~34~

1.1K 92 20
                                    

JENNİE'NİN AĞZINDAN:

Yaklaşık üç saat olmuştu ama Lisa dan hiçbir haber alamıyorduk. Kapının çalması ile yerimden fırlayıp kapıya doğru koştum.
-NERDESİ- 
Lafımı bölen şey karşımda dikilen Taehyung ve Jimin olmuştu. İkisini kenara iterek arkalarına baktım. Yoktu. Olduğum yerde suratım geri düşmüş içeri doğru yavaş adımlarla ilerlemiştim. Arkamdan gelen Taehyung ve Jimin olayı anlamamış olacak ki Jimin içeri girdiği an söze başlamıştı.
-Bir şey mi oldu ne bu suratınızın hali?(Jimin)
-Lisa'yı gördünüz mü?(Namjoon)
-Hayır niye ki?(Jimin)
-BİR ŞEY Mİ OLDU!?(Taehyung)
-Lisa...Lisa üç saat önce yürüyüşe çıktı ama hala dönmedi.(Jennie)
-Aradınız mı?(Jungkook) 
Jungkook ne ara gelmişti onu bile farketmemiştim.
-Sen ne ara geldin?(Yoongi)
-Az önce. Lisa dan anahtar almıştım sessiz olması için. Şimdi soruma cevap verin.(Jungkook)
-Aramadan bu kadar telaş yapmazdık değil mi?(Jisoo)
-Bir daha arayın.(Taehyung)
-Taehyung yaklaşık elli defa aradım. Yoongi de aradı Rose ve Jisoo da aradı açmıyor. (Jennie)
Herkes susmuştu. Salonu büyük bir sessizlik kaplamıştı. 
-En son böyle olduğunda ıssız bir yerde tek kalmıştı. Hatırlıyor musunuz? Arabasının bozulduğu gün biraz daha geç kalsaydık yaşama imkanı yoktu. (Hoseok)
-Ben daha fazla oturup bekleyemicem. (Jennie) diyerek ayaklanmıştım ki Taehyung bileğimden tutup durdurmuştu.
-Tek başına nereye gidiyorsun?(Taehyung)
-Aynen öyle. Dağılıp beraber arayalım.(Jin)
-Dışarıda bir yerde kaybolduğunu mu sanıyorsunuz?(Jungkook)
-Anlamadım?(Rose)
-Diyorum ki başında bir bela var zaten sokakta kaybolduğunu sanmıyorum. (Jungkook)
-Evet bu yüzden ben eve gidiyorum bakmaya.(Jennie)
-Jennie az bir dur. Ben, Jungkook, Jennie ve Yoongi eve gideriz. Lisa bazı şeyler görüyordu bu yüzden tek evde olma ihtimali yok. Kafede olanları hatırlayın biraz. Bu yüzden Rose, Jimin, Hoseok ön taraftaki gidebileceği yerlere bakın. Jisoo, Jin ve Namjoon sizde arka taraftaki sokaklara bakın.(Taehyung)
-Evet bana uyar hadi daha fazla oyalanmayalım.(Rose)

Herkes denildiği gibi dağılmıştı. Evin önüne geldiğimiz de her zamankinden farklı bir hava esiyordu. Evden gelen soğuk enerji iyice gerilmeme sebep oluyordu. Kapıdan girdiğimiz zaman Taehyung ve Yoongi üst kata Jungkook ve ben alt katla salona bakıyorduk. Jungkook'un sesi çıkmıyordu.
-Senin için çok önemli biri olmalı.(Jennie)
-Hı?(Jungkook)
-Lalisa. Lalisa senin için çok önemli biri gibi duruyor.(Jennie)
-Öyleydi. Hala daha öyle.(Jungkook)
Olduğu yerde durmuş elini koyduğu masaya bakıyordu.
-Burada onunla konuşmuştum. Bu evden uzak durmamız gerektiği hakkında onu uyarıyordum. Ama beni hiçbir zaman dinlemedi ve ne yapıp ettiyse beni ikna etti. (Jungkook)
Susmuştu. Yanına oturup elimi omuzuna attığımda Jungkook'un gözlerinden bir damla yaş yere düşmüştü ama ağlamıyordu. O çok güçlü biriydi. Yerinden kalkarak kapıya yöneldiğinde tekrar konuştu.
-Lisa... Lisa Lalisa'ya çok benziyor. Onu kaybetmemeniz için elimden ne geliyorsa yapacağım. (Jungkook)
-Teşekkür ederim.(Jennie) kısık çıkan sesime karşılık gözlerim de biriken yaşları serbest bıraktım. Jungkook başka odaya bakmaya gittiğinde ben hala salonda oturmuş boş boş tavanı izliyordum. Kısılmış kalmıştım. Ne bir kaçış yolum ne de planım vardı. Ne istediğimi bile tam olarak bilmiyordum. Çaresiz. Evet tam olarak çaresiz bir vaziyette kalmıştım. İliklerime kadar hissediyordum çaresizliği. 

Gözlerimi açtığımda odamda yataktaydım. Ne zaman gelmiştik hatırlamıyordum. Yavaşça yataktan kalkıp aşağı doğru indim. Herkes salonda oturmuş suratlar beş karıştı.
-Ne zaman geldik eve?(Jennie)
-Bir saat önce.(Jin)
-Salonda uyuyakalmıştın uyandırmak istemedik o yüzden odana götürdüm seni.(Taehyung)
-Lisa?(Jennie)
-Hiçbir yerde yok.(Namjoon)
Olduğum yere oturup hıçkırıklarım arasında kayboldum. Taehyung gelip ellerini omuzlarıma koyup beni iyice kendine çekerek sarılmıştı.
-O-onu t-tek y-yollamamal-lıydık. (Jennie)
-Şşşt sakin olmalısın önce. Kimse bilemezdi böyle olacağını ama onu bulacağız güzelim ağlama hadi şş.(Taehyung)
Başımı Taehyung'un göğüsüne yaslayıp kendimi göz yaşlarımla serbest bıraktım. Ben Lisa'sız olamazdım. O benim bebekliğim, çocukluğum ve gençliğim yani her şeyimdi.  Ama şimdi onun için en ufak bir yardımım bile yoktu. Kim bilir nerede ne halde ve ne yapıyordu şuan. Ağlamam dursa bile gözlerimin doluşu durmuyordu. Anılarım. Anılarımız sürekli zihnimde canlanıp canlanıp duruyordu.
-Elimiz kolumuz bağlandı ne yapacağız? (Jisoo)
-Böyle oturmakdan nefret ediyorum. Ona yardım edip bulamamaktan nefret ediyorum. Onsuz olmaktan nefret ediyorum.(Jennie)
-Lalisa gibi olmayacak. (Jungkook)
-Ne? (Rose)
-Bu sefer Lalisa  gibi Lisa'nın da yok olmasına izin vermicez.(Jimin)
-Ne yapacaksınız? (Jennie)
-Bilmiyorum. Lanet olsun ki bilmiyorum. (Jungkook)
Derin bir sessizlik daha hakim olmuştu salonda. Duyulan tek sesin nefes alış verişler olması oldukça can sıkıcıydı. Elimiz kolumuz bağlanmış ne yapacağımız konusunda fikrimiz dahi yoktu. Bir sessizlik hakimken Jungkook ve Jimin ayaklanmıştı.
-Ne oldu? (Yoongi)
-Lisa'nın odasına bakmaya çıkıyoruz. (Jimin)
-Neden? (Jin)
-İpucu. Ufakta olsa bir ipucu bulmak için. (Jimin)
Herkes susup onaylayarak Lisa'nın odasına çıkmıştı. Ben kalmıştım. Arkalarından yavaş adımlarla ilerleyerek sadece odanın kapısının önünde onu izliyordum. Lisa yı sabahları kaldırmaya uğraştığım anlarım, depresyona girip sabahlara kadar ağladığımız sonra hunharca güldüğümüz anılarım ve bu odada geçirdiğimiz tonlarca anı bir anda beynime hücum etmişti. Rose ve Jisoo yanımda duruyor geri kalanı ise Taehyung, Jimin ve Jungkook u izliyordu. Taehyung ve Jimin banyoda bir şeyler ararken Jungkook giysi dolabına bakıyordu.
-Neden böyle yerlere bakıyorsunuz ki? (Namjoon)
-Bu lanet evin içinde her ne varsa ufakta olsa bir şeyler bırakıyor bu yüzden. (Jimin)
-Ne gibi şeyler? (Rose)
-Not. Uyarı. Korkutmak için ne ararsan. (Jungkook)
Susup geri işlerine döndüklerinde Jungkook yavaşça yatağın oraya doğru yöneldi.
-Çocuklar! (Taehyung)
Taehyung un sesi ile hepimiz yanına gitmiş ne olduğuna bakıyorduk.
-Sanırım bir şey buldum. (Taehyung)
-Ne buldun? (Yoongi)
Kafasıyla kapının arkasını işaret ettiğinde kanım dondu adeta. Duvarda büyük harflerle yazı yazıyordu.

"LİSA  VE  LALİSA.  İSİM  BENZERLİĞİ  AYNI  KADERE  DÖNÜŞÜR  MÜ ? :)"

Boya mıydı neydi uzaktan anlaşılmıyordu. Daha yakından baktığım da bunun kan olduğunu anlamamla çığlığı basmam bir oldu.
-Bu...Bu kan! (Jennie)
-NEE! (Jisoo ve Rose)
-Seni piç kurusu...(Jungkook)
-NEREDESİN LAN ŞEREFSİZ! (Taehyung)
Taehyung sinirden bağırıp duruyordu. Jungkook ise sinir dolu bakışlarla yazıya odaklanmış yumruğunu derinlemesine sıkıyordu. Bu neydi şimdi? Bir çeşit tehdit mi yoksa yapacakları hakkında garip bir uyarı mı? Anlamıyordum. Lalisa ve Lisa aynı kaderi paylaşan masum iki kız mı olacaktı. Peki bunları yapan aptal şey neydi? Bunun başında kim vardı? Daha doğrusu bir insan mıydı yoksa bir çeşit varlık falan mıydı? Gözlerimdeki yaşlarla Lisa'nın yatağında duran hala onun kokusu ile kokan ayıcığını alıp oturdum. Rose ve Jisoo da yanıma gelmişti. Üçümüz Lisa'nın yatağında oturmuş gözlerimizde ki yaşlar ile sadece yere bakıyorduk.
-BU EV HER NE BOKSA LİSAYI BENDEN ALAMAZ! (Yoongi) diyerek kapıyı çarpıp çıkmıştı. Arkasından Hoseok, Namjoon ve Jin koşarak çıkmıştı. Taehyung ve Jimin küfürler savurarak çıkarken Jungkook olduğu yerde sadece dikiliyordu. Duvardaki yazıya bakıyor elini daha da sıkıp duruyordu. Kızlarla beraber yatağa uzandığımızda gözlerimiz bizden bağımsız bir şekilde hareket ederek kendisini kapatmıştı...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin