19

529 46 51
                                    

CEMRE
Kader arka tarafı işaret edince arkamı dönüp kim var diye kontrol etti...

Meral : garsonlar var canısı... o kadar da olsun dimi? Yemeklerimizi kimler getirecek yoksa?

Güldük...

Güney : ee o zaman hediyeleri verelim

Serkan: aynen abi hadi

Erkekler sıraya girmişken Eylül de Serkanın arkasında hediye verme sıramı bekledi... Ne yani, ikinci bir hediye mi?

Eylül : bu da benim diğer hediyem...

Kader : bana hediye almıştın zaten, neden ikincisini aldın ki?

Eylül: dolaşırken bir tezgahta gördüm ve aldım...bak bakalım, beğenecek misin?

Kader hediye paketini yırtıp bilekliğe baktı ve hemen eline taktı...

Kader : çok güzel, çok teşekkür ederim

Eylül: çok yakıştı...

Kader : çok güzel seçmişsin ya bayıldım...

Eylül: şey aslında ben seçmedim...

Meral : kim seçti canısı?

Cemre : Defne mi?

Serkan: Defne mi? O ne alaka?

Cemre : bu ara hep onunla takılıyor ya, ondan sordum...

Eylül: hayır... tezgahın başında duruyorken başka biri seçti...

Kader : ben birşey anlamadım

Eylül: ya aslında bir kolye beğenmiştim, çok güzeldi ama onu alıcakken aynı anda başka biri daha uzandı kolyeye. Kafamı kaldırdım baktım bir adam. Almam için ısrar etti ama ben almadım, sonra bu bilekliği gösterdi, ben de hemen onu alıp ayrıldım ordan...

Serkanla birbirimize baktık, bu olay çok tanıdıktı bizim açımızdan. Zaten bizim aşkımız böyle başlamamış mıydı? Serkan da bana baktıktan sonra Eylül'e dönüp kaşlarını çattı. Neden? Ne oluyordu?

Meral : ay çok romantik... filmlerdeki gibi aynen...

Eylül: saçmalama Meral!

Meral : bir kez daha karşına çıkarsa oldu bu iş...

Songül : te Allahım yarabbim. Saçma sapan konuşmasana Meral.

Meral : aman iyi be birşey demedim.... yakışıklı mıydı?

Eylül: Meral!

Songül : yakışıklıysa noolcak? Hemen aşık mı olcaklar? Bir el değmesiyle olsaydı...

Serkanla bakıştık...

Güney : aşkım öyle deme, olur mu olur... Sen değilsin ama içimizde çok romantik olanlar var...

Serkan gözlerini devirdi ve gülümsedi...

EYLÜL
Pasta kesilmişti, hep beraber gülüp eğleniyorduk. Songül de eğleniyormuş gibi görünse de çok mutlu değildi, kardeşimi tanıyordum, anlamıştım birşeyler olduğunu. Yoksa Cemre saçma sapan şeyler söyleyip Songül'ün aklını mı bulandırmıştı? Gidip dan diye de soramam ki böyle birşeyi. Acaba nesi vardı? Güneyle mi bozuktu arası acaba? Ama Güney gayet rahat duruyordu. Karısının elini tuttu, yanından bir an olsun ayrılmadı, gözü hep ondaydı. Onlara bakıp imrendim...

Kader ve Meral sarılıyor, çiftler yan yana oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakarken ben yalnız kalmıştım. Lavaboya gidecekken oturan biri gözüme takıldı... ama bu...

Ozan : selam... merhaba iyi günler

Eylül: ne?

Ozan : ismini sorduğumda, iyi günler dedin ya hani...

Eylül: evet, ismim de iyi günler zaten. Hatta bak şurdakiler de iyi geceler, iyi akşamlar, günaydın, iyi haftasonları, o da güle güle...

Ozan kahkaha attı...

Ozan : demek bugünkü doğum günü kızı senin arkadaşın...

Eylül: sen nerden biliyosun bunu?

Ozan : e sen demedin mi bileklik kendim için değil, arkadaşım için diye...

Eylül: evet ama burda ve bugün olduğunu nerden bildin? Sen beni mi takip ediyorsun?!

Ozan : hayır hayır, sakin ol, sapık falan değilim, sakin ol...

Eylül: ama bana pek öyle görünmedi. Sadece bize kiralanmış olan mekanda oturmuş bizi izliyorsun...

Ozan : burası benim...

Ah!

Ne?! Nasıl?

Ozan : sahibi benim buranın. Dolayısıyla burada sessizce oturabilirim. Sizi rahatsız etmedim, buradan geçene kadar benim varlığından haberdar bile değildin...

Eylül: evet ama...

Ama... konuşmaları duymuş muydu? Kızarmaya başladığımdan emindim...Meral'in söylediği saçma sapan şeyleri duymamasını umut ettim...

Ozan : ama...

Eylül: neyse, illa ki burda oturmak istiyorsan keyfin bilir, nasılsa mekan senin.

Biri yanımıza geldi, kim olduğuna baktım, Serkan...

Serkan : Eylül... bir sorun mu var?

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin