SONGÜL
Konuşmanın ardından sırtımı Güney'e dönüp yattım ve partide birkaç saat önce Mert ile yaptığım konuşmayı düşündüm...Flashback / Kader'in doğum günü partisi/ Songül
Herkes birbiriyle konuşup eğleniyordu, ben ise oturuyordum öylece. Çünkü aklımda onca şey vardı. Güneyle aramızdaki mesafe, Zehra abla, işten istifam derken dertlerim birikmişti. Önceliğim iş konusuydu. Şimdi nasıl iş bulacaktım? Hemen de işe giremezdim ki...
Mert gelip yanıma oturdu... ve kimsenin, Güney'in bile bana sormadığı soruyu sordu...
Mert : Songül.. sen iyi misin? Keyifsiz görünüyorsun
Songül : yok birşey ya Mert... her zamanki şeyler işte. Sen neden geldin ki? Herkes dans edip eğleniyor...
Mert : yoruldum... güzel parti oldu gerçekten
Songül : güzel... Kader çok mutlu oldu, önemli olan da o zaten, sonuçta onun doğum günü, benim değil...
Mert : e yani... ama böyle durunca merak ettim sadece. Bir sorunun varsa bana anlatabilirsin. Biz arkadaşız sonuçta dimi? Yani aramızdakileri hallettik... en azından ben öyle düşünüyorum. O yüzden bir derdin varsa bana da anlatabilirsin. Ben dinlerim...
Songül : sağol Mert ama bende dert çok, hangi birini anlatayım ki sana?
Mert : tabii Güney dinliyordur seni, ben de buraya geldim, kusura bakma
Songül : yok... gördüğün gibi Güney herşeyden bihaber... eğleniyor arkadaşlarıyla. Eğlensin tabii de... okula başladığından beri ister istemez uzaklaştık
Mert : o gün yemekte olanlar da üstüne tuz biber oldu yani...
Songül : yani.. biraz öyle oldu. Eskiden hep oturur konuşurduk, herşeyi... ama uzaklaştık. Şimdi kızlarla bile benden daha yakın
Mert : yok öyle değil. Güney başka kızlara falan bakmaz biliyorsun. Hep bizimle dolaşıyor zaten, aklı da sende
Songül : öyledir tabii...
Mert : kıskanmıyorsun dimi? Yani okulda başka kızlara bakar, beni unutur gibisinden...
Songül : yok, hayır... hayır tabii de, işte, uzaklaştık be oğlum... nasıl anlatsam... eskisi gibi değiliz işte. Ben üzgünken Güney bunu farketmiyor bile. Oturup konuşamıyoruz bile. Ya vaktimiz olmuyor konuşmaya, ya da vaktimiz oluyor ama ne zaman biraz konuşmaya başlasak kavgaya dönüşüyor. Yani anlayacağın artık Güneyle doğru dürüst anlaşamıyoruz.
Mert : geçici bir şeydir, takma...
Songül : bilmiyorum... Bir de ev durumları var tabii...
Mert : ev durumları derken?
Songül : zehra abla, Melek yani kardeşim, bir de Sedef. Güneyle ben de eklenince ufacık evde sığamıyoruz. Hadi ben idare ederim, sonuçta ben saraylarda büyümedim ama Güney alışık değil, sıkılıyor, eve bile gelmek istemiyor, ben anlıyorum onu her halinden...
Mert : Güney de alışır...
Songül : sanmıyorum Mert... bir de yemek, faturalar falan derken, geçinmek o kadar zormuş ki... ben bu kadar zor olacağını tahmin etmiyordum. İkimiz de okuyor olsaydık imkanı yok geçinemezdik
Mert : ama şimdi işin iyi dimi? Yani Güney söyledi bir atalyöde çalışıyormuşsun ama maaşın yetiyormuş her şeye galiba
Songül : fena değildi... gerçi ulan eşek gibi çalışıp üç kuruş birşey alıyorduk ama yetiyordu en azından. Aç kalmıyorduk yani... ama şimdi o da gitti...
Mert : nasıl yani?
Songül : bugün istifa ettim...
Mert : ne?!
Songül : aslında istifa falan etmek istemiyordum ama birden oldu işte... şimdi ne yapıcam bilmiyorum, işsizim
Mert : hoppala... Güney'in haberi var mı peki bundan?
Songül : hayır.. kimsenin yok, sen hariç. Söyleyemedim bir türlü... nasıl söylerim onu da bilmiyorum...
Mert : söyleme... bak ne dicem, ben anneme falan da sorarım, belki sana daha iyi bir iş buluruz. Ne tarz bir iş arıyorsun?
Songül : ne iş olsa yaparım...
Mert : temizlik falan?
Songül : hiç farketmez. Yeter ki iş olsun. Seçme şansımız mı var zaten?
Mert : tamam, sen kimseye istifa ettiğini söyleme tamam mı? Ben bulucam... söz veriyorum
Gülümsedim... sanırım son birkaç saattir ilk defa bu kadar rahattım...
Flashback sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dayan Yüreğim
Teen FictionHer hikayenin içinde acı da olur ayrılık da... ama iyi biten herşey iyidir derler. Sonunda kavuşmak olan vedalara merhaba...