40

493 43 14
                                    

SERKAN
Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında olduğumu farkettim. Kolumda bir serum, bir yatakta yatıyordum. En son hatırladığım, okulda olduğumdu. Hatta Eylül ile konuşuyorduk ama sonrası yok... ne olmuştu bana böyle? Hemen doğrulmaya çalıştım, biri beni omuzlarımdan geri itti...

Eylül: naapıyosun? Yatsana şuraya

Serkan: Eylül? Ne oldu bana?

Eylül: bilmiyorum. Tansiyonun falan düşmüş galiba. Doktorlar tahlil yaptılar, sonuçları bekliyoruz

Serkan: sen neden burdasın?

Eylül: merak etme, gözünü ilk açtığında görmek istediğin kişinin ben olmadığını biliyorum. Cemre'yi aradım ama telefonu kapalıydı. Güney'i de aradım ama cevap vermedi. Şimdi Mert'i arıyordum ama o da meşgule verdi telefonu. Anneni arayacaktım ama telaşlanır diye vazgeçtim. Kimi arayayım? Toprak hoca olur mu?

Serkan: kimseyi arama. Boşuna telaş yapmasın kimse, ben iyiyim. Zaten çıkalım artık, burda durmam anlamsız

Eylül: duymadın galiba, doktorlar test yaptılar, sonuçları çıkacak, öyle taburcu olacaksın.

Serkan: tamam.. peki...

Eylül: şimdi Toprak hocayı arıyorum. O gelene kadar yanında dururum

Serkan: Eylül arama... işin varsa bekleme git ama kimseyi arama. Toprak hoca bilirse Feride hanım da öğrenir. O bilirse bilmeyen kalmaz. Kimsenin bunu büyütmesini istemiyorum

Eylül: peki... işim yok, beklerim ben

Sustum... sahiden neyim vardı benim? Neden bu kadar yorgundum?

Eylül'ün telefonu çalınca Cemre'nin geri aramasından korktum ama arayan o değildi belli ki, sevgilisiydi...

Eylül: hayır canım, okulda değilim... evet yalnız değilim... ufak bir işim var, arkadaşlayız... hı hı... hayır gelemem... başka zaman gitsek olur mu? Tamam... Efe'ye selam söyle..

Telefonu kapadıktan sonra bana bakmadan koltuğa oturdu...

Serkan: ben iyiyim, gidebilirsin, başımda durmana gerek yok

Eylül: ya sen aptal mısın? Suratının haline bir bak, sapsarı oldun.  Eve bırakayım sonra ne yapacaksan yap.

Serkan : teşekkürler Eylül

Eylül : ne için? Yanında durduğum için mi?

Serkan: evet... zorunda değildin, bunu severek yapmadığını da farkediyorum ama yine de burdasın...

Eylül: önemli değil... senden nefret etmiyorum ki Serkan. Sen en kötü anlarımda hep yanımdaydın, ben hiç senin yanında olmamıştım ya hani, bunu telafiden say

Serkan: sen de en kötü zamanlarımda yanımdaydın Eylül. Annem hapisteyken, Defne intihar etmeye çalıştığında onu kusturan, başımızda duran, yurda gitmeyip bizle kalan, sabah kahvaltıyı hazırlayıp okula giden sendin... evi tutmamızı sağlayan, içini temizleyip bize eşya ayarlayan da sendin.

Eylül : bunları şimdi söylemenin kıymeti yok Serkan. Sevgilindim, tabii ki yanında olacaktım keşke o zaman da bunları hatırlıyor olsaydın...

Hatırlıyordum... o zaman da hatırlıyordum, şimdi de hatırlıyorum... ama kızgınlıkla söylediğim şeyleri geri alamıyordum şimdi... bir zamanlar her şeyim olan kızın kalbini kırmıştım çoktan... çok yorgunum, uyumak istiyorum...

SONGÜL
Yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Uzun zaman sonra bir arkadaşımla dışarıda vakit geçiriyordum ve iyi gelmişti. Bu zorunlu ara bana gerçekten iyi gelmişti, çalışmaktan kafamı kaldıracak halim bile yoktu birkaç güne kadar...

Mert : yemekleri beğendin mi?

Songül : yemek buldun mu ye, dayak buldun mu kaç... Hedoş'un lafı. Daha ne olacak oğlum, çok güzel yemekler

Mert : ben laf olsun diye sormuştum aslında. İş yerinden çıktığımızdan beri sipariş harici ağzını açmadın da... zorla geldiğini bilseydim getirmezdim

Songül : zorla gelmedim de garip geldi. Aylardır böyle dışarı çıkmıyorum. Aslında Güney beni yemeğe çıkardığından beri hiç dışarda yemek yememiştim...

Mert : Güney'i arayabilirim istersen, gelip alır seni. Ya da ben de bırakabilirim...

Songül : hayır ulan hayır... yemeklerimizi yicez. Bugün Güneyden ya da Zehra abladan bahsetmek yok Mert. Tamam mı?

Mert : tamam... afiyet olsun o zaman...

Telefonum çalıyordu, arayan Güneydi. Reddetmemle gelen rahatlıkla gülümsedim... birkaç saatliğine özgürdüm. Şimdi merak et dur bakalım Güney

Okunma sayısı çok mutlu ediyor, umarım hep böyle devam eder 💙

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin