~22~

1.3K 101 47
                                    

Koltuğa oturmuş pür dikkat beni izliyordu. Attığım çığlıktan olacak ki yüzünü buruşturup gözlerini devirmişti.
-Kabus gördüğünü düşünüyorum ama bu çığlık fazla değil mi? (Jungkook)
-Kabustan sonra yalnız olduğumu sandığım odada birini gördüğüm de attığım çığlıktan mı bahsediyorsun? (Lisa)
-Ta kendisi. (Jungkook)
-Ah pardon ama senin burda olduğunu nereden bileyim korkuttun.(Lisa) susup ona baktım ve aklıma sormak yeni geldiği için daha fazla beklemeyip sordum.
-Sen niye buradasın? (Lisa)
-Ben...yani...şöyle ki. (Jungkook)
-Evet? (Lisa)
-Ah dün gece sana biraz kaba davrandım üzgünüm. (Jungkook)
-Farkında olmana sevindim. Diyerek gülümsedim tebessüm edip çıkacağı sırada ağzına bir şeyler yuvarlar gibi oldu. Net anlayamadım ama 'Ona çok benziyorsun' diye kısıkça söylemiş ve gitmişti. Cümleyi yanlış anlamış olabilirdim bilmiyorum ama eğer doğru anladıysam kime benziyordum. Yataktan kalkıp üzerimi değiştirdikten sonra aşağı kızların yanına inmiştim. Kızlar uyanmış kahvaltı hazırlamaya başlamışlardı. Beni gören Rose iğneleyici bir bakış attıktan sonra önüne dönüp işine devam etmişti.

-Günaydın kızlarr. (Lisa)
-Günaydınn. (Hepsi)
-Diğerleri nerede? (Lisa)
-Yoongi ve Hoseok uyuyor. Namjoon ve Jin koltukta telefonla uğraşıyor. Taehyung ve Jimin ise yukarıda Jungkookla beraber. (Jennie)
Anladığımı belirttikten sonra Jennie Taehyung, Jimin ve Jungkook'u aşağı çağırmam için beni yukarı yollamıştı. Aishh neden ben merdiven çıkmak zorunda kalıyordum ki..
Jungkook'un kapısının hafif aralık olduğunu görünce elimle kapıyı tıklatacağım sırada seslerini duymamla durmam bir oldu.
-Hyung... (Jungkook) sesi köpek yavrusu gibi masum bir o kadar da kısık çıkmıştı.
-Kendine gel Jungkook. Bu zamana kadar bulamadık biliyorum ama hayatına devam etmelisin. (Jimin)
-Hyung yapamıyorum görmüyor musun hareketleri, huyları her şeyi bana onu hatırlatıyor. (Jungkook)
-Sen o eve gitmeye devam ettiğin sürece her şey sana onu hatırlatacak. Ben de çok özlüyorum evet ama- (Taehyung)
Lanet ayağım kapıya çarptığı için ses çıkarmıştı. Buda Taehyung'un lafının yarıda kalmasına sebebiyet vermişti. Bozuntuya vermeden kapıyı tıklatıp kafamı gülümseyerek kapıdan sarkıttım.
-Beyler yemek hazır. (Lisa)
Jungkook bana bakmıyordu Jimin ise 'tamam geliyoruz' dedikten sonra odadan çıkmıştım. Dedikleri neydi? Kim kime benziyor veya kimi aramışlardı? O eve derken gizemli evden mi bahsediyordu? Gizemli evi Taehyung ve Jimin de mi biliyordu? Kafamdaki bu sorulara yanıt bulmayı yemekten sonraya bırakmalıydım sanırım. Midemde aç bir ayının kükremeleri dünyanın öbür ucundan duyulabilecek şiddetteydi.
...
Yemekler yenmiş herkes üstlerini giymeye çekilmişti. Bowling oynayacaktık ah cidden sanki başka işim yokmuş gibi oyun oynamaya gidiyordum.

Rahat, sportif giyinmek işime gelmişti. Saçlarımı düz ve salık bıraktıktan sonra hafif bir makyaj ile hazırdım. Aşağı indiğim de hiçbiri daha hazır bile değildi.
-Omo! Lisa nasıl yani?(Jin)
-Woahh! İNANMIYORUMM! (Taehyung)
-Noldu be? (Lisa)
-Sen herkesten önce giyinip çıktın mı yoksa bu bir hayal mi? (Hoseok)
-Aishh cidden ama gördüğünüz üzere hazırım hadi. (Lisa)
-Lisa'yı erkenden hazır bulduysak haydi haydi. (Namjoon) diyerek kapıya koşması ile evde koca bir kahkaha yankılanmıştı. Herkes arabaya bindiği zaman yola çıkmıştık. Sadece beş dakika gözümü yummaya karar vermişken telefonuma gelen bildirim bu düşüncemi bölmüştü. Ah ama cidden sadece beş dakikacık gözümü yumacaktım fazla değil. Bir Rose bir de şu aptal telefon bildirimi uyku katillerim sırasında ilk onda birinci sıraya yerleşmişlerdi. Gözlerimi telefonda ki bildirime çevirdiğim de okuduklarım karşısında donup kaldım.

black.moon: Aptal olduğunu biliyor musun?

li_lisaa: Gerçekten bıkmadın mı? Boş zevzekliğinle uğraşacak vaktim yok benim.
li_lisaa: Yeter yazma artık.

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin