~36~

1.1K 100 12
                                    

Açık duran kapıya hepimiz dikkatle bakıyorduk.
-Hepimiz inmeyelim bence ne çıkacağını bilmiyoruz sonuçta. (Jimin)
-Ben gidiyorum. (Jungkook)
-Bende. (Yoongi)
-Bende ge-
-Jennie sen burada Taehyung ve Jimin le dur. (Yoongi)
-Ama-
-Ama falan yok. Üçümüz burada bekliyoruz. Bir şey buldukları zaman seslenecekler zaten. (Taehyung)
-Eğer uzun bir süre dönmezseniz peşinizden gelirim anladınız mı beni? (Jennie)
-Merak etme geri döneceğiz. (Yoongi)
-Duygusal anlarınız bittiyse eğer artık inelim mi? (Jungkook)
Yoongi başıyla onaylayarak Jungkook un arkasında ilerlemeye başladı. Onlar indikten sonra bizim yapabileceğimiz tek şey beklemekti sanırım...

JUNGKOOK'UN AĞZINDAN :

Aşağı indiğimiz de vuran soğuk yüzüme yapışmıştı adeta. Farklı bir odaya geçen tünel gibi bir yerdi burası. Yürüdüğümüz yol insanların sığabileceği genişlikte bir yerdi. Telefon ışığı ile aydınlattığım önümü zar zor görüyordum. Garipti. Lalisa kaybolduğundan beri her yeri aramıştım fakat böyle bir yeri ilk defa görüyordum. Umut. Bir küçük umut yanmıştı içimde. Lalisa burada olabilir miydi? Yıllardır aradığım kişi burada olabilir miydi? Peki olsa ne olacaktı? Kaç yıl geçmişti üzerinden. Yaşıyor muydu? Yoksa gerçekten bu dünya üzerinden bir anda yok mu olmuştu?

-Jungkook. (Yoongi)

Yoongi'nin sesi ile düşünce diyarımdan sıyrılıp gerçek dünyaya dönmüştüm. Anlam veremiyordum bu yaşadıklarımızın hiçbirine.
-Efendim? (Jungkook)
-İyi misin? (Yoongi)
-Evet neden sordun? (Jungkook)
-Hiç iyi gözükmüyorsun. Yüzün solmuş. (Yoongi)
-İyiyim Hyung. Sorun yok. (Jungkook)
-Nereye çıkıyor burası? (Yoongi)
-Bilemiyorum. İlk defa görüyorum bu yeri. (Jungkook)
Önümüzden geçen rüzgar esintisi ile irkilmişti Yoongi. Yürüdüğümüz yolda biraz daha ilerledikten sonra adımlarımı durdurdum.
-Ne oldu? (Yoongi)
-Burası bir oda sanırım. (Jungkook)
Telefon ışığımla etrafı gözlemlediğim de ışıklar için bir düğme görmüştüm. Gördüğüm yere hızlı adımlarla gidip düğmeye bastığım da bulunduğumuz oda ve yürüdüğümüz koridor aydınlanmıştı. Değişik bir odaydı burası. Değişik olma sebebi bomboş olmasıydı sanırım. Odada hiçbir şey yoktu bir dolap haricinde. Yoongi ile beraber dolabın önüne geldiğimiz de yavaşça önünde durduk. Ne olacağını bilmediğimiz için yavaşça dolabın kapağını tuttum ve açmaya başladım. Açtığım anda Yoongi nin bağırması ile olduğum yerde kalmıştım.
-LİSAA! (Yoongi)
Yanına giderek tuttuğu bedene baktım. Aklıma Lalisa dışında hiçbir şey gelmiyordu. Oda bu şekilde kurtarılmayı beklemiş miydi hiç? Kendimden ve o akşam onunla bu eve geldiğim günden nefret ediyordum. Yoongi'nin yanına eğilerek oturdum.
-Lisa. Gözlerini aç lütfen Lisa. (Yoongi)
Göz yaşları ile yalvaran Yoongi içimi acıtmıştı. Lisa soğuktu. Bedeninden dışarıya soğukluk hızla yayılıyordu. Üzerinde ki hırka ile bu soğukta burada aç bir şekilde nasıl durmuştu?
-Lisa. Lütfen... (Yoongi)
Son söylediği kısık bir sesten başka bir şey değildi. Yoongi Lisa'nın elini tutarak adeta yalvarıyordu. İşte çaresizlik bu anın ta kendisiydi. En büyük çaresizlik. Geç mi kalmıştık? Hiçbir şey bilmiyorduk. Lalisa dolabın içinde baygın bir vaziyette yatıyordu. Yanına yaklaştığım da gözlerinde ki hareketlenmeyle Yoongi susmuştu. Gözlerini aralayan Lisa, Yoongi ve beni görünce yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirip konuşmaya çalışmıştı.
-B...bi...bili...biliy...biliyor...biliyordum.(Lisa)
-Tanrım çok şükür. (Yoongi)
-Ne oldu? (Jungkook)
-Üş...üşüy...üşüyor...üşüyorum. (Lisa)
Yoongi üzerinde ki hırkayı hemen Lisa'nın narin bedenine sarmıştı. Fakat o kadar çok üşüyordu ki bu bile fayda etmemişti onu ısıtmaya. Üzerimde ki ceketi çıkarıp Lisa'ya giydirdim. Elleri yara içindeydi.
-Te...teşe...teşekk-
Lafını tamamlayamadan bayılmıştı olduğu yere.
-Lisa! (Yoongi)
-Açlıktan ve soğuktan bayıldı. Hadi daha fazla durmadan çıkalım buradan. (Jungkook)
Yoongi Lisa'yı kucağına aldıktan sonra yavaşça arkamdan ilerlemeye başladı. Merdivenin başında kafasını uzatan Jennie'yi gördüğüm de kızgın bakışlarını yollamaktan hiç çekinmiyordu.
-Nerdesi- LİSAA! (Jennie)
Merdivenlerden çıktığımız da Lisa'yı koltuğa yatırıp hepsi başında dikilmişti. Ben kapının önünde duruyordum sadece. Lalisa'yı bulabilirdim belki de bu şekilde. Artık umudum gittikçe tükeniyordu. Yaşadığından bile emin değildim. Bu canımı çok yakıyordu işte. Lisa ile adları benzemesinin yanında hareketleri de Lalisa yı hatırlatıyordu bana. Onu her şeyiyle çok özlemiştim.
-Ben arabada bekliyorum. (Jungkook) diyerek evden dışarı adımımı attım.

JENNİE'NİN AĞZINDAN:

Tam onlara bağıracaktım ki Yoongi'nin kucağındaki Lisa'yı görmemle sesim içimde kalmıştı. Oydu. Hayal görmüyordum. Sonunda onu bulmuştuk. Ama yüzü bembeyaz olmuş elleri, kolları ve bacakları yara bere içindeydi. Ne olmuştu ona böyle?
-Ben araba da bekliyorum. (Jungkook)
Jungkook un sesi ile arabaya doğru ilerledik. Lisa'nın bedeni kaskatı buz kesilmişti. Çok soğuktu. Arabaya bindiğimiz zaman ona sımsıkı sarılarak ısıtmaya çalıştım.
...

Eve geldiğimiz de herkes Lisa'yı görünce şaşırmış ve bir o kadar da sevinmişti. Şuan odasında uyuyordu. Onu bulmanın huzuru ile salonda uyanmasını bekliyorduk. O gerçekten zor anlar yaşamış gibiydi.

LİSA'NIN AĞZINDAN :

Gözlerimi açtığım da yatağımda uzanıyordum. Vücudum da yayılan soğukluk yavaş yavas etkisini gideriyordu fakat çok acıkmıştım. Yatağımdan kalkarak yavaşça aşağıya doğru indim. Salona baktığım da herkes oturmuş öylece duruyordu.
-Ne o herkes karaları bağlamış? (Lisa)
-Ah Lisa. Buraya gel seni aptal. (Rose)
-Çok açım. Bir şeyler alıp geliyorum. (Lisa)
Mutfaktan bir kaç atıştırmalık alıp yanlarına geçmiştim. Başıma neler geldiğini soracaklarını bildiğim için direkt lafa giriştim.
-Yürüyüş yapıyordum her zaman ki gibi. Bir anda kafe de gördüğüm yaşlı amcayı gördüğüm de peşinden gittim fakat yine yakalayamadım. Saatlerce koştuğum için dengemi zar zor tutuyordum. Tam düşecekken Taehyung geldi.(Lisa)
-Ben mi? (Taehyung)
-Nasıl yani? (Jisoo)
-Bize onu görmediğinizi söylemiştin. (Rose)
-Görmedim zaten. (Taehyung)
-Az sakin olun ve beni dinleyin. Ben onun Taehyung olduğunu sanıyordum. Eve gideceğimizi sizin sonradan geleceğinizi söyledi. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım ama ne olduğunu bilmiyordum. Eve geldiğimiz de salonda ki yer altına inen kapı açıktı. Oraya bakarken arkamdan birinin itmesi ile yuvarlandım. Bacaklarımda ki morluklar ondan. Kapıyı kaç defa açmaya çalıştım, vurdum, tekmeledim ama başaramadım. Ellerimde ki yaralar da bu yüzden. Üzerimde ki hırka ilk başta ısıtırken sonraları hiç bir işlev göstermemeye başladı. Gerçekten üşümeye başlamıştım. Zaten ilk düştüğümde baygındım. Kendime geldiğim de beni bulduğunuz odayı keşfettim daha fazla üşümemek içinde dolabın içine saklandım.(Lisa)
-Aç nasıl durdun? (Jennie)
-Hırkamın cebindeki iki çikolatam idare etti beni sağolsunlar. (Lisa)
O anları hatırladıkça çok kötü oluyordum. Üşüyor sürekli bağırıyor çıkmak istiyordum.
-Gel buraya. (Jisoo) diyerek üzerime atlayan Jisoo'ya karşı savunmasız yakalandığım için yerle birleşmemiz uzun sürmemişti. Herkes bize katıldığında sanırım ısınmaya başlamıştım. Tek bir kişi katılmıyordu. Tahmin etmek zor olmasa gerek bu kişiyi. Jungkook. Her şeyi içinde yaşayan ve duygularını dışarıya belli etmeyen o çocuk. Pencerenin bir köşesinde dışarıyı izliyor tek kelime dahi etmiyordu.
-Az yavaş kızı öldüreceksiniz.(Jin)
-Ah sanırım sonunda biri farketti can çekiştiğimi. (Lisa)
-Ne yapalım iki haftadır bir aptalımız eksik.(Rose)
-O kadar oldu mu?(Lisa)
-Hemde nasıl oldu.(Jisoo)
-Olan iki hafta ama hissettiğimiz sonsuz bir döngü falandı. Yoongi'nin sinirli hali işe yaradı bu sefer.(Jennie)
-Nasıl yani?(Lisa)
-Ah...şey oldu biraz...(Yoongi)
-Seni her yerde aramamıza rağmen bulamıyorduk. Ve bu iyice sinirimizi bozmaya başlamıştı. Yoongi sinirle yere vurduğunda halının altında bir şeyi ortaya çıkardı. Biz tozdan bir şey anlamamıştık ta ki Jungkook olayı çözene kadar.(Jennie)
-Olay?(Lisa)
-Jungkook halının altındaki tahtada bir anormallik sezdi ve duygularında da yanılmadı. Bir nevi onun sayesinde bulduk seni.(Yoongi)
Jungkook'a baktığımda burası ile ilgilenmiyor oturduğu yerde dışarıyı izlemeye devam ediyordu. Yerimden kalkarak yanına gittiğim de hiç hareketini bozmamıştı. 
-Jungkook.(Lisa)
-Hı?(Jungkook)
-Yaptıkların için....teşekkür ede-
-Önemi yok kim olsa aynısını yapardı. (Jungkook)
Daha teşekkürümü bitirmemiştim oysa ki. Durup dinlesen ne olurdu?
-Sen iyiysen  sorun yok.(Jungkook)
-İyiyim tekrar teşekkür ederim.(Lisa)
Biz konuşurken diğerleri başka şeylere dalmışlardı bile. Tam yanından ayrılacakken tekrar konuştu.
-Lisa?(Jungkook)
-Efendim?(Lisa)
-Aşağıda...aşağıda o aptal evin içindeki her ne ise Lalisa hakkında bir şey dedi mi?(Jungkook)
Hatırlamaya çalışıyordum.Bir şeyler dediğini duymuştum ama net hatırlamıyordum.
-Bir şeyler hatırlıyorum ama net değil. (Lisa)
-Neys-
-Hatırladım. ''Bir insanın kaderi neyse odur'' gibi bir laf hatırlıyorum. Ama gerisi bulanık.(Lisa)

-Kaderine so...ah neyse teşekkür ederim.(Jungkook)

Dedikten sonra yerinden kalkıp evden dışarı doğru çıktı...

  

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin