61

398 35 20
                                    

SONGÜL

Toprak hoca Güney'i aramış, akşam herkesi evlerine çağırdıklarını, bizi de beklediklerini söylemişti.Hiç gitmek istemiyordum, biz gidiyorsak, Meral de orda olacaktı, Mert de. Onlarla bir araya gelmek... olanlardan sonra çok zordu. Mert kesin gelirdi ama Meral... Meral gelir miydi?

Güney'e gitmeyelim dedim ama dinlemedi. Artık ikimiz de eskisi gibi olmak için çabalıyorduk, kolay değildi bu, özellikle de benim için. Ama Güney gerçekten umutluydu. Zehra ablanın davranışları bile umrunda değildi artık. Takmıyordu... odasına gidip çalışıyordu, eve geldiğinde Melek'i bile kucağına alıyordu. Bezdiğini, sıkıldığını görebiliyordum... ama yine de artık tek kelime etmiyordu. 

Bugün de Zehra ablayı sanki hiçbir şey olmamış gibi koltukta uzanıp nereye gideceğimiz konusunda hesap sorarken görünce çıldıracak hale gelmiştim. Biz Güney ile onun yüzünden bu hale gelmiştik. Zehra abla yüzünden! 

Sonra aklıma bir şey gelmişti. Zehra abla kimsesiz değildi. Sadece dul bir kadındı ama sonuçta babamla evlenmeden önce de evi vardı, bir ailesi vardı. Bu yüzden dayanamadım ve evden çıkıp babasının evine gittim.. babası da kızını yanında istiyormuş ama Zehra gitmek istemiyormuş.. tabii burda evde ekmek elden su gölden, oh ne ala.. ama artık bitti, yeter... eve döndüm ve Zehra ablanın başına dikildim...

Songül : Zehra abla, babanla konuştum bugün... tesadüf bu ya, karşılaştık

Zehra : babam mı?

Songül : evet, adamcağız ne kadar üzülüyormuş haline, nasıl özlüyormuş seni bir bilsen...

Zehra : eh ben onu ziyaret ediyorum sık sık..

Songül : ama aynı evde olmaya benzemez sonuçta. Baban bana yalvardı, kızımla konuş, torunlarımı da alıp evine gelsin dedi, ben de adamı öyle görünce dayanamadım. Zaten malum, biz de yeni evliyiz, evimiz küçük.. yani anlayacağın kabul ettim. Ben babasız kaldım, sen kalma Zehra abla...

Zehra : aa! sen beni kovuyor musun? Kardeşinin masraflarından kurtulmak işine geldi dimi?

Songül : olur mu öyle şey? Ailenle rahat edersin Zehra abla... Hem ben zaten kardeşime yine yardım edicem, sık sık ilgilenicem. Ona kıyafetler, oyuncuklar, yiyecekler, mamalar alıcam hep. Sadece farklı evlerde kalıcaz, o kadar...

Zehra abla çaresiz kalmıştı. Sedef'e de durumu anlattı, sinirle söylene söylene bavullarını topladı, benden para koparmayı da başararak evi terketti. Rahatlamıştım. Kardeşim yine iyi olacaktı, ama aynı evde kalmayacaktık Zehra abla ile... bu işe en çok Güney sevinecekti. Gelmesini ve şu sessizliği, sakinliği görmesini sabırsızlıkla bekliyordum...

EYLÜL

Kader ve Cemre ile birlikte hazırlanıp Feride hanımların evine geldik. Biz gelene kadar Meral hariç herkes gelmişti bile.

Feride : Kızlarım, Meral yok mu?

Kader : biz de bilmiyorum Feride hanım. Normalde bizi hep yurttan alırdı ama arıyoruz açmıyor. 

Feride : Allah Allah, bana gelicem demişti ama...

Toprak : Mert, sen biliyorsundur, Meral gelicek mi?

Mert öksürdü.. 

Mert : bilmiyorum hocam.. yani biz.. ayrıldık. O yüzden bilmiyorum...

Feride : aa! Ondan mı sesi garip geliyordu? 

Kader : bize de hiçbir şey söylemedi ama..

Mert : yeni oldu zaten...

Güney : ee canısı zorladı dimi seni? 

Mert bir şey demedi...

Kader : amaan canım, ufak bir şeydir... dimi Mert? Sonuçta Meral bu, bir şeye canı sıkılmıştır, hemen Mert'in üstüne gelmiştir...

Mert yine tek kelime etmedi, bu durum garipti...

Herkes yemeklerini yerken Serkan'ın yemeğine dokunmaması sadece benim değil, Feride hanımın da dikkatini çekmişti...

Feride : Serkancım? Hasta falan mısın? Yemiyorsun da...

Serkan : iyiyim Feride hanım...

Güney : Cemre ile araları bozuk ya Feride hanım, ondandır...

Feride : anladım canım.. ee siz gençsiniz, olur arada böyle şeyler, dimi Toprakçım?

Toprak : tabii ki...

Meral de gelmişti, biraz geç kalmıştı, üstelik solgun ve mutsuz görünüyordu... canım kardeşim benim.. acaba Mert ile aralarında ne oldu?

Feride : Meral de geldiğine göre o zaman söyleyelim mi Toprakçım?

Toprak : söyleyelim... 

Feride : çocuklar...biz bir bebek bekliyoruz!

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin