~47~

1.1K 108 62
                                    

Gözlerimi zorlukla açtığım da odaya giren ışıkla sabah olduğunu anlamam çok sürmemişti. Gözlerim açılmamak için mücadele verirken başımda dikilen bir beden gözüme takıldı. Simsiyah giyinen bedenin sahibine baktığım da beni her zamanki gibi  şaşırtmadı.
-Sonunda uyandın. (Jungkook)
-Ne oldu? (Lisa)
-Bir şey olduğu yok Lisa. Hadi kalk gidiyoruz. (Jungkook)
-Nereye gidiyoruz? (Lisa)
-Lisa unutmaya falan mı başladın? Şu evin yanındaki ormana gidecektik ya hani. (Jungkook)
Kafam yeni yeni yerine gelirken hatırlamıştım. Jungkook ile beraber şu küre için Yoona ile konuşmaya gidecektik.
-Peki ama diğerlerine ne diyeceğiz? (Lisa)
-Hepsinin haberi var bizden sonra gelecekler. (Jungkook)
-Sen...ne ara...bunları ne zaman hallettin? (Lisa)
-Lisa az daha yatakta kalacaksan tek gitmeye karar veriyorum. (Jungkook)
-Amma söylendin sende kalktık işte. (Lisa)
-Aşağıda bekliyorum. (Jungkook)
Onayladığım da çoktan kapıyı kapatıp çıkmıştı. Bir gün iyi olup bir gün kötü olmasını hiçbir zaman anlayamamış bundan sonra da anlamayacaktım. Daha fazla oyalanmadan yataktan kalkıp üzerimi değiştirdim. Siyah bir  sweat ve dar siyah kotumu giymiştim. Salaş bir topuz yaptıktan sonra sade bir makyaj yapıp koşar adımlarla aşağıya indim.
-Lisa. (Yoongi)
-Efendim? (Lisa)
-Sonradan geleceğiz biz ama...ama sizi  önden yollamak içime hiç ama hiç sinmiyor. (Yoongi)
-Bir şey olmayacak Yoongi. Hem bak bu sefer  yanımda Jungkook var. Tek başıma değilim bu yüzden fazla dert etme. (Lisa)
-Orası öyle ama yine de...seni kaybetmek istemiyorum Lis. (Yoongi)
-Beni kaybetmeyeceksin sana söz veriyorum. Ama kafana takmak yok anlaştık mı minik kedi?(Lisa)
-Kedi ne kızım sensin kedi. (Yoongi)
-Sinirlenince iyice kediye dönüyorsun. (Lisa)
-Aishh. Tamam hadi dikkatli olun biz peşinizden geleceğiz.(Yoongi)
Onaylayıp yanağından öptüğüm de koşarak Jungkook'un yanına yani arabaya bindim.

Eve geldiğimiz de Jungkook yanımda olduğu için eskisi kadar korku dolu hissetmiyordum. Az da olsa güven duygum vardı. Sevdiğim adam benimle birlikteydi. Her ne kadar o beni sevmese de benim sevgim ikimiz içinde yeterdi. Benim için yeterdi...
-İkinizi tek buraya gelirken görmek çok güzel. (Yoona)
-Ah Yoona küçük velet seni. (Jungkook)
-Senden yaşlıyım Jungkook yapma. (Yoona)
-Olsun sen hala minik kızımsın. (Jungkook)
-Utandırma beni. Ah Lisa selam. (Yoona)
-Siz bu kadar iyi anlaşır mıydınız? (Lisa)
-Kaç senedir benimle birlikte anlaşmamak elde değil. (Jungkook)
-Sürekli buraya gelen sensin Jungkook. (Yoona)
-Sebebini biliyorsun Yoona. Onu her zaman özlüyorum.(Jungkook)
-Aslında Jungkook siz-
-Yoona sana bir şey sormaya geldik biz. (Lisa)
-Sor tabi ki. (Yoona)
-Yoona az önce bir şey diyecektin sanki. (Jungkook)
-Ah önemli bir şey değil boşver. Lisa devam et lütfen. (Yoona)
-Ruhları gören bir küre varmış. Onun yerini en iyi bilen sensin sanırım bize onu göstermen gerekiyor. (Lisa)
-Lisa. Bundan emin misin? (Yoona)
-Evet, neden sordun? (Lisa)
-Akıl sağlığını yitirebilirsin Lisa önemli bir konu bu. (Yoona)
-Jungkook akıl sağlığını yitirmediğine göre bende yitirmem. (Lisa)
-Onun ilk zamanlarını bilmiyorsun tabi. (Yoona)
-Her şey göründüğü kadar basit değil Lisa. (Jungkook)
-Anlat Jungkook. Bana anlat ki bende  bileyim. (Lisa)
-Lalisa kaybolduğunda onu her yerde aradım biliyorsun. Delirmek üzereydim buna az kalmıştı. Ruhları gören bu küreyi bulduğum da Yoona beni uyardı. Ama ben yine umut besleyerek onu dinlemeden küreyi aktif hale getirdim. İlk başlarda ölü bir deliden farkım yoktu. Her yerde onlardan vardı. Tek bu evdekileri değil tüm dünyadaki ruhları görüyorsun ve bu inan göründüğü kadar kolay değil. İlk başlarda çok zor zamanlar geçirdim herkes benden uzaklaştı beni deli sandı. Bazı ruhlar benimle dalga geçmek için korkutup şakalaşırken ben az kalsın ölüme sürükleniyordum Lisa. Zor toparladım ve gücü elime aldım. (Jungkook)
-Bu dediğin ne kadar zamanını aldı? (Lisa)
-Yaklaşık 5 ay ama bu 5 ayda neler çektiğimi bir ben biliyorum. (Jungkook)
-Jungkook ben hazırım. Son sözüm budur itiraz kabul etmiyorum. (Lisa)
-Bu inatçı ruhun hiç değişmiyor Lisa. (Yoona)
-Bu küre nerede?(Lisa)
-Ormana gidin. Orada kocaman yaşı bini aşkın bir ağaç olacak. Bu yaşlı ağacın kavuğun da saklı. (Yoona)
-Bir dakika orası...orada ilk zamanlar da parıltılı ışıklar görüyordum. (Lisa)
-Lisa onlar ışık değildi. (Yoona)
-Neydi peki? (Lisa)
-Onlar sana kendini tam göstermeyip yardım isteyen burada tıkılıp kalan ruhlardı. (Jungkook)
-O zaman bu kadar korku yeter. Yardım isteklerini geri çevirmek yerine elimizden geleni yapacağız Jungkook hadi. (Lisa)

Birlikte ormana doğru ilerlediğimiz de Yoona'nın dediği ağacın dibinde duruyorduk. Küre parıldarken yavaşça elimi uzattığım da Jungkook bileğimi tutarak 'emin misin?' bakışı atmıştı. Kafamı aşağı yukarı salladığım da elini yavaşça çekip bana izin vermişti. Küreyi elime aldıktan sonra sahibi olmak için parmak izimi tanıttıktan sonra gözlerimi kapattım. Gözlerimi geri açtığım da etrafta bana bakan binlerce göz vardı. O an gelen cesaret ile Jungkook'un elini tuttum. Bana baktığında kafasını onaylarcasına aşağı yukarı salladığında elimi daha da sıkı tutmuştu. Birlikte ortada dikilirken etrafımızda ki ruhlar bizi izliyordu.
-Bizi görüyorsun artık.
-Evet görüyorum. (Lisa)
-Bize yardım et Lisa. Kurtar bizi.
-Elimden geleni yapacağım. Sizi bu cehennem çukurundan kurtarmak için elimden geleni yapacağım. (Lisa)
-Yapacağız. (Jungkook)
-Evet. İkimiz yapacağız. (Lisa)
-Size güveniyoruz.
-Bizi bırakın kendinizi kurtarın.
-Aptal burada daha fazla mı kalmak istiyorsun.
-Hayır ama bencilce davranıyorsunuz.
-Ne bencil mi? Yaklaşık bin yıldır buradayız. Bencilmiş hah.
-Kendi canlarını kurtarmaları daha mantıklı.
Yaşlı bir teyzenin ruhu ile yaşlı bir amcanın ruhu  birbiri arasında tartışmaya başladıkların da Jungkook ile ben sadece onları izliyorduk.
-Kesin sesinizi. Size yardım edip bu boktan laneti ortadan kaldıracağız. (Jungkook)
Herkes Susmuştu. Jungkook ile eve girdiğimiz de koltuğa oturmuş etrafa bakıyorduk.
-Lisa. (Jungkook)
-Efendim? (Lisa)
-Gece...gece fazla üzerine geldiysem özür dilerim. (Jungkook)
-Sorun değil Jungkook. (Lisa)
-Sadece...sadece saçlarımı en son Lalisa okşamıştı...o gittiğinden beri saçımla oynanmasından nefret ediyorum. (Jungkook)
-Anlıyorum. Kendini fazla yıpratma artık Jungkook. (Lisa)
-Elimde değil. (Jungkook)

Jungkook a teselli vereceğim sırada başıma giren ağrı ile yere yığıldım. Jungkook'un endişe dolu seslerini duyuyor ama tepki veremiyordum. Karnıma ve başıma giren ağrılar eşliğinde yerde kıvranıp duruyordum. Susmuyordu...o ses...o ses yine gelmişti.

"Lisa seçim yap."
"Benimle gel ve acılarına son ver."
"Arkadaşlarını kurtarmak için benimle gel Lisa benimle gel."

-SUS! KONUŞMA ARTIK! İSTEMİYORUM SENİNLE GELMEK İSTEMİYORUM! (Lisa)

"Geleceksin. Buna mecbursun bunu sende biliyorsun."
"Şimdi değil ama bir gün benimle gelecek ve en doğru kararı vereceksin Lisa Manoban."

...

Şuan yaşadığım bir olay yüzünden kafam pek yerinde değil. Sadece söz verdiğim için bu bölümü yazmak istedim.
Bu yüzden bölüm kötü olmuş olabilir kusuruma bakmayın. Sizi seviyorum.

Kitap sizce nasıl gidiyor? Fikirlerinizi duymak istiyorum...

Cursed LoopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin