SERKAN
Fazla değil, sadece bir kaç dakika önce baba olacağımı öğrenmiştim, şimdi ise Cemre bana onu aldırdığını, artık yapayalnız olduğumu söylüyordu. Donup kalmıştım, bir şey söyleyemiyordum bile...Nazan : yürü! Yürü defol git evimizden! Defol!
Cemre : hani bana zengin avcısı demiştiniz ya Nazan hanım, bakın, değilim. Eğer öyle olsam bunu fırsata çevirir Serkan ile evlenirdim... ama ben bunu yapmadım. Uykusunda benim yerime bir başkasını sayıklayan adamla birlikte kalamam ben. Onun bebeğini taşıyıp hayatımı rezil de edemem... paranız da eviniz de umrumda değil...
Defne : kırk yılda bir iyi bir şey yaptın tebrik ediyorum... biz de sana ve bebeğine bayılmıyorduk zaten gerizekalı...
Nazan : defol Cemre! Defol! Bir daha oğlumun yanına yaklaşma! Sakın!
Annemle Defne, Cemre'yi kapı dışarı ederlerken ben hala olayın şokundaydım... annem yanıma geldi...
Nazan : kurtulduk sonunda o kızdan... kurtulduk annecim... hepsi geçecek...
Serkan: anne... Cemre hamileymiş...
Nazan : biliyorum oğlum biliyorum ama naapalım, aldırmış onu ... ama sen hiç merak etme, başka bir yolunu bulucaz
Serkan: o bebek... çok güzel olabilirdi..
Nazan : evet, o seni iyileştirecekti. Belki biraz geç olur ama yine de iyileşeceksin oğlum... hiç merak etme, gerekirse yurt dışına da gideriz. Onun bebeğine ihtiyacımız yok
Defne : bebek yaşasa iyileşecek miydi?
Nazan : evet...
Defne : amaan, boşver Serkan, onla bir ömür geçirmeyi düşünmüyordun herhalde
Serkan: bebek... ne olursa olsun o benim bebeğimdi... ben baba olacaktım. Hem iyileşecektim hem de baba olacaktım... ben artık hiç bir zaman baba olamıcam...
Defne : neden?
Serkan : doktor söyledi, kemoterapi yüzünden... o bebek benim ilk ve son şansımdı...
Eğer Eylül bunu bana zamanında söyleseydi... belki o zaman bir şansım olurdu... artık o şansım elimden alınmıştı...
CEMRE
İçimdekileri kusup rahatlamıştım. Gerçekten rahatlamıştım... sabahtan hastaneye gittiğimde korkuyordum ama doktorum bana güven verdi. Önce bebeği kontrol etti, her şey yolundaymış aslında ama ben bu bebeği istemiyordum. Birkaç saat sonra tüm dertlerimden kurtulmuş ve hafiflemiş bir halde hastaneden çıktım ve direkt Serkanların evine doğru yol almıştım.Gerçekten, yüzüne tüm gerçekleri bağırırken öyle rahatlamıştım ki... sonra da doğru mezarlığa gittim... beni gerçekten seven, bana gerçekten aşık olan tek insanın yanına, Gökhanın yanına... Nazan hanımın onu hiç acımadan öldürdüğü, doğru düzgün ceza bile çekmediğini hatırladıkça hala ağlayasım geliyordu... ben onun çocuğunu nasıl sevebilmiştim? Sevgilimi öldüren kadının çocuğuna nasıl aşık olabilmiştim? Evlenecek miydik? Evlenirsek sevgilimin katiline anne mi diyecektim? Yapamazdım... özür dilerim Gökhan... ben sana ihanet ettim... özür dilerim
EYLÜL
Ozanla dışarı çıktıktan sonra akşam üstü beni yurda bırakmıştı, hala arabadayken bana yaklaştı, sanırım öpecekti... ilk öpüşmem... ilk öpüşmem Ozanla mı olacaktı? Yapamazdım, ilk öpüşmem onunla olamazdı.. hemen kafamı çevirdim ve buna engel oldum.Eylül: özür dilerim... sadece...
Ozan : sorun değil...
Sorun yok dese de bozulduğu her halinden belliydi... ben iner inmez gaza basıp gitmişti. Her şey bir bir mahvoluyordu...
Yurtta Kaderle konuştuktan sonra Defne'nin dersi için evlerine gittim ama kapıyı açan olmadı. İlla ki biri evde olurdu ama kimse açmadı kapıyı... acaba Serkan'a bir şey mi olmuştu? Yan komşu beni görmüştü...
Kadın : evde değiller kızım, onlar apar topar çıktılar...
Eylül: nereye gittiler?
Kadın : ambulans geldi... çocuk hasta herhalde, bu iki oluyor... yazık, çok da genç...
Eylül: nesi vardı? Serkan iyi mi?
Kadın : bilmiyorum kızım, sen arkadaşı mısın?
Kafamı salladım...
Kadın : sirenleri duyduğum an dışarı çıktım, ambulans geldi, sedyeyle çıkarttılar çocuğu, baygındı, pek de bir şey görmedim ama bu iki oldu... umarım kötü bir şey yoktur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dayan Yüreğim
Teen FictionHer hikayenin içinde acı da olur ayrılık da... ama iyi biten herşey iyidir derler. Sonunda kavuşmak olan vedalara merhaba...