28

453 39 25
                                    

EYLÜL
Sabah uyandım, Kader de Cemre de hala uyuyordu. Elimdeki karta bakıp durdum, Ozan'ı arayıp aramama konusunda kararsız kalmıştım. En sonunda Kader'i dinleyerek aramaya karar verdim ama önce Defne'yi aradım çünkü bugünkü dersi iptal etmemiz gerektiğini ona söylemem gerekiyordu...

Eylül : Defne, biz bugünkü dersi iptal etsek olur mu? Benim bir işim var da..

Defne : iyi tamam.. ama yarın çalışırız dimi?

Eylül : tamam, yarın olur...

Defne : iş mi buldun kendine, hayırdır? Sen hiç iptal etmezdin... Yoksa ders vermekten vaz mı geçtin? Bak Serkan ya da Cemre sana bununla ilgili bir şey dediyse eğer...

Eylül : hayır hayır tabii ki vazgeçmedim.. hem ne münasebet? Onlar bana ne hakla karışabilir? Bugün biriyle görüşücem, ondan erteliyorum.

Defne : oha sevgili mi yaptın? Kim? Adı ne? İnanmıyorum sen bile sevgili yaptın.. üniversiteden mi buldun? Yakışıklı bir arkadaşı ya da kardeşi var mıdır, benim için yani... of ben de üniversitede olsaydım keşke. Evde annemden başka birini mi görüyorum sanki, nasıl sevgili bulucam ki?

Eylül : sakin ol...

Defne : dedikoduya aç kaldım ben. Merve ve Aleyna benle konuşmuyor artık, fakirim ya. Pislikler! ee hadi anlatsana

Eylül : öyle bir şey değil bu.. yani sevgilim değil. Geçen gün gördüm, tanışalım mı dedi, bizim Kader ve Meral de bana cesaret verince kabul ettim..

Defne : ay tamam oldu bu iş... nasıl biri? Yakışıklı mı? Zengin mi? Kimin nesi?

Eylül : yarın görüşürüz Defne...

Ofladı... bu beni neredeyse güldürmüştü. Defne'nin sırf Cemre'ye inat olsun diye benimle takıldığını düşünüyordum eskiden. Ama şimdi düşünüyorum da, sanırım çok çaresiz kalmıştı. Şuan hiç bir arkadaşı yoktu, tek konuştuğu bendim. Bunca zaman yanında olan arkadaşları sırf o fakir oldu diye onu terk etmişti.. şimdi bir ben vardım en yakınında.. o benimle gerçekten konuşmak istiyordu sanırım...

Elimdeki karta baktım yeniden.. arayacaktım. Zaten Defne ile olan programı da iptal etmiştim...numarayı çevirip aramaya başladığımda bile içimde hala bir şüphe vardı. Aramasa mıydım?

Eylül: alo... merhaba ben Eylül...

Ozan : Eylül.. merhaba... açıkçası arayacağını düşünmemiştim. Nasılsın?

Eylül: iyiyim, sen?

Ozan : ben de iyiyim... kararını verdin mi?

Eylül: evet.. konuşabiliriz

Ozan : süper.. çok sevindim. Seni gelip almamı ister misin?

Direkt dürüst bir giriş yapmaya karar verdim...

Eylül: olur, tamam... o zaman Koşuyolu kız öğrenci yurdu önünden alabilirsin beni...

Şaşırdı... bir süre suskun kaldı, hemen cevap verememişti... her halinden anlaşılıyordu şaşkınlığı...

Ozan : Koşuyolu kız öğrenci yurdu... tamam... kahvaltı yaptın mı? Yapmadıysan kahvaltı edebiliriz istersen, güzel bir yer biliyorum...

Eylül: olur... henüz kahvaltı yapmadım...

Ozan : yarım saate ordayım...

Telefonu kapattıktan sonra giyinmek için odaya döndüm. Kader de Cemre de uyanmıştı...

Kader : Günaydın... Defneyle dersine mi gidiyorsun?

Eylül: hayır.. Ozan'ı ara dememiş miydin? Aradım. Almaya gelecek birazdan

Kader : ayy çok heyecanlı... akşama neler yaptığınızı ayrıntılı şekilde öğrenmek istiyorum...

Eylül: sadece konuşucaz Kader... zaten bugünden sonra bir daha benimle görüşmek istediğini sanmıyorum...

Kader : nedenmiş o?

Eylül : onu buraya çağırdım Kader... buraya... yurda. Sence kim annesiz babasız, fakir bir kızı kabul eder ki? Herkes Güney değil...

Cemre : Güney süper biri tabii... (mırıldanarak)

Gözlerimi devirdim... ne ima ettiğini anlamamak için salak olmak lazımdı... hala vazgeçmemişti...

Kader : hiç belli olmaz kızım... Güney ilk başta nasıl biriydi hatırlamıyor musun? O bile bu hale geldiyse... aşk bu, insana her şeyi yaptırır...

Eylül: doğru... Cemre'nin de dediği gibi... Aşk böyle bir şey demek ki... affetmeyeceğin şeyleri affettiriyor insana, normalde yapmayacağın şeyleri yaptırıyor..

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin