1) Bize kendinizi birkaç cümle ile anlatır mısınız?
Aslında kendimi tam bir şekilde nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum. Çünkü her insanın ruh hali kapalı bir kutudur. Hiçbir insan kendini tam olarak çözemez. Ama en azından buz dağının görünen kısmını anlatabilirim. Kitap ve müzik benim için nefes almak gibidir. Araştırmayı, okumayı çok severim. Belli bir alana yönelmişliğim yok ama tarihe daha çok ilgi duyan birisiyim. Bilim kurgu, aksiyon polisiye filmlerini izlemeyi severim. Sir Arthur Conan Doyle benim için vazgeçilmezdir. Siyaset, politika ve bilim ile de ilgilenirim... :)
2) Hikaye yazmaya nasıl başladınız? İlk hikayenizi hatırlıyor musunuz?
Hikaye yazmaya ortaokulda öğretmenlerimin kompozisyon konuları vermesiyle başladım. Öğretmenlerim mizacımı ve kelimelerimin kullanış biçimini sevdiği için panolara asarlardı. 6. Sınıfta iken bir arkadaşım ile kitap yazmaya başlamıştım. Gerçek kimliğini öğrenen bir çocuk hakkındaydı. Ailesinden kalan bir madalyon ile çeşitli maceralara atılıyordu.
3) Yazarken size ilham veren şey nedir veya nelerdir?
Bazen rüzgarın ıslığı, bazen bir şarkı sözü... İlhamın nerden geleceği belli olmuyor aslında. Kardeşimi ders çalıştırırken gördüğüm bir kelime kitabımın kritik noktasına yardımcı olmuştu. Çoğu zaman öyle oluyor... :)
4) Wattpad'de severek okuduğunuz bir gizem/gerilim yazarı ve takipçilerimize önerebileceğiniz bir hikayesi var mı?
Gizem/ Gerilim yazarı olarak şu anda şaşırtıcı biçimde okumuyorum. Diğer alanlarda okuyorum daha çok. Klinik adlı bir kitabı yakın zamanda okumaya başlamak hedeflerimden...
5) Kendi çalışmalarınızdan bizimle paylaşmak isteyeceğiniz bir alıntı var mı?
İlk çalışmam olan BAĞ adlı hikayem şuanda düzenlenme aşamasında olduğu için "PROLOG" kısmını paylaştım. Merak edenler okuyabilirler.👣
Gece, tüm esrarıyla birlikte; savrulan rüzgarların ve güçlü kasırgaların eteğinde kavruluyordu. Doğa bile hırçınlaşmıştı. Onlar bile kendi çapında ağlıyordu. Ama kız sadece kendi çığlıklarının yankısını işitiyordu...
Etrafı saran derin sessizlik, aslında ilerde oluşacak olan ızdırabların çığlıklarıydı. Sessiz çığlıklardı onlar; geride günahsız bir miniğin kalbine batan kırık cam parçaları misaliydi. Soğukluğunu üzerine geçiren, günahkarların günahsız bir kızdan günahların kefaretini acımasızca söküp almalarıydı.
Amansızca, fütursuzca çekilen silahlar; onlar hangi hakla babasına zarar verebilirdi ki?!
Amaçlar derindi. Savaşlar çetindi.
Belki de gecenin karanlığında kaybolmak istedi. Ölmek, hiç uyanmamak...
Hilal; yıldızlı geceyi süslerken, sessiz vaveylalarını ailesinin kanıyla birlikte gözyaşlarıyla toprağa akıttı o küçük kız.
Artık o küçük kız değildi. Büyümüştü namlunun ucundan çıkan iki ateşle.
"Baba! Kalk. Kalk hadi bak, bak. Söz veriyorum bundan sonra seni yormayacağım!"Birkaç kez duraksamış; edeceği kelamların ayrımı yapamıyor, boğazında düğüm düğüm olmuş bu hissi geçiremiyordu. Kelimeler kifayetsiz kalmıştı. Ne diyeceğini, aciz ve biçare haliyle nasıl davranacağını bilmiyordu. İnanmak istemiyordu. Annesinin, babasının öldüğüne inanmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Röportajlar
RandomGizem/Gerilim, paranormal, korku, aksiyon ve macera türündeki yazarlarla röportajları kaçırmayın!