59. BÖLÜM

5.1K 253 160
                                    

Bu sefer erken geldim. Hani benim alkışım?😂

Onur-Leyla ve Alihan-Asya çifti tanıtım videosu @nazankaraermishikayeleri hesabımda. İsteyen izleyebilir😌

Keyifli Okumalar...🌸💙

Nefes'den;

"Niye götürüyorsunuz onu?" diye indim polis arabasından hızla Ömer'in yanına giderken.

Dün, akşama kadar Ömer'le birlikte vakit geçirmiştik. Eve geldiğimizde ise polisler gelmiş ve Ömer'i tutuklamışlardı. Hakkında şikayet vardı. Fakat kimin şikayet ettiği hakkında bir bilgim yoktu.

Ömer tek kelime etmezken bu durumu kabullenmiş gibiydi. Bu durum beni iyice gererken sinirle önüne geçtim. Polisler beni çekmeye çalışsalar da Ömer'in gözlerinin içine bakmaya çalıştım. Zira gözlerini gözlerime değdirmiyordu.

"Ömer!" dedim dişlerimin arasından. "Adam öldürmüş gibi davranmayı kes! Sen suçsuzsun tamam mı? Bütün gün birlikteydik biz." Onu tutan polislere döndü bakışlarım. "Bütün gün onunlaydım ben. Eğer o suçluysa bende suçluyum. Kim bilir belki yardım ve yataklık etmişimdir ona." diye soludum öfkeyle.

"Nefes!" diye beni uyaran Ömer'in sesine, "Onun bir suçu yok. Beni, bu hâle getiren bu adam. Ondan şikayetçiyim. Tıkın içeri." diyen Eren Hoca'nın sesi karıştı.

"Yine mi sen lan, şerefsiz?!" diye soludu Ömer sinirle, kollarından tutan polislerden kurtulmaya çalışırken.

Öğretmen, eğitimci diye saygımı aşmamıştım bu zamana kadar fakat bu sefer hak etmişti. Arkamı dönüp sinirle ona ilerledim. Ömer arkamdan beni durdurmak için bağırsa da duymadım. Onu içeriye atmalarına izin veremezdim.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?!" diye soludum öfkeyle. Gözlerinin altı yediği dayaktan mosmordu. Dudağının kenarları patlamış, kaşının kenarında yara bantları ve yüzünün etrafında çizikler vardı.

Yani anlayacağınız; kaportası fena çizilmişti sevgilim tarafından.

"Olması gerekeni yapıyorum." dedi bana bir adım atıp yaklaşırken.

Güldüm. Fakat bu neşeden değil tamamen sinirdendi. Aynı şekilde bir adım atıp ona yaklaştım. "Ben de olması gerekeni yapacağım öyleyse."

Yeşillerinde bariz belli olan şaşkınlıkla bana bakarken ona kararlı ve bir o kadar da öfkeli bakışlarımla baktım. Bunu o istemişti.

"Nefes!" diye canhıraş bağıran Ömer zar zor karakola girmişti. Onun peşinden gideceğim sırada koluma dolanan elle durdum. Bu Eren Hoca'dan başkası değildi.

Kolumu çekip ona baktım. "Az önce..." dedi, demin söylediğim cümleyi kast ederek. "Neyi kastettin, Nefes?"

"Göreceksiniz!" dedim dişlerimin arasından hırlarken. "Sizinle, sizin anladığınız dilden konuşacağım!"

Cevap vermesini beklemeden hızla karakola girdim. Ömer nezarethanedeyken görevli polislerle konuştum ve onun yanına gittim.

"Ömer!" dedim. Demir parmaklıkların arkasında, elleri başında bir sağa bir sola dönüp duruyordu. Sesimi duyunca yanıma geldi.

"Nefes." dedi demir parmaklıklardan elini uzatıp yanağımı okşarken. Dişlerini sıktı öfkeyle. "O şerefsizden uzak dur! Seni koruyamıyorum." Başını kaldırıp öfkeyle soludu. "Hapsedildim buraya anasını satayım! Dikkat et kendine."

"Ömer." dedim elimi elinin üstüne koyarken. "Sen beni hep korudun. Küçüklüğümden bu yana yanımdaydın. Şimdi seni koruma, kurtarma sırası bende." deyip ona kararlı ve güven veren bakışlarımla baktım.

SEVGİ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin