~49~

1.1K 105 53
                                    

Gözlerimi açtığım da tenime değen soğuk rüzgar ile irkildim. Üzerimde duran siyah sweat bile soğuk için yeterli olmamıştı. Kafamı kaldırıp gözlerimi bulunduğum etrafta gezdirdiğim de hiç yabancısı olmadığım bir yerdeydim. Daha önce gelmiş gibi hissetsem de burayı bir türlü hatırlayamıyordum. Garip bir histi. Bir ara sokakta öylece dikilmiş etrafa  bakınıyordum. Sokak kenarlarında bir sürü dükkanlar, rengarenk hediyeler vardı. Havanın soğukluğu yüzünden herkes en kalın montları ile dolaşıyordu. Gözlerim etrafı izlerken o ikisinde takıldı. Lalisa ve Jungkook... Yine başka bir anı görüyordum anlaşılan. Lalisa elinde üç renk ip ile Jungkook'un yanına oturmuş ipleri göstererek bir şeyler anlatıyordu. Fakat ben Lalisa'nın bu zamana kadar ne sesini duyabilmiş ne de yüzünü görebilmiştim. Benim için sır gibiydi. Derinlere gömülen saklı bir sır gibi...

Jungkook karşısında ona bir şeyler anlatan kıza hayranlık dolu bakışları ile bakıyordu. Onu öylesine güzel izliyordu ki saatlerce o bakışını izleyebilirdim. O bakışının bana ait olması için her şeyi yapardım. Bana öyle güzel bakması için o sımsıcak kalbinin bana atması için her şeyi yapabilirdim. Fakat bunlara sahip olan Lalisa'ydı ve kesinlikle kıymetini bilmiyordu. Onun yerinde ben olmalıydım dedim içimden. Jungkook ile daha önce tanışıp Lalisa yerine ben olmalıydım. Ama şanssız doğmuş bir insan olarak bu istediklerim çok fazla değil miydi? Zaten hayata şanssız başlamışken böylesine iyi bir hediye olan Jungkook'u hakedemezdim. İsterdim ama yapamazdım.

Lalisa elindeki pembe ve kırmızı ipleri bir anahtara bağladığında Jungkook siyah ipi tuttu.
-Bunu koymasak olmaz mı Lali? (Jungkook)
Lalisa kafasını iki yana salladığın da Jungkook tekrar konuşmaya başlamıştı.
-Ah Lalisa bu çok gereksiz ama. O anın gelmesinden nefret ediyorum. (Jungkook)
Hangi andan bahsediyordu? Siyah ip neyi ifade ediyordu da Jungkook onu atmakta ısrar ediyordu?
-İyi takalım ama bu anın olmaması için sürekli dua edeceğim. (Jungkook)
Kız Jungkook'un omzuna hafif vurduktan sonra ikili gülüşmeleri ile kalmıştı. Lalisa'nın yüzünü artık görmem gerekiyordu. Jungkook'un böylesine hala daha sevdiği o kızı görmek istiyordum. Sevgisinin hiçbir zaman azalmadığı o kızı deli gibi merak ediyordum. Bir adım attım olduğum yerden. Daha sonra etrafıma baktım. Daha önce böyle bir girişimde bulunduğum da Min Ji denen lanetle karşılaşmıştım. Bu sefer dedim içimden. Bu sefer o pisliğe yakalanmadan Lalisa'yı göreceğim...

İkinci bir adımı daha attığımda hala daha etrafta hareketlenme yoktu. Bu iyi miydi kötü müydü bilemiyordum. Bir şeyler olmamasından cesaret alarak adımlarımı daha da hızlandırdım. Hızlanmama rağmen hala daha bir şey olmamıştı. Bundan da faydalanarak koşmaya başladım. Fakat ben ne kadar koşarsan koşayım Lalisa ve Jungkook daha fazla uzaklaşıyordu. Koştum. Hızlanarak koştum. Ve daha çok koştum ama olmuyordu. Bir türlü yanlarına ulaşamıyordum. Nefesim kesilene kadar koşmaya devam ettim. Deli gibi koşuyordum ama işe yaramıyordu. Hala daha çok uzaktalardı. Ağzımdan koca bir çığlık çıktı ortama.
-YAHHH! BU NASIL MÜMKÜN OLABİLİR ANLAMIYORUM!!! (Lisa)

"Ah Lisa beni çok eğlendiriyorsun."

Bu seste neydi? Min Ji? Ah tabi ki de Min Ji.
-Daha önce anlamalıydım senin işinin olduğunu. (Lisa)

"Artık alışman lazım Lisa. Ben seni her zaman görüyorum benden kaçamazsın."

-Her zaman olduğunu sanmıyorum. (Lisa)

"Çok emin konuşuyorsun küçük hanım."

-Çünkü eminim. Bak derdini anlamıyorum ama artık durman gerekiyor. (Lisa)

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin