CEMRE
Tuna ile kahvaltı edeceğimiz yere gelmiştik. Tunaya çizimlerimi uzattım, Tuna da onları uzun uzun inceledi... kötü müydü acaba? Neden bu kadar inceledi?Cemre : çok mu kötü?
Tuna : kötü mü? Şaka mı yapıyosun? Bunlar harika Cemre. Çok uğraşmışsın...
Cemre : ciddi misin?
Tuna : kesinlikle! Beni işimden edeceksin bu gidişle...
Güldüm...
Cemre : abartma...
Tuna : ben çok ciddiyim... harika bunlar, bayılacaklar...
Cemre : sağol Tuna...
Tuna : birkaç zamandır seni kötü gördüğümden bir şey demedim ama eğer zamana ihtiyacın varsa...
Cemre : hayır Tuna hayır... aksine çalışmak bana daha iyi geliyor...
Tuna : sen bilirsin... hadi, kahvaltı benden...
EYLÜL
Bunun üzerine Serkan karşımda gülümsemişti...Serkan: Eylül... aklımda bir şey var. Hemen reddetme tamam mı?
Eylül: ne var aklında?
Serkan: bak annem Defne ile bana ev aldı...
Eylül: ev mi aldı? Serkan siz...
Serkan: yakın zamanda bir miras kaldı bize. Şuan belki de eskisinden daha fazla zenginiz. Annem her ihtimale karşı Defne'yle ikimizin üstüne birer ev aldı. Buraya fazla uzak da değil...
Eylül: yani? Orda kalabilirsin diyeceksen eğer...
Serkan: kabul etmeyeceğini biliyorum, seni o kadar tanıyorum merak etme...
Gülümsedim...
Serkan: bir teklifim var. Ben o eve taşınmak istiyorum, zaten tüm gün evde oturuyorum, ha burda kalmışım ha orda... annemin ve Defnenin bana üzüntüyle bakmalarını görmek istemiyorum artık. Sen de orda benimle kal...
Eylül: Serkan...
Serkan : daha önce kalmadık sanki... yine öyle olacak. Bir oda senin bir oda benim olur... sen büyük odayı alırsın kardeşlerinle kalırsın. Ben dışarı çıkamıyorum zaten, Metin'le tüm gün evde otururuz, biraz yemek yedirir ilgilenirim. Sen de okuluna devam edersin, çalışmana da gerek kalmaz çünkü ev zaten benim...
Eylül: ama...
Serkan: Bak istersen her gün yüzümü görmek zorunda da değilsin. Ayrı odalarımız olacak zaten... ben odamda sen odanda. Yemeği bile aynı sofrada yemek zorunda değiliz.
Eylül: Serkan yapamam...
Serkan: sen beni evinde bedavaya oturtmuştun Eylül.. şimdi ben de aynısını yapmak istiyorum, ne var bunda?
Eylül: çok şey var... bir karşılığı olmalı bunun
Serkan: olacak tabii ki. Bir kere kendi evine taşındığında çalışacağın için aklım sende kalıcak ve her dakika seni arıcam, iş yerine vardın mı, her şey yolunda mı, bir şeye ihtiyacın var mı, eve geldin mi, diye sürekli arıcam, böylelikle beni telefon faturasından kurtarmış olacaksın. İkincisi evin yemeği ve temizliği senden. Ve bir de beni kemoterapiye götürmeni istiyorum. İnan bana bunlar evin kirasından fazla eder... kabul mü?
Serkan öyle bir bakıyordu ki, kabul etmemek imkansızdı...
Eylül: Serkan... ben emin değilim... yani tek mesele bu değil. Ben sana güv-...
Serkan : biliyorum... güvenmiyorsun... ama zamana bırak olur mu? Bırak, zamanla güvenini kazanmama izin ver tamam mı?
Eylül : diyelim kabul ettim... annen? Benim tanıdığım Nazan hanım buna asla müsaade etmez...
Serkan: annem de Defne de bana acıyor, her şeye iznim var. Benim isteyip de annemin kabul etmeyeceği bir şey yok. Hem yanımda sen olacaksın, yalnız olmam ki...
Eylül: yanında olurum tabii ama...
Serkan: lütfen... annemler gibi acı bana bari...
Eylül: sana acımıyorum, acıncak halde değilsin. Sen iyi olacaksın.
Serkan: yani...
Eylül: tamam Serkan... düşünücem...
Serkan: düşün...
Gülümsedim...
Serkan: yine dizinde yatsam... olur mu?
Eylül: olur...
Serkan dizime yatıp gülümsedi. Ben de keyifle onun saçlarını sevdim yavaşça. Belki zamanla ben de unuturdum yaşananları... kabullenirdim, her şeyi eskisi gibi var sayabilirdim... mutlu olabilirdik belki yeniden...
Elimi saçlarından çıkardığım anda elimde bir tutam sarı saç kalmıştı. Ağlamamak için kendimi zor tuttum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dayan Yüreğim
Teen FictionHer hikayenin içinde acı da olur ayrılık da... ama iyi biten herşey iyidir derler. Sonunda kavuşmak olan vedalara merhaba...