SERKAN
Eylül birden bana döndü...Serkan: yani... öyle demek edemedim... yani benim gibiler.. benim yaşındakiler.. senin yaşındakiler...
Eylül : tabii tabii...
Serkan: ciddiyim Eylül.. kendine yazık ediyorsun
Eylül: sanane Serkan sanane? Evlenirim, çocuğuna da bakarım, annelik de ederim, onun çocuğunu da doğururum! Sanane!
Serkan: tamam... tamam Eylül... bağırma. Sen nasıl benim yanımda oldun, hastalığımı düşünüp benim için en iyisini istedin, ben de aynısını istiyorum senin için
Eylül: Serkan sen beni düşünme... artık düşünme... bırak Ozan düşünsün artık
Serkan: peki...
Eylül: beni düşünmek için geç kaldın be Serkan... gözünün içine bakardım, bana göz ucuyla bakmazdın... Cemre seni bırakınca bir anda beni düşünür, yanına beni yakıştırır buldun. Ama bitti, gözüm açıldı benim artık. Gördüğün gibi o eski Eylül de değilim.
Koltuğa oturdu yeniden...
Serkan : ama sen burdasın...
Eylül: senin durumun farklı. Sen hastasın Serkan... iyi olmanı isterim. İyi ol, hayallerin gerçek olsun, ne istersen yap...
Serkan: ama ben şuan mutluyum... neden biliyor musun? Çok büyük bir hatadan döndüğümü farkettim... Cemre benim en büyük hatamdı. Yanımda olan o değil.. sensin...
Eylül: o da gelecektir... sadece sinirleri bozulmuş
Serkan: neden siniri bozulsun ki? Kanser olduğumu bile bilmiyo. Basit bir şey sanıyo, kanser olduğumu bilse sinirleri ne halde olurdu acaba?
Cevap vermedi, sanırım kalkıp gidecekti.Birden dizlerine yattım, kalkmasına izin vermeyecektim...
Serkan : neden olduğunu söyledi mi size? Neden ayrıldığını?
Eylül : evet...
Serkan: ben farkında bile değildim oysa... ama bilinçaltı işte... sayıklamışım durmuşum... en savunmasız olduğum anda..
Eylül: yapma Serkan... kalk dizlerimden hadi...
Serkan: ben hastayım, çabuk yoruluyorum, ne olur dinlensem azcık...
Eylül: git odana çık dinlen zaten... burda oturup boş boş konuşman hata... dinlenmen lazım
EYLÜL
Cevap vermedi.Eylül: Serkan? Serkan?
Cevap vermedi. Sonra uyuduğunu farkettim. Huzurlu görünüyordu. Uyuduğu zaman herşey ne kolaydı... ben olmak istediğim yerdeydim, konuşmayınca bana o günleri hatırlatmıyordu... gözlerini görmeyince bana değil de Cemreye aşkla bakan bakışlarını unutuyordum... şu halde herşey çok güzeldi...
İyice uyuduğundan emin olduktan sonra elim saçlarına gitti... yavaşça parmaklarım kaydı gitti saçlarının arasından... şimdi zaman dursa, ben hep böyle otursam kalsam... ama olmazdı... o uyanacak, bana yine o günleri hatırlatacaktı. Yurda gidecektim, Cemre'yi görecek, aklıma bebek gelecekti.
İstediğin olucak Serkan... bir ailen olacak... hem seni iyileştirecek hem de sana bir aile kurduracak bir bebek... belki de artık gerçekten Ozanı sevmek için çabalamalıydım. Ne de olsa artık Serkanla geri dönüşü yoktu...
MERAL
Ağlamamı bir türlü durduramıyordum... ne ara bu hale gelmiştik? Biz kardeştik kardeş! Ne ara birbirimizin yüzüne bakamaz hale gelmiştik ki? Telefonum bir yandan ısrarla çalıyordu. Her seferinde Mert'ti, birkaç kez de Songül... ne yüzle arıyorlarsa...Son kez çaldığında artık dayanamadım ve sinirle açtım telefonu...
Meral : ne var be ne var Mert? Ne yüzle arıyorsun?
Feride : Meral, canım benim Feride
Ne?! Ay çok utanmıştım... eh be Meral, bakmadan açarsan olacağı bu...
Feride : canım ben sonra arayabilirim istersen
Meral : yok Feride hanım, kusura bakmayın... sinirlerim bozuk biraz da... söyleyin lütfen
Feride : önemli değil... Meral, ben diğerlerini de arıcam zaten ama senden başladım. Akşam hepinizi bize bekliyoruz. Akşam yemeğine... bu gece bizim için çok önemli, sizlerle paylaşmak istiyoruz, gelirsin dimi?
Gitmesem olmazdı.. gidecektim mecburen...
Meral : tabii gelirim Feride hanım
Feride : çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum.
Akşam nasıl olacaktı acaba? Mert ve Songül de ordayken... nasıl bir gece olacaktı? Acaba gelebilecekler miydi, orası da ayrı tabii...güçlü olmak zorundaydım... güçlü olacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dayan Yüreğim
Teen FictionHer hikayenin içinde acı da olur ayrılık da... ama iyi biten herşey iyidir derler. Sonunda kavuşmak olan vedalara merhaba...