~27~

1.1K 104 27
                                    

-Sen nereden biliyorsun? (Jisoo)
-Onu gördüm. Ama orada ne aradığı ve ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim olmadı. (Lisa)
-Olay tamamen bundan ibaret Lisa. Onca uyarımı görmezden gelmen karşısında koca bir aptallık ettin. (Jungkook)
-Ama siz hala buradaysanız ve kaç yıl geçmiş üstünden kurtuluş yolunu biliyorsunuzdur herhalde. (Rose)
-Kurtuluş mu? (Taehyung) diyerek güldü.
-Kurtuluş diye bir şey olduğunu mu sanıyorsun? (Taehyung)
-Bizim burda olmamız kurtulduğumuz anlamına gelmiyor Rose. (Jin)
-Nasıl yani? (Jennie)
-Bizde kurtulduğumuzu sanıyorduk. Uzun bir sessizlik ve belirtisiz geçen günler önümüze serilmişti. Her şeyin bittiğini sonunda kurtulduğumuzu sanıyorduk ta ki geçen haftaya kadar. (Jungkook)
-Ne oldu geçen hafta? (Jennie)
-Fısıltılar...tekrar ve tekrar daha şiddetli bir şekilde başladılar. Başımıza üşüşen şey tekrar alevlendi. (Jungkook)
-İlla ki bir çözüm yolu olmalı ama değil mi? (Lisa)
-Çok aradık Lisa. Lalisa yı kaybettiğimiz günden beri hem Lalisayı hem çözüm yolunu çok aradık. Kaç tane okul değiştirdik onu bulabilmek için haberin var mı? (Jungkook)
Salonu koca bir sessizlik kaplamıştı. Hoseok bu sessizliği yok eden katil olarak söze başlamıştı.
-Senin eski neşenin gidip yerine böylesine soğuk kalmanı daha iyi anladım sanırım. (Hoseok)
Evet Jungkook için neşe ve gülmek kelimesini kullanmışlardı da inanmamıştım. Bir nevi hakkı vardı bu duruma gelmesinin. En yakını olan insanı salakça bir hatadan dolayı kaybetmiş bir daha ulaşamamıştı.
-Her neyse. Biraz hava almam gerekiyor size iyi eğlenceler. (Jungkook) diyerek oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yürüdü. Kapının kapanması ile bende yerimden sıçrayarak peşinden koşmaya başladım.
-JUNGKOOK! (Lisa)
Kafasını 'Ne oldu?' dercesine çevirip bana baktı.
-Eldiven...sana ait değil mi? (Lisa)
-Bana ait olmadığını söylemiştim zaten. (Jungkook)
-Yani gece yarısı uyarmaya sen gelmedin mi? (Lisa)
-Lisa inanman için daha kaç defa hayır demem gerekiyor acaba? (Jungkook)
Dedikten sonra gözlerimi devirip başımı aşağı yukarı sallayarak anladığımı belirtmiştim. Tam yanından ayrılacakken tekrar konuşmaya başladı.
-Ayrıca o evin sırrını bilen başka birisi daha var gibi görünüyor onu bulmamız gerekiyor. (Jungkook)
Dedikten sonra arkasını dönüp düz yolda ilerlemeye devam etti. Bu işte artık beraber olduğumuzu cümlesi ile ifade etmişti sanırım. Derin bir nefes alıp bıraktıktan sonra geri eski yerime dönüp oturdum. Rose ve Jisoo'nun çenelerine kilit vurulmuş gibi sesleri çıkmıyor suratları beş karış asık bir vaziyette yeri izliyorlardı.
-Ee? (Jennie)
Jennie'nin sesine karşılık kafalar kalkıp dikkatler ona yönelmişti.
-Ne bu cenaze suratları. Bu sırra odaklanmalıyız. Kalkın bakalım. (Jennie)
-Jennie haklı millet. Lisa ya desteğimiz her daim tam. (Hoseok)
-Ama önce... (Yoongi)
-Ama önce bugünlük herkesin iyi bir uyku uyuması gerekiyor. Saat geç oldu yarın birlikte eve gider sırrı iyice eşeleriz. (Yoongi)
-Nasıl uyuyalım?(Rose)
-Rose. Yoongi haklı. Gidip yatıp uyuyun benim için lütfen. (Lisa)
-Sen ne olacaksın? (Jisoo)
-Ben 1 buçuk 2 aydır uyuyamıyorum zaten alıştım. (Lisa)
Evet  yaklaşık 1 buçuk 2 aydır uykusuz bir zombi gibi geziyordum. Bu olaylar başladığı günden beri düzgün bir uyku çekmemiştim.
-Lisa. (Jennie)
-Hı? (Lisa)
-Sen de uyumalısın. İnat etme de yat uyu. (Jennie)
-Jennie haklı. Hatta bugün dördümüz beraber yatalım ne dersin? (Jisoo)
-Evet evet seni yalnız bırakasım gelmiyor. (Rose)
-Ah kızlar cidden. Olur çok güzel olur siz çıkın ben birazdan geliyorum yanınıza. (Lisa)
-Çok gecikme. (Jennie)
Onaylayıp gülümsemiştim ama ne bir uyku ne de bir keyif vardı üzerimde. Üzerime gelen duvarlar koyu rengini almış bir çift gözle bana doğru bakıyorlardı. Artık herkes öğrenmişti. Değer verdiğim, hayatımda sahip olduğum en değerli varlıklar öğrenmişti. Bir iki değil hepsini büyük bir tehlikenin içine sürüklemiştim. Herkes odasına çekilmiş Jimin ile Namjoon hala dönmemişti. Jimin'in eve olan öfkesi yanardağdan çıkmaya hazır lav gibi hala sıcacıktı anlaşılan. Kendimi balkona atıp sessizce sadece dışarıyı izlemeye başladım. Ay çıkmış ortalığı ışığı ile aydınlatıyordu. Ay aydınlatma görevini tek başına üstleniyordu. Ne bir güneş ne bir gezegen yardımı olmadan sadece tek başına gökyüzünde durmuş etrafa ışığını saçıyordu. Ne kadar adaletsizce ama değil mi? Yanında duran iki üç yıldız dışında yapayalnız ortada duruyordu. İşte hayatta böyleydi tam bir adil olmadan davranan davranışlarla doluydu. Gözümden akan iki üç damlaya engel olmadan yüzümden kayıp aşağıya doğru özgürce süzülmesine izin verdim. Omzuma değen bir çift elle irkilerek arkamı döndüm.
-Benim Lisa korkma. (Taehyung)
Yanıma geçmiş balkondan dışarıyı izlemeye oda katılmıştı.
-Ne oldu uyuyamadın mı (Lisa)
Başını hayır anlamında yavaş yavaş salladıktan sonra uzun uzun aya baktı.
-Neden daha önce söylemedin? (Taehyung)
-Korktum. (Lisa)
Sustum. Oda sustu. Gece Susmuştu.
-Sadece korktum. Size bir şey olmasından, zarar gelmesinden deli gibi korktum. Jennie ve Yoongi öğrendiklerinde sürekli kabuslar gördüm öldüklerine dair. İşte bu yüzden korktum. Neye bulaştığımı bile bilmiyorum. (Lisa) dedikten sonra göz yaşlarıma olan hakimiyetim iyicene bitmişti.
-Bu bitmeyen bir kabusun daha başlangıcı Lisa. O ev... O lanet ev bize çok acı çektirdi. Lalisa kim bilir şuan nerede? Yaşıyor mu öldü mü onu bile bilmiyoruz. (Taehyung) sözleri bittikten sonra kafasını aşağıya eğmiş ve gözlerinden bir iki damla düşmesine izin vermişti. Bir süre sessizlikten sonra kafasını kaldırıp bana sıkı sıkı sarılmıştı.
-Lisa seni de kaybetmek istemiyoruz. O evin seni almasına izin vermeyeceğiz. Tekrar aynı şeyleri yaşamamak için elimizden ne gelirse yapacağız. Korkma sakın korkma. (Taehyung) diyerek elleri ile saçımı okşayarak iyice sıkı sarılmıştı. Onu bu denli duygusal konuşması karşısında hıçkırıklara boğulmuştum. Nefes alamıyordum sanki bir el boğazıma yapışmış ve nefes almamam için beni iyice boğuyordu.
...
Güneş ışıklarının yüzüme vurması ile gözlerimi araladım. Yanıma baktığım da kızlar yoktu. Üzerimi değişip aşağıya indiğimde herkes salonda oturmuş duruyordu.
-Günaydın Lisa. (Yoongi)
-Günaydın. (Lisa) sesime karşılık tüm kafalar bana dönmüştü.
-Böyle üzgün üzgün durmak yok. Ev bize lanet okuyorsa biz de ona karşı savaşacağız. Bakalım bu lanetin başında kim varmış? (Jennie)
-Var mısınız? (Rose)
Herkes varız diye bağırırken Jungkook susmuş koltukta yere bakıyordu.
-Acınası haldesin. (Jungkook)
-Kim ben mi? (Lisa)
-Burada başka acınası insan olmadığına göre. (Jungkook)
-Pardon da-
-Jungkook. (Taehyung)
Taehyung'un sesi ile sözlerim yarım kalmış Jungkook ise tekrar eski pozisyonunu alarak ilgi odağını başka bir yöne çevirmişti.
-Bu sefer olanlar tekrarlanmayacak. Bu laneti bozmaya çalışalım. (Jin)
-Aynen öyle önceki gibi kaçmak yerine savaşmalıyız.(Taehyung)
-Plan nedir ne yapıyoruz? (Hoseok)
Uzun bir sessizlik salonu kaplamış alınan nefes sesleri dışında ses çıkmamıştı.
-Bitirelim bu lanet şeyi. (Jimin)
Jimin'in geldiğini sesi ile anlamıştım. Göz altları hafif kızarık bir şekilde bana bakıyordu. Kafamı aşağı yukarı evet dercesine salladıktan sonra hafifçe gülümsedim. Ölüm sessizliği miydi içinde bulunduğumuz durum yoksa tehlikenin habercisi mi? Gerçi ikiside aynı kapıya çıkan durumlar değil miydi? Arkadan gelen bir kahkaha sesi karşısında tüm dikkatler o yöne çevrilmişti. Elleri ile yavaş yavaş alkış yaparak kafasını bir sağ bir sola sallıyordu.
-Gerçekten... Gerçekten acınası haldesiniz. Hepiniz acınası durumun içindesiniz. (Jungkook)
-Jungkook... (Yoongi)
-Jungkook. Ne Jungkook? Çok mu ileri gidiyorum. Ne yoksa moralinizi mi bozuyorum. (Jungkook)
-Jung-
- Konuşma Lisa. Bu aptal merakın yüzünden gelmedi mi zaten başına onca şey. Uyardım, uzak tutmaya çalıştım. AMA LİSA HANIM BURNUNUN DİKİNE GİTMEYE BAYILIYOR. UYANIN BU APTAL BOKTAN RÜYANIZDAN UYANIN. ACINCAK HALDESİNİZ İYİCE!!(Jungkook)
-JUNGKOOK!(Jimin)
-NE! YALAN MI? SENDE BİLİYORSUN BUNU HYUNG HA! (Jungkook)
-KES SESİNİ JUNGKOOK! (Taehyung)
-HAH HEPİNİZ KAFAYI SIYIRMIŞSINIZ HEPİNİZ!(Jungkook) küfürler savurarak kapıyı çarptı ve evden çıkıp gitti. Ne yapacağımı bilmeden öylece ayakta ellerim iki yanda donakalmıştım. Haklıydı, hemde son derece haklıydı.
-Lisa onu takma sen. Lalisa yi kaybettiğimiz günden beri böyle. Bu sefer bir çözüm yolu bulacağız inanıyorum. (Taehyung)
-Bu sefer biz de varız. (Rose)
-Ve her şeyin üstesinden beraber geleceğiz. (Jisoo)
-Bu lanet evi küle döndüreceğiz. (Hoseok)
-Lanet bizi daha tanımamış anlaşılan. (Namjoon)
-Biz biriz ve her zaman senin yanındayız. Jungkook ta yakında bize katılacaktır sadece biraz kafasını toplaması gerekiyor. (Jimin)
-Te... Teşekkür ederim hepinize iyi ki varsınız. (Lisa) dedikten sonra artık plan yapma vakti gelmişti. Kahvaltı için hep beraber dışarı çıkmıştık sonra eve girip zorlu mücadelemize birer adım atmış olacaktık...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin