-37-

1.1K 101 28
                                    

Jungkook'un evden çıkıp gideli yaklaşık iki saat oluyordu. Hala daha dönmemiş nerede olduğunu da söylememişti. Ben meraklanmaya başlasam da çocuklar da merak ediyor gibi bir hal yoktu.
-Jungkook yaklaşık iki saattir yok. Neden gelmedi? Bir şey olm-
-Hayır Lisa. Nerede olduğunu tahmin edebiliyorum. Son zamanlarda her şey çok üstüne geldi. (Taehyung)
-Biraz kafa dinlemesi gerekiyor. (Jimin)
-Ya bir şey-
Lafımı bölen şey çalan kapıydı. Yerimden fırlayarak kapıya koştuğum da karşımda gözleri kıpkırmızı olmuş ve dudağı ile kaşında yaralar olan bir adet Jungkook duruyordu.
-Ne oldu sana böyle? (Lisa)
-Hiç. (Jungkook)
-Nasıl hiç. Görmüyor musun halini? (Lisa)
-Ne varmış halimde? (Jungkook)
Yanına yaklaştığım da buram buram alkol kokusu sinmişti üzerine.
-İçtin mi sen? (Lisa)
-Lisa çok konuşuyorsun. (Jungkook) diyerek yanımdan sıyrılıp içeri adımlamıştı.  İçeri geçtiğinde Jennie korkuyla kalkıp ne olduğunu sorsa da Jungkook yine 'Hiç' demekle yetinmişti.
-Yatacağım yer nerede? (Jungkook)
-Olum ne oldu sana? (Hoseok)
-Hiç. (Jungkook)
-Jungkook. Ne oldu dedik sana!(Yoongi)
-Bir şey olduğu yok diyorum bende. Barda iki üç kavga bu kadar. (Jungkook)
-Yine içtin değil mi? (Taehyung)
-Evet. (Jungkook)
-Hiç akıllanmayacaksın. İçme diyoruz sana şunu içme. İçiyosan da bu kadar fazla içme. (Jimin)
-Ne kadar içtiğim sizi ilgilendirmiyor Hyung. Sarhoş muyum? Hayır. Gayet kafam yerinde. Tek istediğim uyumak anlatabiliyor muyum? (Jungkook)
-Sen-
-Yoongi tamam susun ben onu yatacağı yere götürürüm. (Lisa)
Kolundan tutarak merdivenlere yönlendirdiğim de kolunu çekip yürümeye başladı. Yardım etmeye çalışıyoruz yaptığı hareketlere bak hayvan. Geçen gün kaldıkları yerde kalacakları için Jungkook'u yine odama getirdim.

Odaya girer girmez kendini koltuğa atması ile yanına geçip durdum.
-Kalk önce duş al leş gibi alkol kokuyorsun. (Lisa)
-Seni ilgilendirmez. (Jungkook)
-JUNGKOOK KALK! (Lisa)
-Bana bağırma. (Jungkook)
-SENDE KALK O ZAMAN. NE İNAT EDİYROSUN! (Lisa)
-LİSA! (Jungkook)
Bağırması ile olduğum yerden bir iki adım gerileyerek ürkmüştüm.  Boynunda belli olan damarları ile gözlerini gözlerime kenetlemişti.
-İyiliğini düşünende kabahat. (Lisa)
-Düşünme tamam mı? Duş aldıktan sonra sesini kesecek misin? (Jungkook)
-İnat etmezs-
-Kesecek misin? (Jungkook)
-Evet Jungkook. Kalk duş al. (Lisa)
Onaylayarak banyoya girdiğinde bende yatağa uzanmış tavanı izliyordum. Su sesleri kesilirken yerimden kalkıp yatacağı yeri hazırlamaya başladım.
-Bu kadar uğraşmana gerek yok Lisa. (Jungkook)
-Ne? (Lisa)
-Boş koltukta yatarım yorgana gerek yok. (Jungkook)
-Sen çok boş konuşuyorsun Jungkook. Yaptım işte geç yat. (Lisa)
Ardından yerime geçtiğim de kendisini direkt koltuğa atmıştı.

Yattığım yatağımda yan dönüp ona baktığım da durmuş tavanı izliyordu.
-Uyku tutmuyor mu? (Lisa)
-Sesini keseceğini söylemiştin. (Jungkook)
-Aman konuşmadım. (Lisa)
Neden bu kadar sert olmak zorundaydı ki? Daha fazla konuşmadan bende uyumaya çalıştım.

Gözlerimi açtığımda ufak fısıltılar duymamla kafamı yan tarafa çevirdim. Bu Jungkook'tu. Gözleri kapalıydı ama bir şeyler mırıldanıyor gibiydi. Ayağa kalkıp yanına gittiğim de sesi daha net geliyordu.

'Gitme.' 'Lalisa.' 'Özledim.'

Mırıldanarak söylediği şeyler içimin burkulmasına sebep olmuştu. Bu her kimse Jungkook onu çok seviyor gibiydi. Yüzüne baktığım da gözleri kapalı olmasına rağmen biri iki damla yaş süzülüp akıyordu. Ellerimle gözündeki yaşı sildiğim de irkilerek yana dönmüştü. Uyandırdığımı sansam da o uyanmamış uyumaya devam etmişti. Üzerini iyice örterek yatağa geçip kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Sabah güneş ışınlarının girmesi ile gözlerimi araladım.
Jungkook olduğu yerde tavanı izliyordu yine.
-Günaydın. (Lisa)
-Günaydın. Lisa bir şey sormam gerekiyor? (Jungkook)
-Efendim?(Lisa)
-Kutudaki oyuncak bebeğin sende ne işi var? (Jungkook)
-Nası- Sen nereden biliyorsun? (Lisa)
-Lisa soruma cevap ver. (Jungkook)
-O eve bulaştığım zaman sürekli peşimdeydi. Onu oraya bırakıp gitsem de gece evime geliyordu. Bende kutuya kapattım. (Lisa)
-Bu nasıl olabilir? (Jungkook)
-Ne olabilir? (Lisa)
Yerinden doğrulup kutuyu eline alarak oyuncak bebeğe uzun uzun baktı. Ardından eline alarak onu göğsüne bastırınca merakım iyice artmıştı.
-Bu...buna inanamıyorum.(Jungkook)
-Jungkook ne oldu iyi misin? (Lisa)
-Lisa bu bebek bende kalsın olur mu? (Jungkook)
-Ne olduğunu söyle bana. (Lisa)
-Bu Lalisa'nın bebeği Lisa. Lunaparkta kazandığımız bir oyuncak bebek. (Jungkook)
-Ne? (Lisa)
-Duydun işte. Bunun ortaya çıkmış olması hala umudumuz olduğunu gösterir değil mi? (Jungkook)
Gözlerinde okunan sevinç ile içimde burukluk hissetmem bir olmuştu. Ben neden Lalisa bulunacağı için üzgün hissediyordum? Niye içim burkulup duruyordu ve niye Jungkook'u bu kadar önemsiyordum? Kafamdaki düşüncelerden kurtulup ona baktığım da ufak mutluluğu ile kapıdan çıkmıştı.

Aşağı indiğimde herkes uyanmış Jungkook ise bir şeyler anlatıyordu.
-Lisa gel. (Jungkook)
-Ne oluyor? (Lisa)
-Jungkook Lalisa için hala umut olduğunu anlatıyor. (Jennie)
-Ya gerçekten hiçbiriniz bana katılmıyorsunuz. (Jungkook)
-Bak Jungkook evet umut etmen çok normal ama bir bebekle bunu beklemek... (Namjoon)
-Siz ne anlarsınız ki? Ben o eve gidiyorum biliyorum bir şeyler bulacağım. Biliyorum Lalisa ölmedi. (Jungkook)
-Delirmiş gibisin. (Rose)
-Evet delirdim. Sen yaşadıklarımı hiç yaşadın mı minik Rossie. (Jungkook)
-Düzgün konuş. (Jimin)
-Ne o bana yumruk mu atacaksın? Ne yapıyorsanız yapın ben o eve gidiyorum. (Jungkook)
-JUNGKOOK! (Taehyung)
-NE AMK NE!? HİÇBİRİNİZ BENİ ANLAMIYORSUNUZ! BEN YORULDUM BEN BİTTİM. (Jungkook)
-Seni anlıyoruz Jungkook ama önce sakin ol. (Jisoo)
-Hiç sanmıyorum. (Jungkook)
Olduğu yerden kalkıp kapıya gideceği sırada kolundan tutup yanına gittim.
-Bende geliyorum. (Lisa)
-Sanırım zaten sadece ikimiz gidiyoruz. (Jungkook)
-Hayır bizde geliyoruz. (Yoongi)
Diyerek herkes arabaya binmişti.

Eve geldiğimiz zaman bölümlere ayrılıp aramaya başladık. En ufak bir ipucu bile yeterdi sanırım. Küçük odanın içinde dolaşırken yatağın köşesinde sıkışmış bir defter gözüme takıldı. Yanına giderek elime aldığım da pembe rengi ile oldukça tatlı bir defter gibiydi. Üzerinde yazan yazıyı gördüğüm anda koşarak aşağıya indim.

~~~~~~~~

Öncelikle herkese selam :) 
Normalde hikaye bölümlerine hiç bu türden açıklama yazmamıştım fakat bunu yazmak istediğim için yazıyorum.
Bu kurguyu çok yakın arkadaşımın desteği ile yayınlama kararı almıştım. Öylesine kafama geldikçe yazdığım bu kitap onun desteği sayesinde burada yayınlanmıştı.
Ne zaman bölüm yazsam ilk ona atar analiz ederdik :')
Şimdi onunla sıkıntılarımız olduğu için inanın ki bölüm yazmak içimden hiç gelmiyor. Bu yüzden bu kitabı en kısa zamanda final yapıp başka bir kurguya geçeceğim. Buraya kadar gelip açıklamamı okuyanlara teşekkür ederim iyi ki varsınız...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin