Keyifli Okumalar...💙🌸
Nefes'den;
"Ben ne yangınlar gördüm.
Öylece bırak beni.
Sen ateşten korkarsın.
Kaç kurtar kendini.
Ben ne yaralar aldım.
Hiçbiri öldürmedi.
Sen de git unut beni..."Yaklaşık yarım saattir boyum kadar olan hatta milimlik santimle boyumu geçen saksıda ki dökülen toprakları avuçlarımla yerine geri döküyordum.
Ömer mi?
O da Onur'un koltuğuna oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. O kadar bağıra bağıra şarkı söyledim hiç etkilenmedi. Tamam tamam, duygu sömürüsü olarak da arada 'ah, vah' demiş olabilirim. Ama yani insan bir 'kalkıp yardım edeyim' der. Anca oturup bir taraflarını büyütsün Ömer Bey!
Önüme gelen saçımı elimin tersiyle ittim ve Ömer'e döndüm. Şirin sırıtmamı yüzüme yerleştirdim ve ellerimi çenemin altında birleştirdim.
Bakmayın öyle. Boyum kadar saksıyı tek başıma hayatta yerine koyamam.
Sonuçta denize düşen yılana sarılır demişler. Hey! Ömer'e yılan demiyorum saçmalamayın! O anca katıksız öküz olur!
"Ömer?" diye seslendim şirin bir ses tonuyla.
"Hı?"
"Hı mı?" diye sordum şaşkınlıkla. Gözleri beni bulunca hemen toparlandım ve gülümsedim. "Hadi bana yardım et."
Sırıttı. "Sen yaptın sen temizle."
Öfkeyle yüzüne baktım. 'Sin yiptin sin timizli!' Öküz! Yardım etsen ölürsün çünkü!. "Pisliksin!"
Ellerini saçlarının arasından geçirip o her kızın dondurma gibi eriyip bittiği gülüşünü sundu bana. Tamam sakin ol Nefes! "Genelde yakışıklı olduğumu söylerler."
Doğruydu. Yakışıklıydı. Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu öyle değil mi? Göz devirdim. "Egonu taşımak zor olmuyor mu?" diye sordum alayla.
Güldü ve kaslarını gösterdi. "Bunlar varken ne kadar zor olabilir ki?"
"Çok komiksin." dedim ve umursamadan işime geri döndüm.
Hay ben bele işin...
15 dakika sonra;
Yaklaşık 15 dakikadır dökülen toprakları saksının içine döküyordum yarım saattir yaptığım gibi. Yerde bir çuval kadar daha toprak vardı! Sinirle ve sessizce inledim.
Yahu ben bu koca saksıyı minnacık boyumla nasıl devirdim hâlâ daha anlamış değilim.
"Ah be Gülten Teyze! Bu saksının, çiçeğin hele de bir tamirhanede ne işi var Allah aşkına? İş mi bu ya?" diye sitemle söylene söylene işimi yaptım.
Başka ne yapabilirim ki?
"Belki de sen arkasına saklanıp beni dinle diye vardır."
Ömer'in sesini duymamla irkildim. Adım seslerinden ise bana yaklaştığını anlamıştım. Hafifçe doğrulup kafamı kaldırdım. Tam yanımda dikiliyordu. O bana tepeden bakarken ben ona başımı oldukça geri eğmiş bir şekilde bakıyordum.
Zürafa gibi boyu vardı vicdansızın!
Teşekkürler Ömer! Boyumun kısa olduğunu bir kez daha zürafa boyunla ispatladığın için...
"Seni dinlediğimi de nereden çıkardın?" diye sordum umursamaz görünmeye çalışarak.
Güldü ve benim kulaklarıma 'Öyle gülmek olur mu gözünü seveyim.' melodisi doldu. Eğildi ve tek dizini yere koyup yüzlerimizi eşitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİ MAHALLESİ
Novela JuvenilÇocukluktan beri arkadaş olan 4 kız ve 4 erkeğin dostluğu... Ve zamanla değişen hisler... Keyifli Okumalar...💚💙