~19~

1.3K 115 12
                                    

Jennie ile onun odasına geçtiğimiz için bir nevi rahatlamış hissediyordum. Kendi odamda uyumak artık işkence haline gelmişti benim için. Jennie'ye sarılıp gözlerimi kapattığım da sanırım uykuya dalmıştım.
...
Uyandığım da Jennie yanımda yoktu. O korku dolu rüyalarımdan olacak ki hemen paniğe kapılıp ona seslenmeye başladım ama ses gelmiyordu. Koşar adımlarla aşağı indiğim de kulağında kulaklık ile mutfakta bir şeyler hazırladığını görünce içim ferahlamıştı.
-Bu halin ne? (Jennie) beni farketmesiyle kulaklığı çıkarıp kıkırdadı. Halime baktığında ne demek istediğini daha iyi anlamıştım. Saçlarım kabarmış ve yüzüm berbat haldeydi.
-Aptal seni. Sana seslendim ses gelmeyince bir şey oldu sandım aptal aptal. (Lisa) diye dudak büzüp geri odaya çıktım. Arkamdan gelen gülme sesleri iyicene sinirimi bozmaya başlamıştı. Odaya çıkıp ılık bir duş aldıktan sonra üzerimi değiştirdim.

Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp makyajımıda göz altlarımı kapatacak şekilde yaptım. Hazır olduğum da aşağı yardım etmeye indim. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra kızlarda hazırlandı ve evden çıktık. Okula şu günlerde hiç gitmek istemesem de mecbur gitmek zorundaydım.
...
Okul bittiği an kendimi direk dışarı attım. Aslında gizemli eve gitmeyi düşünüyordum ama bu sefer tek başıma gitmek istiyordum. Her ne kadar öğrenmiş olsalar bile onları daha fazla riske atamazdım. Onları da benim bu sürüklendiğim cehennem çukuruna çekip öldürmek istemezdim.
-Sana da uyar mı Lisa? (Rose)
-Ha. Ne? (Lisa)
-Ohoo bizim kız uykuya dalmış bile. Diyoruz ki yarın hafta sonu ya hani işte güzel bir plan yaptık bu yüzden de biz de kalacaksınız sana uyar mı? (Jin)
-Hayır dersem beni bırakır mısınız? (Lisa)
-Kesinlikle hayır. (Yoongi)
-Biliyordum. Diyip güldükten sonra hep beraber bir kafeye yemeğe gittik. Sabah kendimi riske atmayıp gece gizlice evden çıkarak gidicektim o gizemli eve. Aslında sabah gitmenin daha mantıklı olduğunu biliyordum ama öyle olma ihtimalin de tekrar Yoongi ve Jennie peşime düşeceklerdi bundan emindim. Kafede yemek yedikten sonra sohbete başladık. Daha doğrusu başladılar. Ortamdan kendimi öylesine soyutlamıştım ki adeta görünmez biri olmuştum. Tek bir noktaya odakladığım gözümün görüş açısına o gün derste gördüğüm yaşlı adam ilişti. Kapının orada durmuş bana bakıyordu. Gözlerinin içine uzunca baktığım da gördüğüm şeyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Gözleri alev çukuru gibi parlıyordu ve benim baktığımı anlayınca tek tük kalmış dişleri ile gülümsemeye başlamıştı. Dudaklarını aralayarak bir şeyler söyledi fakat sesi o kadar kısık çıkmıştı ki hiçbir şey duymamıştım. Tam kapının oradan arkasını dönüp gideceği sırada masadan bir hışımla kalkıp kapıya doğru koştum. Ama geldiğim de burada yoktu 2 saniye içinde nereye gidebilirdi? Nasıl olurdu bu? Gerçi o kadar şey gördükten sonra yok olan birini görmek çokta fazla şaşırtmamıştı. Hemen kafeden çıkıp gözlerimle etrafı aramaya başladım. Arkamdan seslenen kızları aldırmayarak kafeden uzaklaşmaya başlamıştım. Kalabalığın ortasında dikilen adamı görünce ona doğru yürümeye başladım. Hiçbir şey yapmıyordu sadece ortada durmuş bana gülümsüyordu. Benim ona doğru geldiğimi gördüğü an arkasını dönüp yürümeye başladı. Adımlarımı hızlandırdıkça daha hızlı gitmeye başlıyordu. Çıkmaz bir sokağa girdiğimiz de durdu. Karşısında hemen durduktan sonra ağzımdan bir 'HAH' nidası çıkmıştı. Ama bana yüzünü dönmüyordu koşarak yanına gidip omzundan tuttuğum anda adam yok oldu. Ne olduğunu anlayamayan gözlerimle havada kalan ellerime baktım. Gözümün önünde yok olmuştu ona dokunduğum an yok olmuştu. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Olduğum yerde dizlerimin üzerine çöktüm ve duvara yaslanarak sadece oturdum. Neydi bu yaşananlar, başıma gelenler?...

JENNİE'NİN AĞZINDAN
Lisa'nın bir yere gözünü odakladığını görünce o tarafa doğru baktım ama hiçbir şey yoktu. Neden o tarafa baktığını anlamaya çalışırken masadan bir hışımla kalkıp koşmaya başladı. Çıldırmış gibiydi kızlar ve çocuklar ne olduğunu anlamaya çalışırken Lisa'nın peşinden bende koştum. Yoongi hemen ardımdan koşmuş olacak ki yanıma gelmişti. Lisa'ya sesleniyordum ama bu kalabalıkta beni duyması imkansız gibi bir şeydi adeta. Nereye gitmişti en önemlisi yine neler görüyordu? Lisa'yı bulmak için Yoongi ile iki yöne ayrıldık. Gittiğim yolda hem adını bağırıyor hem de deli gibi bir oraya bir buraya koşuyordum. Pes edeceğim sırada Lisa'nın bir sokağa girdiğini gördüm. Zafer kazanmışçasına ona doğru koşmaya başladım ama kalabalık buna çok engel oluyordu. Sokağa girdiğim de sabah saatleri olmasına rağmen ürkütücü bir hava seriyordu gözler önüne. Yavaş adımlarla ilerledim bu sokağın düz rotasında. Çok geçmeden Lisa görüş alanıma girmiş yerde oturuyordu.
Koşarak yanına vardığım da onu kendime çekerek sarıldım. Korkmuş gibi duruyordu belli ki yine bir şeyler görmüş ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
-

Lisa? (Jennie) yüzünü ellerim arasına alarak ona baktım.
-İyi misin? (Jennie) Gözlerinde ölü bir balık bakışı vardı adeta. Yaşıyor ama çoktan ölmüş gibi duruyordu karşımda.
-İ-iy-iyiyim sıkıntı yok. (Lisa) dolan gözlerine karşı buna inanmamı beklemiyordu herhalde. Daha da ısrar ettiğim de olanları anlatmasını sağlamıştım. Yaşadıkları normal şeyler değildi. Her ne oluyorsa büyük bir şeydi. Evet korkuyordum hemde deli gibi korkuyordum ama bunu Lisa'ya hissettirmek istemiyordum. Çünkü kendini suçlayarak beni bu olaydan uzak tutmaya çalışacağını çok iyi biliyorum. Ona sarılıp destek verdikten sonra Yoongi'ye mesaj atıp eve gelmesini onu bulduğumu söyledim. (Yoongi'lerin evini kastettim burada)
...

LİSA'NIN AĞZINDAN
Jennie geldiği zaman bana sarıldığı an daha iyi hissetmeye başlamıştım. Israrcı tavrına karşı koyamadığım için olan biteni anlattım ona. Korktuğunu biliyordum ama bunu bana göstermiyordu.
-Diğerleri kafede mi? (Lisa)
-Ah hayır. Hepimiz senin peşinden çıkınca Yoongilere geçtiler orada bekliyorlar. (Jennie)
Anladığımı belirtip yürümeye devam ettim. Eve geldiğimiz de meraklı gözlerle bana bakan kızlar ve çocuklar bir şey dememi bekliyordu.
-Lisa! İyi misin? (Rose) koşarak sarılan Rose'ye baktıktan sonra Jisoo da gelip sarılmıştı. Arkada bana bakan meraklı gözlere bakarken Yoongi'nin sesiyle irkildim.
-LİSA! SENİ APTAL GEL BURAYA! (Yoongi)
Kızları çekip kemiklerimi kıracak şekilde sarıldı. Bu kadar korktuğunu bilmiyordum ama onun korkusu iliklerime kadar işlemişti. Beni ararken nefes nefese kaldığı belliydi. Buraya bile daha yeni gelmiş geldiği gibi bana sarılmıştı.
-Bir şey oldu sandım ne kadar endişelendim haberin var mı? (Yoongi)
-Ben...ben üzgünüm. (Lisa)
-Üzgün olma özür dileme sadece bana yemek yap. (Yoongi) diyen Yoongi'nin beni güldürmeye çalıştığı her halinden belli oluyordu. Gülümseyip kafamı onaylarcasına salladığım da Bir kez daha sarılmıştı.
...
Olanlar unutulmuş güzel bir yalanla üstünü örtmüştüm. Sadece tanıdık birini gördüğümü sandığımı sonra o kalabalıkta yolu kaybettiğimi söylemiştim. Rose ve Jisoo bana kuşku dolu baksalar da başka bir şey dememişlerdi. Bugün burada kalacağımız için giyecek bir şeyler almaya eve gelmiştik. Dolaba yöneldiğim de giysi alırken bir kaç gece önce koyduğum kutu dikkatimi bozuyordu. Oyuncak bebeği içine koyduğum aklıma gelince içime bir ürperti dolup taşıyordu. Üstüne kazaklarımdan bir kaçını kapatıp eşyalarımı da alıp aşağı indim. Kızlar da hazır olduğu zaman arabaya binmiştik. Yola dalan gözlerimi bildirim sesim bölmüştü.

black.night: O evden uzak dur.

li_lisaa: Yine mi sen?
Kafa mı buluyorsun benimle kimsin?

black.night: Sadece dediğimi yap.

li_lisaa: Sen kim oluyorsun?
Kes zırvalamayı.

black.night adlı kullanıcıyı engellediniz.

Ah cidden başımda sanki çok bir şey yokmuş gibi saçma insanların saçma zırvalıkları canımı sıkıyordu. Kapımın açılmasıyla yere tepetaklak yapışmama az kalmıştı.
-Yavaş be. (Lisa)
-Kaç saattir sesleniyoruz sağır seni. (Jennie)
-Sesleniyoruz dedin ama diğerleri nerde ? (Lisa)
-Ah. Onlar eve girdi seni alıp gitmek bana düştü. (Jennie)
Dediğine gülüp bizde eve girdik. Herkes salonda bir köşeye dağıldıktan sonra sessizliğimizi Hoseok bölmüştü.
- Eveeet beyler bayanlar merdivenden kayanlar hepinize selamlar saygılar. (Hoseok)
-Yine ne saçmalayacaksın bakalım. (Jin)
-Sus olum ya. Böyle boş durmak yerine aklımda bir fikir var. (Hoseok)
-Dök incilerini bakalım. (Taehyung)
-Şimdi iki seçenek sunuyorum. Doğruluk mu Cesaretlik mi oynayalım veya film açıp burayı bir sinemaya dönüştürelim. (Hoseok)
-Bence ilkini oynayalım güzel olur. (Jimin)
-Bence film izleyelim ya. (Jisoo)
-Oyun oynamak güzel olurdu şimdi. (Taehyung)
-Film de güzel sarardı ha. (Namjoon)
-Ya da... (Lisa) diyip susmuştum. Bu hareketim tüm gözlerin bana dönmesini sağlamıştı.
-Ya da her ikisini yapabiliriz değil mi? Sonuçta uzun bir gece var. (Lisa)
-Ah bu çok mantıklı işte. (Jennie)
-Bence de yoksa seçemicez.(Jin)
-Ee ilk ne yapıyoruz? (Rose)
-Oyun ardından film sonra yatarız sizce? (Hoseok)
Herkes onayladıktan sonra büyük bir çember oluşturup yere oturduk. Uzun geceye bir oyunla başlıyorduk...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin