16. BÖLÜM

9.2K 418 15
                                    

Keyifli Okumalar...💙🌸

Nefes'den;

Ömer telefonda ki kişiye 'güzelim' diye seslendiğinde içimde ki takip etme dürtümü engelleyemeyip peşinden gitmiştim. Tamirhaneden çıktığında kapının önünde arkası bana dönük bir şekilde duruyordu. Kapının kenarındaki büyük saksının içinde ki boyum kadar olan adını bilmediğim çiçeğin arkasına saklanmıştım. Bu çiçek hep Gülten Teyze'nin işiydi ve şu an acayip işime yaramıştı.

Teşekkürler Gülten Teyze...

Fakat Ömer'in sesi mırıltı şeklinde kulağıma geliyordu ve ben ne konuştuğunu anlayamıyordum. Arkasına saklandığım çiçeği unutup öne doğru bir adım atmıştım ki saksı büyük gürültüyle devrilmişti.

Hay ben bele işin...

Ben az önce 'teşekkürler Gülten Teyze' dedim değil mi?

Geri alıyorum...

İşin en kötü yanıysa sesi Ömer duymuştu ve şaşkınca bana bakıyordu. Keşke sağır olsaydın Ömer...

Tövbe Allah'ım çok tövbe.

"Nefes?"

Adımı seslenmesiyle gergince gülümsedim ve elimi enseme götürüp sertçe ovuşturdum. Ne diyeceğim ben şimdi?

"Ömer?"dedim onun gibi. Bu zaman kazanma taktiğimdi.

Nefes'in Taktikleri Programına hoş geldiniz efendim...

"Ne yapıyorsun burada?" diye sordu bana gelirken. Gözleri devrilen daha doğrusu devirdiğim saksıya kaydı. "Ne oldu?"

"Hiç..." dedim omuz silkerken. "Saksı oturmaktan sıkılmış yattı."

What?!

Cidden mi Nefes?

Bundan daha inandırıcı yalan olamazdı kesinlikle!

En kısa zamanda beyaz ve toz pembe yalanları öğrenmem lazımdı!

Ömer kahkaha attı. "Oturmaktan sıkılmış mı?"

"Hı-hım." diye mırıldandım gözlerimi kaçırarak.

Çenemde Ömer'in elini hissettim ve başımı kaldırıp onunla göz göze gelmemi sağladı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Çenemdeki elini yanağıma çıkartıp usulca okşadı.

"Beceremiyorsun." dedi keyifli bir sesle.

Kaşlarımı çattım. "Neyi?"

"Yalan söylemeyi."

Aferin Nefes! Sıçtın şimdi de sıva bakalım. Ömer bile yalan söyleyemediğinin farkında. Ne haddine zaten senin entrikalar, arkadan iş çevirmeler, oyunlar...

Omzumu silktim. "Aslında şu kadarcık..." dedim baş ve işaret parmağımla ölçüyü gösterirken. "Salak olsan gayet yemelik yalandı."

Kısık sesli bir kahkaha attı.

Aoo!

Ben az önce ne dedim?!

Ne dedim ben az önce?!

Az önce dedim ben ne?!

Az önce söylediğim yalanın yalan olduğunu itiraf etmiştim!

'Yalan söylediğini o anlamadığı zaten.' diyen iç sesim benden daha zekiydi.

Çünkü benim iç sesim!

Yanağımda duran elini enseme götürdü ve yüzümü yüzüne biraz yaklaştırdı. Sertçe yutkundum. Kalbim neden maraton koşmuş gibi hızlı atıyordu?

SEVGİ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin