59

373 36 14
                                    

EYLÜL
Cemrenin saçmalıklarını daha fazla dinlemeden çıktım ve uzun zamandır adım bile atmadığım eve geldim. Nazan hanımın tek kelime bile etmemesi hatta biz Defneyle çalışmak üzereyken masaya kurabiyeler getirmesi dikkatimi çekmişti...

Eylül: Nazan hanım? İyi misiniz siz?

Nazan : evet iyiyim... neden sordun?

Eylül: hiç... iyiyseniz sıkıntı yok...

Nazan : oğlum için en iyi doktoru buldum, Serkan iyileşecek, o para avcısı kız sonunda oğlumdan ayrıldı, kızım üniversiteye girmek için çabalıyor, daha ne isterim?

Eylül: Serkan için sevindim ama Cemre konusunda sevinmeyin derim... yani onların barışması an meselesi...

Ben cümlemi tamamlayamadan Serkan yanımıza gelmişti...

Serkan: barışma falan yok... beni bu haldeyken bırakan birine tekrar dönecek değilim...

Nazan : aferin oğlum... en doğrusu... sana kız mı yok ki? En güzelleriyle tanışırsın...

Serkan sadece kafasını sallayıp bana bakmıştı...

Serkan : ne çalışıyorsunuz?

Eylül: tarih...

Serkan: iyi, ben de biraz dinleyeyim...

Nazan : sen yatsana oğlum, dinlenmen lazım

Serkan : anne, bak zaten evden dışarı çıkarmıyorsun bile. Bari arkadaşım burdayken biraz vakit geçireyim...

Nazan : tamam tamam... ama sorun dinleneceksin...

Serkan: tamam...

Nazan gidince Serkan yanımıza oturdu ve öylece durdu...

Eylül: cidden burda böyle oturacak mısın?

Serkan: evet...

Eylül: neden?

Serkan: anneme de demiştim... biraz vakit geçirmeye ihtiyacım var... sürekli yatıyorum ve değişikliğe ihtiyacım var...

Eylül: tamam... peki...

Bir süre ders çalıştık, Serkan yanımızdan bir an olsun ayrılmamıştı. Biraz sinir bozucu olsa da aldırmadım... sonuçta hastaydı. Nazan hanım bile onu mutlu etmeye uğraşıp bunun için benimle bile uğraşmıyorsa ben de ona katlanabilirdim...

SERKAN
Eylül neden hala burdaydı? Yani beni de Defneyi de pek sevmezdi ama neden hala burdaydı ki?

Defne gidince hemen yanına oturdum...

Eylül: nasılsın?

Serkan: tedaviye başladım.. biraz yorgunum. Ama ilaçlardan oluyormuş...

Eylül: iyi olacaksın. Sadece kendini bırakma...

Serkan: bırakmıyorum... iyi olucam... sadece keşke...

Eylül: keşke ne?

Serkan: ben daha 18 yaşındayım Eylül.. on sekiz... gencim... yapacak çok şeyim var... neden şimdi? Ya bana bir şey ol-...

Eylül: sana hiçbir şey olmayacak Serkan... iyi olacaksın...

Serkan: eğer olursa diyorum...

Eylül: olmayacak...

Serkan : ben daha on sekizim... yapacak çok şeyim vardı. Yapmak istediklerim... dünyayı gezecektim... bir aile kuracaktım... çocuklarım... belki çocuklarım olcaktı.

Eylül: merak etme Serkan... istediğin herşey olacak, sadece biraz sabır...

Serkan : insan yanındaki insanları en zor zamanında anlıyormuş Eylül... Cemre'ye bak, çekti gitti...

Eylül: ama senin durumunu bilmiyor Serkan... bilseydi seni asla bırakmazdı

Serkan: evet kanser olduğumu bilmiyor ama hasta olduğumu düşünüyordu... beni hasta yatağımda terketti... insan sırf o kendini biraz daha iyi hissetsin diye yalandan yanında olur...

Eylül: aynı senin bana yaptığın gibi dimi? Ayrılmak için en azından hastaneden çıkana kadar beklenir...

Serkan: Eylül...

Eylül: neyse... şimdi en azından mutluyum...

EYLÜL
Ve sonra o soru geldi...

Serkan: gerçekten mutlu musun? Onunla yani?

Yalan söylemeye başlamıştım bile...

Eylül: Ozanla mı? Evet... hem de çok. Çok iyi biri.

Bu doğruydu işte... o iyi biriydi...

Serkan: çocuklu bir baba...

İroniye bak! Gülmemek için kendimi zor tuttum... gerçi o hala bunu bilmiyordu...

Eylül: ee ne olmuş yani?

Serkan: ne yapacaksın yani? Bundan sonra artık cici anne mi olacaksın? Eylül sen daha on sekiz yaşındasın... üvey anne olmak için çok küçüksün.

Eylül: insanlar 16 yaşında doğuruyor Serkan...

Serkan : senin kardeşin ondan küçük Eylül... sence de garip değil mi?

Eylül: değil...

Serkan: peki... sen öyle diyorsan...

Eylül: evet öyle diyorum...

Bu konuşma böyle gitmeyecekti... ayaklandım...

Serkan: sen daha iyilerine layıksın... birlikte gençliğini sonuna kadar yaşayabileceğin birine... yaşı yaşına uygun.. seni anlayan, seni tanıyan...

Eylül : sen gibi yani öyle mi?

Serkan: evet! Yani şey...

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin