala onu düşünüyorum işte.. ne olacak? İyileşecek mi? Ailesi, sevgilisi dururken hatta kendi bile umursamazken bana dert olmuştu işte...

Bir gün Cemre yurda gece yarısı, tam kapılar kapanmak üzereyken geldi.. gözleri kan çanağı gibiydi, deli gibi koşturup yatağına geldi, Kader de ben de şaşırmıştık..

Kader : Cemre? Nooluyo?

Cemre : söyleyemem söyleyemem... çok kötü...

Kader : korkutmasana kızım, söyle işte...

Cemre : Serkan..

Korktuğum başıma geldi.. kesin yeniden fenalaşmıştı... iyi miydi acaba?

Kader : ne oldu? Ayrıldınız mı yoksa? Bunu söylemeye mi korkuyorsun?

Cemre : hayır... ayrılmadık.. sadece... biz.. biz Serkanla oturuyorduk, onların evindeydik, sonra birden başım dönüyor dedi, yere yığıldı...

Kader : hih! Ne olmuş? Tansiyonu falan mı düşmüş?

Cemre : burnu da kanamaya başladı.. 

Kader : hih! Sonra...

Cemre : şey.. sonra biz hastaneye gittik ama Nazan hanım beni kovdu, yurda gönderdi... naapıcağımı bilmiyorum...merak ediyorum...

Eylül : yanında olacaksın gerizekalı... istediği kadar kovsun, gidip başında duracaksın. Sevgilisi değil misin? Git yanında ol...

Kader : Eylül?

Eylül : ne Kader ne? Benim sevgilim hastanede yatsa, onlar kapıdan kovsa bacadan girerdim, burda duramazdım, çıkar giderdim... 

Cemre : haklısın.. gitmem lazım...

Eylül : bi zahmet... insan sevdiğini görmek ister hastanedeyken, sen de git, moral olsun 

Cemre gider gitmez Kader bana şaşırarak baktı...

Eylül : ne?

Kader : az önce Cemre'yi Serkanın yanına gönderdin, farkındasın dimi?

Eylül : tabii ki farkındayım Kader... Serkan onu seviyor, yanında onu görünce mutlu olacaktır... ben olsam koşa koşa giderdim, ne Defne ne Nazan hanım umrumda olmazdı ama görmek isteyeceği kişi ben değilim, Cemre ne yazık ki...

Kader : bana hala Serkan'ı sevdiğini söyleme Eylül...

Eylül : Ozanla çıkıyorum ben Kader.. tabii ki sevmiyorum Serkanı.. sadece lafın gelişi söyledim..

Kader : iyi o zaman...

Yalan... tabii ki yalan.. ama neyse ki bunu bilen yalnızca benim... ne Serkan ne de bir başkası...

CEMRE

Hastaneye geldim, ne olursa olsun burda olacaktım.. 

Nazan : yine mi geldin sen? kovmadım mı ben seni? Neden geldin yine?

Cemre : evet ve hiç bir yere gitmiyorum Nazan hanım.. o benim sevgilim.. yanında olmasını isteyeceği ilk kişi ben olacağım...

Defne : yaa tabii tabii

Cemre : çıktı mı doktorlar? Ne dediler?

Nazan : test yapıyorlar, kimse bir şey söylemedi.. of ne oldu oğluma? 

Cemre : ben de anlamadım.. birden bayıldı.. çok korktum.. zaten hastaneye gelir gelmez sizi aradım..

Bu sırada odadan bir hemşire çıktı...

Defne : ben Serkanın kardeşiyim... Defne.. Serkan nasıl?

Hemşire : sakin olun.. şuan iyi.. kendine geldi...

Hemşire bana baktı gülümseyerek...

Hemşire : ah, o zaman Eylül sen olmalısın... seni çağırdı... bir bak istersen...

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin