24

482 40 47
                                    

EYLÜL
Kızlarla fazla geç olmadan yurda döndük. Meral bizi arabasıyla beş dakika içinde yurda bırakmıştı. Neyse ki anlaşğımız vakti geçirmemiştik ve hemen odamıza geçtik... Kader çok mutluydu. Hepimiz ellerimizde birşeyler taşıyıp ona yardım ediyorduk, en sonunda paketleri Kader'in yatağının üzerine bıraktık...

Kader : ne kadar çok hediye aldım... en çok hediye aldığım doğum günüm buydu... Feride hanım ve Toprak hoca bile hediyesini iletmiş. Aslında bu güne kadar çok fazla doğum günü kutlayamadık. Ama en güzel doğum günüm buydu...çok teşekkür ederim...

Kader aynı anda Cemreyle ikimize sarılmıştı. Güldüm...

Eylül: eh hadi uyuyalım o zaman... geç oldu

Kader : bence önce yarın ne giyeceğini düşün, öyle yat. Hatta bak, Mert'in aldığı daha doğru Meral'in benim için seçip Mert'e aldırdığı elbiseyi alabilirsin. Çok güzeldi, sana da olur, çok güzel olur hatta...

Eylül: kimse için süslenecek değilim Kader.

Kader : ay sen de iyice Songül'e benzedin Eylül, farkında mısın? Kızım sen her buluşmanda özenirdin, saçını yapıp en güzel kıyafetlerini giyerdin. O Eylül'e ne oldu? Nerde o Eylül?

Eylül: o Eylül yok artık Kader, bu Eylül sadece ilişkilerinde daha dikkatli olmayı seçiyor hepsi bu. Onun dışında ben yine aynı benim. Hayatıma alacağım insanları daha dikkatli seçiyorum.

Kader : ama Ozan?

Eylül: tanımadan bilemem. Hemen acale bir karar vermicem, öncelikle sadece konuşucam...

Kader : ay yakışıklı ama dimi?

Eylül: yani... öyle ama yakışıklı olması değil önemli olan. Bakalım nasıl bir insan? Dürüst mü? Karakterli mi?

Kader : evet o da var. Bak hele bir kardeşimi üzsün, karşısında beni bulur... artık mutlu ol be kardeşim, yüzün gülsün. Belli mi olur? Belki de Ozan'dır o insan...

Eylül: hangi insan?

Kader : hayatının aşkı. Belki hayatın sana sunduğu ikinci şans odur...

Eylül: belki de... tanımadan bunu bilemem...

Flashback/ partinin son dakikaları/ EYLÜL
Kızların ısrarları sonucu ve verdikleri gazla hala aynı yerde dikilen Ozan'ın yanına ilerledim... bu arada Meral tek başına şarkı söylemeye başlamıştı...

Eylül: orda öyle çıkıştığım için kusura bakma. Sadece zor zamanlar geçiriyorum, seninle alakalı bir durum değil

Ozan : dert değil, keyfine bak

Eylül: kolyeyi alıp bana vermen de çok hoş bir hareketti ama ben tanımadığım birinden böyle bir hediye alacak biri değilim.. Zaten belli ki onu birine alıyordun, bana vermene gerek yoktu. Kim için almaya niyetlendiysen ona verebilirsin...

Ozan : tanışalım o zaman... madem tanımadığın birinden birşey almazsın...

Eylül: nasıl yani?

Ozan : yarın bir şeyler içelim, çay ya da kahve mesela... burası hariç herhangi bir yerde. Tanışalım bu şekilde. Ne dersin?

Eylül: ben... bilmiyorum...

Bana bir kart uzattı...

Ozan : bak bu benim kartım. Düşün, eğer kabul edersen bir yerde konuşmak için bir plan yaparız... aramanı bekliyor olucam... istemezsen de yırtıp atarsın...

Ben elimdeki karta bakıp dururken Ozan kalkıp gitmişti bile. Bizimkilerin yanına geri döndüm...

Meral : ay nooldu canısı? Ne dedi?

Eylül: bana kartını verdi. Konuşup tanışmak istiyormuş...

Güney: oha hızlı çıktı... Eylül dikkat et, bak böyle tipler pek güvenilir olmaz

Serkan: aynen. Zaten sanki seni takip ediyormuş gibi bir de her yerde karşına çıkıyor falan... sence de garip değil mi?

Cemre : ne alakası var Serkan? Tezgahta karşılaşmış ve aynı kişi buranın sahibi çıkmış. Sonuçta burası önceden rezerve edilmiş, rastgele seçilen bir yer değil sonuçta

Mert : öyle olsa ne olur ki abi? Sonuçta koskoca adamın takip etçek hali yok, dimi?

Cemre : aynen öyle. Tesadüf...

Eylül: yani... mahalleye yeni taşınan kız yurdunun önünde çarpıştığın kızın saatler sonra parkta buluşup iftira atıp onun yüzünden karakolluk olduğun kızla aynı olması gibi ufak bir tesadüf işte.

Flashback sonu

Yeni hikayem, Tavan Arası Mektuplar'a hepinizi beklerim. 💜

Dayan YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin