SEVGİ MAHALLESİ

11. BÖLÜM

Keyifli Okumalar...💙🌸

Asya'dan;

Odamda boş boş oturmaktan vazgeçip mutfağa gitmiştim. Nefes çizim yapacağını söylemişti. Leyla ise kuzenimle okula gidecekti. Dans hocası olan Gökhan Hoca okullar açıldıktan kısa bir süre sonra olacak olan dans yarışması hakkında bilgi vermek için okula çağırmıştı Leyla'yı. Emel ise o günden sonra bizden kaçmıştı. Şu an da hastahanede çalıştığı için tamamen kızlar tarafından yalnız kalmıştım. Depresyona girmek için yeterli bir sebepti aslında.

Yengemin masada oturmuş liste hazırladığını gördüm. "Ne yapıyorsun yenge?" diye sordum merakla.

Gözleri beni buldu ve bir anne şefkatiyle gülümsedi. Ailem öldükten sonra amcamın ve Onur'un beni buraya getirmesiyle yengem hiçbir şekilde kötü davranmamış, aksine beni anaç bir yaklaşımla karşılamıştı. O hep böyleydi zaten.

"Biraz eksikler var kızım. Listeyi hazırlayıp çarşıya çıkacağım."

Onun bu söylemiyle hevesle yüzüne baktım. Akşama kadar kızlar gelmezdi ve benim canım çok sıkılıyordu. "Ben gitsem olur mu yenge? Hem canım sıkılıyor, hava almış olurum biraz."

Gülümseyip omuz silkti. "Tamam kızım."

Ayağa kalkıp odama gittim. Hızla üstümü değiştirdim. Çantamı ve telefonumu alıp yeniden mutfağa geçtim. Yengem listeyle birlikte parayı da bana uzatınca aldım ve evden çıktım. Kulağıma kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım. Bir süre sonra çıkan yüksek tempolu müzikle yüzümü buruşturup elimi cebime attım. Fakat o esnada yanımda ki hareketlilik dikkatimi çekmişti. Refleksle çığlık atıp damağımı ittirdim. Bu Alihan'dı.

O andan itibaren benimle alışverişe gelmişti. Üstelik ona teklif etmememe rağmen. Ah aptal ben!

Otobüse bindiğimizde iki tane adamın bana asılmaya ve dokunmaya çalıştığını fark edince huzursuzca kıpırdanmıştım. Alihan bunu fark edince beni önüne çekmişti. Elini belime atıp çenesini başımın üzerine koymuştu. Şu an elinin dokunduğu yer alev almıştı fakat o bundan bi haberdi. Alnımı göğsüne yaslayıp kokusunu içime çekmiştim. Fakat bu Ömer'in kokusuydu. İstemsizce kaşlarım çatıldı. Deli çocuk! Şu an kokunu doya doya içime çekmek varken sen yine izin vermedin. Gözlerimi kapattım. Onun yanımda olduğunu hissetmek istercesine elimi tereddütle beline şarmıştım. Bunu hissedince belimdeki elini sıkılaştırmıştı. Gülümsedim.

Otobüs durakta durunca başımı kaldırdım. Birden Alihan beni bırakıp şoför amcaya 'Abi beklesene biraz' dedi ve gitti. Anlamsızca bende otobüsten indim ve onu izledim. Az önce bana sarkıntılık yapan iki adama seslendi. Birinin yüzüne sert bir şekilde yumruğunu geçirirken ağzım şaşkınlıktan aralanmıştı. Alihan'ı tutmak için atılan diğer adama Alihan sert bir şekilde tekme atmıştı. Ve ardından hiddetle bağırmıştı. Ben olduğum yerde sadece olanları izliyordum. Alihan'ı ilk kez böyle görüyordum. Ne bir adım ileri gidebiliyor ne de konuşabiliyordum. Resmen adamlar bana asıldı diye dövmüştü ve ben bu deli adama yine ve yeniden aşık olmuştum. Bilseydi üzerimde bu kadar etkisinin olduğunu ne derdi acaba?

Yanıma gelmiş ve otobüse binmiştik. Bunun nedenini ve ona zarar gelebileceğini söylediğimdeyse yine kurmuş olduğu cümleyle beni mest etmişti. Ve bana kiraz çiçeği demişti. Şampuanım kiraz çiçeği kokuyordu. Ve o da saçlarımı koklayıp kokumu tanımıştı.

Asya bunu beğendi.

Otobüsten indikten sonra biraz yürümüştük. Yengem listeye o kadar çok şey yazmıştı ki bunun için süpermarketi arıyordum. Sonunda geldiğimizde içeriye girmek için adım atmıştım ki kolumu tutan el buna izin vermedi. Gözlerimi önce kolumdaki ele ardından elin sahibine yani Alihan'a çevirdim. Kolumda ki elini çekip omzuma attı ve beni kendine çekip ters istikamette yürümeye başladık.