~20~

1.2K 111 25
                                    

Uzun gecenin muazzam oyununa başlamıştık. İlk başta isteyen istediği kişiye soracaktı fakat böyle çok adaletsiz olduğu için şişe çevirmeye karar vermiştik. Şişe ilk döndüğünde soru kısmı Jimin'e cevap kısmı ise bana dönmüştü. 
-Hah! Doğruluk mu Cesaret mi? (Jimin)
-Doğrulukla başlayalım bakalım. (Lisa) diyip gülümsemiştim. 
-Biliyorum çok saçma bir soru ama sormaya fırsatım olmadı ve merak ediyorum. Kızlarla ve Yoongi ile nasıl tanıştınız? (Jimin)
-Bu çok basit oldu sanki :) Öncelikle Jennie Yoongi ve ben bebekliğimizden beri beraberiz. Ailelerimiz yakın dost oldukları için hep bir arada büyüdük. Biz 4 yaşlarında iken oturduğumuz evin karşısına Jisoo  taşındı. Tabi Yoongi ben ve Jennie hep beraber olduğumuz için yeni gelen çocuğu  merak ediyorduk. Jisoo taşındığı zaman ailelerimiz onlara hoşgeldin amaçlı oturmaya gidince küçük Jisoo ile tanışma fırsatımız olmuştu. Çok iyi hatırlıyorum bizi gördüğünde koşarak büyük sevinçle çikolata vermişti. (Lisa) lafımı durdurup güldüğümde kızlar da bana eşlik etmişti. Sonra devam ettim 
-Sonra ailelerimiz yakın olmaya başladıkları için Jisoo da aramıza katılmıştı. Bundan 1 hafta sonra Jisoo'ların yan tarafına Rose taşındı. Yoongi ve ben iddiaya girmiştik yeni gelen çocuk hakkında. O erkek ben ise kız olacağını savunuyordum. Sonunda ben haklı çıktığımda 1 hafta her istediğimi yapmak zorunda kalmıştı. (Lisa)
-Evet buna sana oje sürüp birlikte evcilik oynamam da dahil.(Yoongi) diyip güldüğünde bir kahkaha patlamıştı koca salonda.
-Sen ciddi olamazsıın!(Jimin) Yoongi hüzünlü bir ifadeyle başını masum masum 'maalesef' anlamında salladığında yanaklarını sıkmıştım.
-Sonrasında işte yine aileler tanışmaya gidince biz çocuklarda yeni gelen kıza merakla bakıyorduk. Ama Jisoo'nun tam tersi bize hiç gülmüyor sürekli annesinin arkasına saklanıyordu. Yanına gidip çağırdığımda beni yere itmiş ve odasına kaçmıştı. Ne yalan söyleyeyim ilk başta birbirimizi hiç sevmedik. Sonra onun ailesiyle bizim aileler yakın olunca sürekli beraber olmak zorunda kalmıştık. Zamanla zamanla alışıp aramızdaki buzları kırmıştık. İyi ki kırmışız bence işte böylelikle tüm hayatımız boyunca Jennie,Jisoo,Rose,Yoongi ve ben beraber büyüdük. Aynı okullara gittik aynı yerde oturduk. Üniversite de aynı yeri kazanınca da ailelerimiz normalde bir ev tutacaktı ama Yoongi beyler tek kalmak istediği için ona ayrı bir ev tuttular. (Lisa)
Sanırım çok konuşmuştum ama hikayemiz buydu bizim. Her detayı mükemmel olan bir hikayeydi bizim ki. 
-Ben ve Jungkook hariç diğerleri  ile üniversitede mi tanıştınız?(Jimin)
-Ah hayır. Hoseok ve benim ailelerimizin Lisaların orada yazlığı vardı ve her yaz oraya giderdik. Yaz arkadaşı gibi olmuştuk bir süre sonra ortaokulu beraber okuduktan sonra liseyi de beraber okumuştuk. Lise de Jisoo ile çıkmaya başlamıştık zaten hayatımın en iyi kararı galiba oydu. Ortaokul sonda Namjoon  ile aynı sınıftaydık o yüzden yanımıza gelip oda bize katılmıştı. Lisede de beraber olunca daha yakın arkadaşlar oluverdik. Üniversitelerimizin aynı olması  tesadüf ötesi olsa bile birlikte olmayı seviyoruz. (Jin)
-Woahh! Bu çok güzel resmen. (Jimin)
-Ee Jimin siz nasıl tanıştınız bizimkilerle?  (Lisa)
-Ah bizde bebeklikten beri beraberiz aslına bakarsanız Taehyung ben ve Jungkook bebeklik arkadaşıyız. Evlerimiz yan yana olduğu için gece gündüz beraber olurduk. Taehyung ortaokulu başka bir yerde okuduğu için bir süre ayrı kalmıştık ve o sürede Jin ile tanıştık. Arkadaş ortamında tanıştığımız için çok fazla bir samimilik yoktu aramızda ama sık sık görüşmeye başladıktan sonra aramızdan su sızmaz oldu. Lise de Taehyung geri geldiği için Jin ile tanıştırdık onu hemen. Jin sayesinde Hoseok, Namjoon ve Yoongi ile de tanışma fırsatı bulmuştuk. Ama kızlar sizinle ancak üniversite de nasip oldu. (Jimin)
-Sizi angut beyinliler. Hele Jin hyung bana bunu nasıl yaparsın? (Rose)
-Yine ne yaptım ben? (Jin)
-Sen nasıl olur da Jimin'i bizimle bu kadar geç tanıştırırsınn. (Rose)
Diyerek ağlar gibi ses çıkarmıştı. Onun bu haline hepimiz güldüğümüz için iyi bir azar işitip oyuna geri dönmüştük. Bu sefer çevirdiğimiz de soru kısmı Taehyung'a cevap kısmı Rose'ye gelmişti.
-Doğruluk mu Cesaretlik mi bakalım? (Taehyung)
-Cesaret olsun bu sefer. (Rose)
-HAH emin misin? (Taehyung) imalı bakışlarına karşı Rose bir süre tereddüt etse de kafasını 'eminim' derecesinde sallamıştı.
-O zaman Jimin'i öp bakalım ama dudağından buda benden size yeni çift hediyeniz. (Taehyung)
-Yaa Taehyung-shiii. (Rose)
-Ben karışmıyorum ya ceza ya da uygulama. (Taehyung)
Hepimiz Rose'nin bu haline güldükten sonra tehditkar ölümcül bakışların gazabına uğramıştık. Rose denileni yaptıktan sonra kızarık yanakları ile aramıza geri dönmüştü. Jimin ise halinden baya hoşnut görünüyordu.
Şişe bir daha döndüğünde soru kısmı bana cevap kısmı Jungkook'a gelmişti.
-Doğruluk mu Cesaretlik mi? (Lisa)
-Cesaret. (Jungkook)
-Cesaret demek:) git ve buzdolabından bir buz paketini sırtından aşağı dök. (Lisa)
-Ne? (Jungkook)
-Cesaret demedin mi yoksa cesaretin mi yok? (Lisa) diyip imalı bir bakış attıktan sonra bana bakan o mükemmel gözlerin içine baktım. Herkes susmuş gözleri bir benim bir Jungkook'un arasında gidip geliyordu. Jimin Jungkook'un kolunu tutup kafasını gözlerinin içine bakarak sanki 'sakin ol' dercesine salladı. Jungkook'un gözlerine baktığım da sanki dolmuş gibiydi. Jungkook bir Jimin'e bir bana baktıktan sonra ayağa kalktı ve mutfakta dolaba doğru yöneldi. Eline bir buz kütlesi alarak sırtından aşağıya bir çırpıda bıraktıktan sonra ağzından çıkan hafif inlemeye karşı koyamadı. O buz parçası sıcacık bedenin aşağısına kadar sürüldükten sonra yanımıza gelip oturdu.
-Oldu mu? (Jungkook)
-Hıhı evet. (Lisa) diyip gülümsedim ama onun yüzünde en ufak bir mimik hareketi bile yoktu. Buz dökmek canını bu kadar mı sıkmıştı? Gerçi o normalde de böyleydi alışmam lazımdı buna. Herkes Jungkook'un haline gülerken Hoseok konuşmaya başladı.
-Jungkook? (Hoseok)
-Hı? (Jungkook)
-Olum sen ortaokul ve lise de çok neşeli ve çocuksuydun sadece 2 Yıl görüşmedik noldu sana böyle nerede o neşen? (Hoseok)
Neşeli ve çocuksu mu? Jungkook ve neşeli gülmek mi? Ah hadi ama bu çocuğu bir kez olsun neşeli görmedim. İçimdekileri soran Hoseok'a bin defa şükrettim. Taehyung,Jin ve Jimin sanki cevabı biliyormuş gibi yüzleri solmuştu. Ama belli etmemeye çalışıyorlardı.
-Hyung- (Jimin)
Jungkook Jimin'in koluna dokunup başını 'sorun yok' dercesine salladı ve konuşmaya başladı.
-Adı üstünde çocuktuk değil mi? (Jungkook) diyip hafifte olsa yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirdi.
-Olsun be aslanım şuan da çocuk olalım en güzeli. (Hoseok)
Umursamazca başını aşağı yukarı sallayan Jungkook'tan sonra geri oyuna dönmüştük. Benim oyundan ilgim tamamen kopmuş direk Jungkook'a yönelmişti. Bu çocukta bir şey vardı bilmiyorum ama beni kendisine inanılmaz derece de çekiyordu. Kafamı iki yana sallayarak dikkatimi oyuna verdim. Soru kısmı Namjoon cevap kısmı ise Jisoo'ya gelmişti.
-Doğruluk mu Cesaretlik mi? (Namjoon)
-Cesaret. (Jisoo)
-Hah! Dolaptan 5 yumurta al ve yoldan geçen insanların kafasına fırlat. (Namjoon)
-Sen ciddi misin ya? (Jisoo)
-Oldukça. (Namjoon) diyip gülen Namjoon'a karşı Jisoo yerinden kalkıp cama geçti. Hepimiz camın kenarına gidip yumurtanın yapışma sesini duydukça kahkaha atıyorduk. Geriye bir yumurta kalmıştı. Ve Jisoo son yumurtayı attığı an adam kafasını yukarı çevirmesiyle hepimiz kendimizi yere atmıştık. Jisoo Namjoon'a küfürler savururken hepimiz kahkaha tufanına gömülmüştük. Geri oyuna döndüğümüz de bir kaç tur daha böyle devam etmişti. Sıra filme gelince izlemek için film seçmeye başlamıştık.
-Ben... (Jungkook)
Konuşan Jungkook'un sesine karşılık dikkatler ona çevrilmişti.
-Benim biraz hava almam lazım siz izleyin bir iki saate gelirim. (Jungkook)
-Noldu bir şey mi oldu? (Jin)
-Yok yok biraz hava alsam iyi olacak sadece. (Jungkook)
Herkes onayladığı zaman Jungkook kapıya giderken Jimin de peşinden gitmişti. Bense mutfağa geçip bir şeyler almaya gittiğim de kapıdaki konuşmaların bir kaçına şahit olmuştum.
-İyi misin Jungkook geliyim mi? (Jimin)
-İyiyim hyung gelme tek olmak istiyorum. (Jungkook)
-Az önceki şeyin sana onu hatırlattığını biliyorum ama artık hayatına devam etmen gerekiyor biliyorsun değil mi? (Jimin)
-Hyung yine başlama lütfen yapma bunu. Bir iki saate gelirim.(Jungkook)dedikten sonra Jimin'in 'Dikkatli ol' diye bağırışını duydum. Ardından kapı kapandı ve Jimin bizimkilerin yanına geçti. Bense mutfak camından Jungkook'un gidişini seyretmiştim. Ne olmuş olabilirdi ki? Oyunda pot mu kırmıştım ne yapmıştım bilmiyorum ama bunun onu incittiği belliydi. Kafamdaki düşünceleri bir kenara atarak içeri salona geçtim. Şuan da tek işim herkesin uyumasını beklemek ondan sonra da o gizemli eve yol almaktı...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin