54

472 35 46
                                    

EYLÜL
Elimdeki hamilelik testiyle Songüle gelip onu öpücüklere boğdum. Yeğenim oluyordu! Ben... teyze oluyordum!

Songül: deli misin kızım sen? Ne oldu durduk yere öptün...

Eylül: ya bize niye söylemedin Songül? Ne kadar saklayacaktın? İnanamıyorum sana!

Songül : n- ne saklıyorum? Anlayamadım

Eylül: kızım anne oluyosun ya! Bebeği neden bizden sakladın? Kızlar, teyze oluyoruz!

Kader : ne?! Bebek mi?

Meral : oha canısı! Hamile misin?

Kader : yaa ne güzel, şimdi ufacık bir bebek olcak, ay Güneyle de aranız düzelir. Ne de olsa bebek bu... yaa kız mı olacak yoksa erkek mi?

Meral : ayy! Teyze olmak için çok gencim...

Songül : ne?! Yok öyle bir şey saçmalamayın be! Hamile fakan değilim

Elimdeki testi gösterdim...

Eylül: saklama Songül... bak bu tuvaletteydi.

Songül : iyi tamam da o benim değil. Hamile falan değilim ben. Test yapsam neden burda yapayım zaten deli miyim?

Meral : e Nerimanın da olamayacağına göre...

Kader : benim sevgilim bile yok

Meral : ben tuvalete adımımı bile atmadım

Eylül: benim hiç değil... o zaman kimin?

O an kimse konuşmadı, çünkü hepimizin aklına tek bir isim gelmişti... Cemre.. Sandalyeye çöktüm ve elimdeki gebelik testine bakıp kaldım... evet ortada bir bebek vardı, teyze de oluyordum ama sevdiğim adamın bebeğiydi o....

Meral : e oha! Ne ara?

Kader : bir gece yurda gelmemişti... baya oldu...

Eylül: o gece Neriman hanımı da ben oyalamıştım...

Songül : kızım dur ya, üzülme...

Meral : boşver canısı, değmez...

Eylül: haklısınız... üzülmek yok.

Kader : ee şimdi bunlar ayrılmışlar. Ne olacak?

Eylül: barışırlar.. bebek var sonuçta dimi ortada? Bebek için barışmak zorundalar...

Öğrendiğim şeyle dünyam başıma yıkılsa da bir yandan iyi olmuştu. Araşırmıştım ben bu hastalığı. İlik nakli ile iyileşme şansı çok oluyormuş. Ve Serkanın kendi kanından bir bebek... Serkanın ilacı olacaktı... bu bebek onun iyileşmesi için tek şanstı...

SONGÜL
Kızların yanından çıkıp eve gidiyordum ama ayaklarım geri geri gidiyordu. Biliyorum ki Zehra abla beni soru yağmuruna tutacak, evde yemek olmadığı için beni azarlayacak ve başımı şişirecekti. Şuan başımda onca şey varken görmek istediğim son insan oydu...

Yolda yürürken bir araba yanaştı yanıma. Saat geç olmuştu, biraz korkmuştum çünkü araba yavaşlamış beni takip ediyordu.

Neden Meral'in beni bırakmasına izin vermedim ki sanki? Bu saatte yürümek de nerden çıktı?

Arabadaki adam camı açtı ve bana seslendi. Farkettim ki o Mert'ti... o günden sonra bir daha hiç görüşmemiştik. Ne diyecektim ki?

Mert : Songül, geç oldu, eve bırakabilirim

Songül : eve ne kadar geç gitsem o kadar iyi aslında Mert...  sen burda ne arıyorsun?

Mert : dolaşıyordum, kendimi burda buldum...

Songül : Mert..

Mert : ne kadar geç o kadar iyi demiştin dimi Songül?

Songül : evet...

Mert : sabaha ne dersin?

Songül : hayır hayır... Meral, Güneyle bizi barıştırmak için bir şeyler düşünürken, senin ona karşı soğukluğundan bahsederken ben seninle gelemem Mert.. olmaz...

Mert : Güney umrunda değil yani...

Songül : ulan beni ne hale düşürdün Mert! Kocamı aldattım, kardeşime ihanet ettim. Cemreden beter oldum. Ne haldeyim farkında mısın sen?

Mert : Songül... hadi gel. Özledim seni. Sen de özledin biliyorum. Zaten seni göremiyorum. Lütfen...

Songül : olmaz Mert.. yapamam... Meral... ona daha fazla ihanet edemem....

Mert arabayı durdurup indi ve yanıma geldi. Yağmur da yağmaya başlamıştı, harika...

Mert : onu aldatan benim tamam mı? Sen değilsin... bak, yağmur da başladı... bu bir işaret Songül... benimle gel...

Yağmur iyice bastırınca arabaya bindim... yattı balık yan gider hesabı, hiçbir şey ilk seferiyle kalmayacaktı işte... kardeşime ve kocama bir kez daha ihanet etmek üzere arabaya bindim ve Mert'in kocaman gülümsemesiyle onun evine doğru yola çıktık...

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin