90. BÖLÜM

4.2K 216 59
                                    

Keyifli Okumalar.💙

Multimedia: Leyla ve oğlu Cesur. (Çok tatlılar ulan!😍)

Nefes'den;

Sekiz Ay Sonra;

Vakit çok değerliydi...

Sekiz aydan bu yana değişen tek şey; karnımdı. Çünkü küçük oğlumuzu taşıyan karnım epey bir büyümüştü. Ömer'e hamile olduğumu söylediğimde kendisini işe verdiği için 'Olabilir böyle şeyler' demişti. Ondan beş dakika sonra da 'Sen az önce hamileyim mi dedin?' diye sormuştu. O gün komik bir anı olarak bize kalırken, zamanla Ömer eve iş getirmemeye çalışıp benimle ilgilenir olmuştu. Bazen fazla ilgi bunaltsa da bazen de özel hissettiyordu.

Fakat şu an peşimde bir avakadoyla dolanan kocamı bıçaklama isteğinden zor bela kurtuluyordum. "Ömer yemeyeceğim!" diyerek mutfağa girdiğimde elime meyve bıçağını alıp ona doğrulttum. "Biraz daha ısrar edersen, ya seni keseceğim ya da kendimi!"

"Tamam," dedi ellerini kaldırıp. Elindeki avakadoyu gördükçe midem halaya kalkıyordu. Onu bir kere yemiştim ve kusmaktan midem halsiz düşmüştü. "Ama bir kere daha ye istersen güzelim. Oldukça faydalı bir şey bu."

"Ömer," dedim uyararak. "Bak vallahi geliyor ha!"

"Tamam," dedi elindeki avakadoyu ve bıçağı tezgahın üzerine bırakıp yanıma gelirken. Dikkatlice elimden bıçağı aldığında, "Üzerine tükür çabuk." dedim telaşla.

Şaşkınca bana baktı. "Neden?"

"Öyle bir inanç var," diye açıkladım. "Elden bıçak alınca kavga ediyormuş insan. Seninle kavga etmek istemiyorum."

Dediğimi yaptığında bıçağı lavabonun içine atıp yüzümü ellerinin arasına aldı. "Canının istediği bir şey var mı yavrum?"

Başımı iki yana sallarken karnımı okşadım. "Hayır."

"Peki," dedi alnıma bir buse bırakıp geri çekilirken. "Benim işe gitmem lazım. Bugün duruşmam var. Seni nereye bırakayım güzelim?"

"Annemlere bıraksana beni." dedim. "İki gün önce görüştük en son. Özledim onları."

Başını sallarken yanağımı öptü. "Hazırlanayım, sonra çıkarız." deyip gittiğinde bende peşinden ilerledim. Odamıza girdiğimizde Ömer tişörtünü çıkartıp dün ütülediğim beyaz gömleği giyerken yatağın üzerine oturup çekmeceden aldığım çoraplarımı giymeye çalıştım. Karnım dev gibi olduğu için bir türlü giyememiş, terlememle kalmıştım.

En son oflayıp çorabı fırlattığımda Ömer aynadan gülerek bana baktı. Ona ters ters baktığımda fırlattığım çorabımı alıp yanıma geldi. "Ne zaman bir kocan olduğunu hatırlayacaksın acaba?" derken dizinin üstüne eğilip çorabın tekini giydirdi. "Neden bana söylemek yerine kendini yoruyorsun ki güzelim?" dedi diğer tekini de giydirdiğinde.

"Sen de yoruluyorsun." dedim masumca. Dizlerime ufak bir öpücük bıraktı. Dizlerimin iki parmak kadar üstünde, yazlık bir elbise giymiştim. Ömer de sabah saçlarımı örmüştü.

Az sonra jilet gibi lacivert takım elbisesinin içinde onu gördüğümde gözlerim doldu aniden. Geçen gün Asya'nın yanına gittiğimde Alihan bana Ömer'in takım elbiseyle olduğundan daha çok yakışıklı olduğunu ve peşinde bir sürü kadının dolanacağını söylemişti. Yani içime kurt düşürmüştü.

Gözlerimin dolduğunu fark eden Ömer kaşlarını çatıp hızla yanıma geldi. "Yavrum niye doldu o güzel gözlerin şimdi?" diye sordu haklı olarak.

SEVGİ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin