~2~

3.6K 224 71
                                    

Alışveriş merkezi gerçekten büyüktü ve yaklaşık olarak 2 saattir buradaydık. Tanışma partisi olacağı için gece kıyafeti giymek istemiyordum ki abartılı olmasına gerek olduğunu düşünmüyordum.

Jennie bu işlerde daha iyi olduğu için yalnızca tüm zevkine güvenerek onu izlemeye başladım. Bu sırada Rosé ve Jisoo kendilerine ne giyeceklerini bulmuş heyecanla yanımıza doğru geliyorlardı.

"Ben bu elbiseyi giymeden gelmiyorum baksanıza aşık oldum."

"O elbiseyi almazsan zaten ben seni partiye almıyorum Rosé."

Jennie'nin gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken Rosé elbisesi ile aşk yaşamaya devam ediyordu.

"Ee kızlar siz ne buldunuz?"

"Lisa hazretleri tüm işi bana bıraktığını söylesem size hiç yabancı gelmez sanırım."

"Dur tahmin edeyim, gece elbisesi giymemekte ısrarcı."

Jisoo'nun sözlerine karşılık Jennie hızla kafasını aşağı yukarı sallamış ardından konuşmak için dudaklarını aralamıştı.

"Ama tabi ki bu işi bana vererek en doğru karara vardı."

Kafamı kaldırıp gülümsemiş ve bulduklarına doğru gözlerimi çevirdiğimde ağzım bir karış açık kaldı diyebilirdim. Seçtiği kombin tam istediğim gibi abartısız ve rahattı. İşte Jennie'ye bu yüzden güveniyordum beni çok iyi tanıyordu.

"Ee denesene düştün içine resmen."

"Ah pardon kızlar ama kıyafetlere aşırı düştüm. Hemen deni̇yorum."

Yerimden fırladığım gibi Jennie'nin elindeki kıyafetleri alıp kabine doğru koşmuştum. Evet, yürümemiş böyle dümdüz koşmuştum. Parçaları tek tek üzerime giydikten sonra yaklaşık on dakika aynada kendime bakıp aşk yaşamaya başlamıştım.

"Kabin de gizli bir geçit bulmadıysan dışarı çıkmaya ne dersin ha?"

Jennie'nin sesiyle daldığım hayal aleminden geri dönmüştüm. Cidden bir insan kıyafetine aşık olabilir miydi? Ben oldum işte. Alnımın tam ortasına Jennie'nin adının yazılı olduğu bir dövme yaptırabilirdim.

"Lisa çıkacak mısın polis mi çağırayım. Hadisene kızım."

Kapıyı açtığımda karşımda ağzı bir karış açılmış üç şaşkın bedenle karşılaşmıştım. Ne yalan söyleyeyim o anı kameraya almak isterdim doğrusu. Aşırı komik bir tepkiye bürünmüşlerdi.

"Biliyorum biliyorum aşık oldunuz ama ben burdayım dünyaya dönün bakalım."

"Eğer bunu almazsan seni yemin ederim bu gece eve almam."

Rosé'nin tehdidine karşı gözlerimi devirmiş Jisoo'nun sözleri ile ona dönmüştüm.

"Kesinlikle bunu AL MA LI SIN."

"Ya kendim seçtim diye demiyorum ama cidden aşık oldum sanırım."

"Tamam kızlar abartmayın."

Kızların beğenisi ve ısrarına karşılık  ben de çok beğendiğim için bunda karar kılıp almıştım. Hepimiz giyeceklerimizi aldıktan sonra direkt eve geçtik. (Partide giymek için aldıkları kıyafetler Multimedia da)
...

Hazırlanırken cidden zaman nasıl geçiyor anlamış değildim. Çoktan akşam olmaya başlamıştı ve ben yine geç kalıyordum. Evet yine geç kalan ben olmuştum.

"Bir kere bizden önce çıksan gözlerim yaşaracak inan hepinize birer yemek ısmarlayacağım yaa!"

Jennie yine aşağıdan bana sesleniyordu. Cidden ne zaman bu huyum benden kaybolup gidecekti ki...

"Bak erken çıkarım yemek ısmarlamak zorunda kalırsın ona göre." diyerek Jennie'ye sevimli bir gülümseme atmıştım.

"Sen bizden önce çık ısmarlayacağım yemin ediyorum ısmarlayacağım."

Böyle şakalaşırken arabaya binmiştik bile. Jieun'un evine geldiğimiz de cidden etraftaki ışıklar çok dikkat çekiyordu. Güzel bir tanışma partisi olacağı şimdiden belli oluyordu. Kızlarla hep beraber evin önüne geldiğimizde içeriye tanıdıkları görmek için girmiştik. Jieun gülümseyen bir yüzle bizi kapıda karşılamıştı.

"Ah kızlar hoşgeldiniz sizin gelmenize cidden çok sevindim."

"Hoşbulduk. Cidden bir partiye ihtiyacımız vardı."

Birlikte sarılıp selamlaştıktan sonra Jieun diğer gelen davetlileri görmek için yanımızdan ayrılmıştı.

"Kızlar Jin arıyor onu bulup geliyorum."

"Tamam biz bekliyoruz."

Jin ile Jisoo'nun tam olarak yedi yıldır bir birlikteliği vardı. Açıkçası kıskanmıyor değildim. Fazlasıyla güzel bir çiftlerdi.

"Kızlar ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum."

Rosé gittikten sonra etrafa baktığım da eğlenceli gözüken çok şey vardı. Herkes birbiri ile tanışıyor sohbet edip eğleniyorlardı. Partide ki herkesi tanıdığımız için biz kızlarla sohbet etmekle meşguldük. On beş dakika sonra Jisoo yanında Jin ve üç çocukla beraber gelmişti.

"Selam kızlar. Bunlar  benim arkadaşlarım Taehyung, Jungkook ve Jimin. Bugün sizle takılsak sorun olur mu?"

Ji'nin sorusu ile kafamı kaldırmış ve gösterdiği arkadaşlarına doğru dönmüştüm.

"Yok olmaz ne sorunu hep beraber bir şeyler yaparız. Hem eğlenceli olur." Jennie sözlerini söylerken Taehyung ile bakışıyordu. Ah Jennie diye geçirdim içimden. Buldu yine birini kendine.

Taehyung'un yanında ki bedenlere gözlerim kaydığın da bugün sınıfa yeni gelen çocuklar olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Peki hangisi Jungkook hangisi Jimindi?

İçim içimi yerken yine ve yine Jennie sayesinde gerçek dünyaya dönmüştüm diyebilirim.

"Şşt Lisa dünyaya dön bakalım. Tek sen kaldın tanışmayan."

"Ah pardon dalmışım biraz, ben Lisa." dedikten sonra gülümseyerek onlara bakmıştım. Ardından sarı saçlı ve ötekine göre daha renkli giyinen çocuk konuşmaya başlamıştı.

"Ben Jimin buda arkadaşım Jungkook. Konuşmayı pek sevmez onun adına da kendi adıma da tanıştığımıza memnun oldum."

"Bende."

Cidden kimdi bu çocuk ve neden ben bu kadar merak ediyordum.
Çünkü aptal bir merakın ve başını derde sokan beynin var Lisa. Sağol iç sesim ya bir sen eksiktin bunu dememiş olan cidden çok sağol.

İç sesimle olan bu tartışmadan sonra dikkatimi tekrar o çocuk çekmişti. Demek adı Jungkook'tu...

Tüm konuşma boyunca sadece içmekle ve bardağı ile oynamakla meşgul olmuştu. Peki ben ne mi yapmıştım, hiç sormayın bence. Bütün konuşma boyunca sadece onu izledim diyebilirim. Çok gizemli biriydi ne konuşuyor ne de bize bakıyordu. Ondan gözlerimi ayırdıktan sonra bizimkilerin derin sohbetine katılmaya karar vermiştim yoksa merak duygumun tüm bedenimi ele geçirip başımı yine olmadık bir derde sokacağını biliyordum.
...

Zaman su gibi geçmiş çoktan gece yarısı olmuştu. Herkes birbiri ile tanışmış sohbet ediyordu. Gece boyu içtiğim için kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Jungkook benden daha fazla içmesine karşın halen daha ayık ve fazlasıyla kendindeydi.

  Etraf o kadar güzeldi ki kendimi dans etmekten alıkoyamıyordum. Burada en sevdiğim şeyin dans olduğunu bilmeyen yoktu zaten. Şarkının sesi ile dansın ritmine kapılmışken kızların seslerini duyuyordum ama onları göremiyordum. Sesleri endişeli mi neşeli mi çözemiyordum tek bildiğim bana seslendikleri ama benim hiç bir şekilde dediklerini anlayamamamdı...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin