~18~

1.3K 109 30
                                    

-Ne oldu bana? (Lisa)
-Duvara doğru koşarak gittiğini görünce Yoongi ile arkandan koştuk ama delirmiş gibi duvara bakıp çığlıklar atıyordun ve sonrasında yere düşüp bayıldın. (Jennie)
-Duvara mı? (Lisa)
-Evet şu-
Yoongi'nin lafını bölüp koşarak merdivenden yukarı çıkmaya başlamıştım. Kapı gördüğüm yere geldiğim de gerçekten de bir kapı yerine duvar ile karşı karşıyaydım.
-Bu..Bu...Bu...Nasıl olabilir? (Lisa)
-Lisa iyi misin ne oluyor? (Jennie)
Deli gibi kafamı iki yana sallayıp konuşmak yerine sadece inkar ediyordum. Evet dışarıdan deli pozisyonunda olabilirdim ama şuan bu kendi isteğim dışında gerçekleşiyordu. Yoongi kafamı tutup iki eline aldığı sırada titremem hala devam ediyordu.
-LİSA KENDİNE GEL VE BANA BAK LİSAA! (Yoongi)
Son bağırışı ile kendime gelip bana bakan iki çift meraklı gözlere baktım.
-Lisa? (Jennie)
Sakinleştiğimi anladığın da Yoongi ellerini indirip merakla benim bir şeyler dememi bekliyordu.
-Bir kapı...Evet tam burada bir kapı vardı. İlk geldiğim de vardı ama ikinci geldiğim de yok olmuştu ve bugün yine oradaydı ve ve... (Lisa) diyip sustum.
-Ve? (Yoongi)
-Ve kapıyı orada gördüğüm için koşarak geldim. Açmak için kolunu tuttuğum sırada elim oraya sanki yapışmış gibi ne kadar uğraşsam da geri çekemedim. Sonra...sonra biri geldi ve bana hiç uslanmayacağımı ve beni kimseye dememem için daha önce uyardığını söyledi ve gitti. Ardından tavanda sizin asılı kanlar içinde cesetleriniz ile karşılaştım. (Lisa) diyerek ağlamaya başladım.
-Ve bu ilk öldüğünüzü gördüğüm hayal değil daha önce Jennie'nin öldüğünü de gördüm. Söylememeliydim. Size yalan atıp olaydan uzak tutmalıydım özür dilerim özür dilerim. (Lisa) dedikten sonra ağlamam şiddetlenmeye başlamıştı. Bu başıma gelen şeyler artık uğraşamayacağım türden büyümeye başlıyordu. Jennie gelip bana sarılarak yere doğru oturtmuştu. Yoongi yanıma gelip ellerimi tutarak konuşmaya başladı.
-Lisa bak biz seninle bebeklikten beridir beraberiz. Her şeyimsin benim. Bana söyledin çünkü buna seni ben zorladım senin bir suçun yok. Bu başına gelen her ne ise bunu birlikte çözeceğiz özür dileme sakın. (Yoongi)
-Evet. Aynen öyle deli kızım benim. Sonuçta hala yanındayız değil mi? Ağlama hadi gel buraya. (Jennie)
Diyerek iyice yaklaşıp kemiklerim kırılacakmış gibi sımsıkı sarıldı. Başımı göğüsüne yaslayarak hıçkırıklarımın ardı sıra dizilmesine izin verdim. Onun bu yumuşak ve sıkı sarılması benim daha çok ağlamama sebep oluyordu. Yoongi dizlerini yere koyup kollarını üstümüze dolayarak sarıldı. Ne kadar süre öylece ağladım hatırlamıyorum uzun bir süre sonra kendime geldiğimi hatırlıyorum. Hala o evin içinde duruyor merdivenin köşelerine oturuyorduk. Sessizlik bünyemizi esir alan bir uyuşturucuydu sanki. Bu muhtemel sessizliği Jennie'nin çalan telefonu bozmuştu.
-Efendim? Ahh değil mi? Ha...anladım anladım. Tamam o zaman yarım saate buluşalım...aynen...aynen tamam o zaman görüşürüz. (Jennie) telefonu kapatıp bize döndüğünde lafa girdi.
-Yeri aradı. Malum partner olduğumuz için buluşacaktık bugün. (Jennie)
-O yalan değil miydi kızım? (Yoongi)
Jennie dudaklarını gülümser vaziyete getirip ellerini iki yana açarak kafasını sallayarak cevap vermişti.
-Ah ben yalan sanmıştım. (Yoongi)
-Ben de öyle sanıyordum. Diyerek güldüm.
-Hayal kırıklığınız için üzgünüm ama gidelim mi artık? (Jennie)
-Gidelim. Daha fazla korku yaşamak istemiyorum bugün için. (Lisa)
Yoongi ve Jennie önümden giderken evin içine son bir kez bakış atmıştım. Kafamı önüme çevirirken merdivenin önünde duran küçük kız irkilmeme sebep olmuştu. Bu sefer gülmüyor donuk bir şekilde bana bakıyordu.
-Lisa? (Jennie)
Jennie'nin sesi ile kızın suratına kocaman bir gülümse yayıldıktan sonra gözden kayboldu. Evden kendimi bir hışımla atıp Jennie'nin kolundan çekiştirdim. Arabaya bindiğimiz zaman ormanlık alana tekrar baktım. Her zaman gördüğüm o parıltılar yine oradaydı ama bu sefer bir değil iki tane olmuşlardı. Kısa bir süre gözüküp yok oldukların da artık alıştığım için tepki veremiyordum. Bu sefer arka koltuğa ben geçmiştim çünkü yol boyunca uyumayı planlıyordum.
...
Eve geldiğim de direk mutfağa yönelmiştim. O kadar olaydan sonra nasıl yemek yediğimi sorgular gözle bakan Yoongi'ye karşı "ne yapayım açım" bakışı atıp omuz silktikten sonra ona da bir şeyler hazırlayıp masaya oturdum. Kızlar hala gelmemiş Jennie Yeri'nin yanına gitmişti. Beni götürme ısrarlarına karşı direnmiş ve eve gelebilmiştim. Ne yazık ki bu sefer de Yoongi beni bırakmamış yanıma gelmişti.
-Yemeğini yiyecek misin onu da mı ben yiyeyim? (Lisa) diyip gülümsemiştim.
-Bunca olan şeyi düşünüyorum da nasıl baş ettin bize çaktırmadan?(Yoongi)
Ani sorusu karşısında gülümsemem alt üst olmuş kafamı iki yana sallayıp bilmediğimi ifade edercesine omuz silktim. Kolay olmamıştı hala daha olmuyordu. Hayatım nasıl bir karmaşa almıştı bilmiyordum.
-Hiç bir şey saklamayacaksın artık anladın mı? (Yoongi)
Kafamı anladığımı belli edercesine sallamıştım. Gelip sarıldığın da iyice endişe ettiğini anlamıştım. Biz çocukken de böyle yapardı. Ona yalan konuşup bir şey sakladığım zaman ne yapar ne eder öğrenir ve bana destek çıkıp sürekli etrafımı kollardı. Bense yine bu aptal merakım yüzünden başımı derde sokan taraf olurdum. Aklıma bunlar geldiği an Yoongi'ye sarılıp göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. Eliyle sırtımı sıvazlayarak ağlamamam için daha sıkı sarılmıştı ama bu yaptığı ağlamamı daha da şiddetli bir hale getirmişti. Onu da bu işin içine sürükleyen taraf olduğum için bin defa daha lanet ettim o aptal merakıma karşı. Ağlamamı durdurup masayı toplarken Yoongi'nin telefonu çalmıştı.
-Taehyung aradı. Bugün burada buluşacakmışız. Bir şeyler hazırlayalım bir aç it sürüsü geliyor malum. (Yoongi) diyerek güldü. Dediği komik gelmiş ağzımın ucuna kadar gelen kahkahayı serbest bırakmıştım. Hemen işe koyulup güzel bir akşam yemeği hazırladıktan sonra yorgunluğumuz yüzümüzden bile anlaşılırdı. İkimizde birer koltuğa yayılıp telefonlara sarılmıştık.

@yeri__ii: En güzel❤️@kim_jennie1 12300 beğenme 10900 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@yeri__ii: En güzel❤️@kim_jennie1
12300 beğenme 10900 yorum

@jenn__heartt: Unnim hep güzel olunmaz ama💛
@yerii.m:Seni seviyorummm❤️
@yeri.ne.aq: İki aptal tek kare.
@tae_hyung1: @yeri.ne.aq Benim gördüğüm tek bir aptal var umarım anlayacak bir beynin vardır.
@kim_jennie1 :❤️
10895 yorum daha
...
Ah Yeri hemen fotoğraf atmış bile diyerek fotoğrafı beğendim. Yan tarafıma dönüp baktığım da Yoongi küçük bir çocuk gibi elinde telefonla koltukta uyuyakalmıştı. Üzerine örtecek bir şeyler getirdikten sonra telefonumun titreşimi ile yerimden sıçradım. Telefonu elime alarak gelen bildirime baktım. Takip etmediğim bir  hesaptan mesaj gelmişti. Mesaja tıklayıp baktığım da kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.

black.night: O evden uzak dur.

li_lisaa:?

black.night: Anlamamış gibi yapmayı bırak gayet iyi biliyorsun.

li_lisaa: Kimsin?
(Görüldü 18.00)
Hey ne demek istedin?
(Görüldü 18.15)

Bu da ne demek oluyordu şimdi? Benim dışımda başka birisi daha mı bu lanet hayatın içindeydi? Ellerim titrer bir şekilde kapı zili çalana kadar  telefon ekranına dalmıştım. Zille birlikte kapıya yöneldiğim de Jisoo, Jin, Taehyung, Hoseok ve Namjoon gelmişti.
-Yorgunluktan ölüyorum sanırım ah çok acıktım. (Jisoo)
-Bu acil imdadına Lisa Manoban yetişerek mutfakta bir şeyler hazırlamış bulunmakta. (Lisa) diyip gülümsedim.
-Sen Birtanesiin. (Jisoo) diyerek mutfağa yöneldi. Uyuyan Yoongi'yi gördüklerinde seslerini biraz olsun kısmış aç kurt gibi masaya kurulmuşlardı. Masayı kurmaya başladığımız sırada Jimin, Rose ve Jennie de gelmiş yardıma girişmişlerdi. Masa hazır olunca hepsi oturup yemekleri silip süpürdüler.
-Sen niye yemiyosun Mona Lisa? (Hoseok)
-Ah siz gelmeden önce biz Yoongi ile bir şeyler atıştırdık aç değilim ondan. (Lisa)
-Sen ve aç olmamak iki apayrı kelime değil mi? (Jin)
Masada kopan kahkahaya katılıp sohbete öyle devam ettik.
-Jungkook nerede? Yemek yemeyecek mi? (Taehyung)
-Aradım ben onu yemeğe oturmadan önce. Aç olmadığını birkaç işi olduğunu ve bu gece bize katılamayacağını söyledi. (Jimin)
-Ne işi? (Namjoon)
-Orasını bilemiyorum. (Jimin) demesiyle konu kapanıp başka konuya geçilmişti. Ama Jimin'in ifadesine bakılırsa bilmiyorum demesi pek inandırıcı gelmemişti. Biliyordu. Neyle uğraştığını neler yaptığını adı gibi biliyordu. Tanrı aşkına bu Jungkook ne yapıyordu? Evle bir ilgisi var mıydı? Diye düşüncelere dalmışken Jennie'nin beni düşünce diyarımdan ayırıp aralarına katması uzun sürmedi. Yemekler yenmiş ortalık toplanmıştı. Herkes salonda bir köşeye oturmuşken Yoongi de uyanmış uykulu gözlerle boş boş bize doğru bakıyordu. Uykudan uyandırılmaktan nefret ettiği için etrfa öfke bakışlarını saçmayı ihmal etmedi. Özellikle Hoseok ve Namjoon tarafına fena bakıyordu. Şakalaşırken çıkardıkları tüm sesleri duyduğu her halinden belliydi.
-Ah hadi ama burda bir uyuyan var değil mi? (Yoongi)
-Hani ben göremiyorum. (Hoseok) diye dalga geçen Hoseok'a ölümcül bakışlarını atmıştı. Bakışların anlamını anlayan Hoseok derhal susmuş ellerini 'masumum' anlamında iki yana kaldırmıştı. Şu hallerini yıllarca seyredebilirdim. İki yetişkinin şu çocuksu halleri şuan yaşadığım durumdan daha mükemmel bir hal alıyordu. Uzun bir gece sonrasında çocukları evlerine uğurlamış kızlarla ufak bir dedikodu gecesi yapmıştık. Odalara dağıldığımız zaman üstümü değiştirip kendimi direkt yatağa atmıştım. Ama içimi huzursuz eden bir his ile tekrar karşı karşıya geldiğim için hiçbir şekilde gözüme uyku girmiyordu. Pencere tarafına baktığım da bir gölge görmemle çığlığı basmam bir oldu. Koşarak yanıma gelen Jennie, ışığı açıp yanıma oturmuştu. Anlaşılan bugün de Jennie olmadan uyuyamayacaktım...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin