Biraz (!) geciktim, trafik vardı kusura bakmayın hshsjsjs. Şaka. Araya bayram girince hiçbir hikayeme bölüm yazamadım, affedin🙏
Neyse... Lafı uzatmıyor, sizi bölüme davet ediyorum.
Keyifli Okumalar...🌸
Nefes'den;
"Kız Leyla, ha böyle saracasun o yapraği. Ula bir şeyi de beceremeyesun."
"Ya bastonunu yediğim daha dün akşam geldik ha buraya. Sabahın köründe kargalar şeyini yememiş ama biz," deyip eline kırk beş yerinden yırtılmış olan lahana yaprağını aldı ve havaya kaldırdı. "Lahana sarıyoruz!" diye homurdandı memnuniyetsizce.
Gülmemeliyim!
"Sus kız." dedi Emine Nine ters ters Leyla'ya bakıp bastonunu havaya kaldırırken. "Ula bu akşam sözlenecesun, ama lahana sarmayi bilmeyisun. Kız sen ha o uşağa ne yedirecesun?"
İyi yerden girmişti Emine Nine. Leyla aslında güzel yemek yapardı ama bu tür ince işlerde fazlasıyla beceriksizdi. Alihan olsaydı şu an eminim ki hem dili hem eli konuşurdu. Asya yaşamıştı.
Leyla sinsice gülüp elinin tersiyle saçlarını savurdu. "Onur evlendikten sonra hizmetçi tutacağını söyledi. Yani ben bir elim yağda bir elim balda yaşayacağım babaanne." deyip havalı bakışlarını attı.
Emine Nine'nin an be an çatılan kaşları Leyla'yı ürkütmemişti. Ben ise tenis maçı izler gibi ikisini izliyor, bir taraftan da lahana yaprağını sarıyordum. "Uy!" diye dizini döven Emine Nine değme oyuncalara taş çıkartırdı vallahi. "Kız sen gocanla yaşaduğun eve yabanci garılar mı alacasun? Oy nenem Yarabbi!"
Leyla'nın iri iri olan gözleri korktuğunu ortaya sererken 180 derece dönmüş, tüm suçu olaylardan bir haber olan gariban Onur'un üstüne atmıştı. "He valla nenem. Bende öyle dedim. 'İkimizin baş başa olması gereken evde yabancı kadınların ne işi var?' dedim. Çok seviyor beni, deli gibi aşık bana. 'Sen yorulma diye uğraşıyorum.' dedi de ben kabul etmedim."
Dudaklarımdan bir kıkırtı kaçarken Leyla masanın altından beni dürtüyordu gülmemem için. Emine Nine Leyla'ya küçümser ve inanmadığını belli eden bakışlar attı. Önümdeki lahana yaprakları bitince Emine Nine'nin önünde ki yapraklara uzandım. Elini elimin üstüne koyup beni durdurdu.
"Yeter bu gada kizum. Sen çok sardun." Dik dik Leyla'ya baktı fakat Leyla önünde ki lahana yaprağıyla kavga ediyordu sessizce. "Hadi sen dinlen. Bunlaru da ha bu akilsuz torinum sarsun."
Leyla duraksarken gözlerini kocaman açıp, "Ney?!" diye bağırdı. "Ben bu kadar şeyi hayatta saramam."
Emine Nine bana kaş göz işareti yapıp gitmemi ima edince ayaklandım. "Gitme Nefes ya!" diye yalvaran Leyla'ya dudaklarımı büzerek baktım. Emir büyük yerdendi maalesef.
Mutfaktan çıkarken Leyla'nın "Leyla'sın diye mutlu sanıyorlar. Bu ne ya? Gençliğimin baharında lahana sarıyorum." diye isyan edişini duymamla güldüm.
Alemdi vallahi!
***
Konaktan dışarıya çıkıp arka bahçeye geldim. Leyla'nın babaannesi, Emine Nine'nin verdiği keşanı omuzlarıma örtüp ona sarıldım. Sonbahar mevsiminin son demlerindeydik ve havalar artık iyice soğumuştu. Hele Trabzon... Çok soğuktu. Bulunduğum yer o kadar güzeldi ki... Dört tarafın yemyeşil, şehrin o koşuşturucu ve gürültürücü havası yoktu.
Buraya ait değildim. Ama buraya ait gibiydim.
Gülümserken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Karadeniz havasını seviyordum. Hayalimdi hep Karadeniz'e gitmek. Fakat benim bugün, hayalim olan Karadeniz'de sözüm kesilecekti. Rüya gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİ MAHALLESİ
Novela JuvenilÇocukluktan beri arkadaş olan 4 kız ve 4 erkeğin dostluğu... Ve zamanla değişen hisler... Keyifli Okumalar...💚💙