1) Bize kendinizi birkaç cümle ile anlatır mısınız?
Öncelikle Aya'yı oluşturduğunuz kıymetli kütüphanenize layık gördüğünüz için minnettarım. Bu, kazanılması gereken bir yarışma olmamasına rağmen benim için ne kadar önemli olduğunu kelimelerle anlatabilmem mümkün değil. Bu yüzden, bize bir şans tanıdığınız için teşekkür etmekle başlamayı istedim.
Henüz yirmi bir yaşında, İngilizce psikoloji bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Normal yaşantımda aşırı sosyal biri değilimdir, bu yüzden bulunduğum ortamlarda genelde dinleyici konumunda olan taraf ben olurum. Bunun izlerini seçtiğim bölümde de görmeniz pek mümkün. İzlediğim bir cinayet belgeseli dolayısıyla yaklaşık son bir yıldır gizem/gerilim türüne fazlasıyla merak salmış durumdayım.
2) Hikaye yazmaya nasıl başladınız? İlk hikayenizi hatırlıyor musunuz?
Dürüst olmak gerekirse, ilk yazdığım hikâyeyi hatırlamayacak kadar pek çok konu ve kurgu üzerinde birçok kez yazmayı denedim. Diğer kişilere kıyasla hayatta ne ile uğraşırsam uğraşayım, hep sonradan ilerleme kat edebilen biri oldum. Bu yüzden, her zaman diğerlerinden iki kat daha fazla çalışmak zorunda kaldım. Ne yazık ki, bu hususta çok çabuk başarı elde edenler kadar şanslı olmadım. Hep uğraşmam gerekti, bazen hiç karşılık almamam gerekti.
Yazmaya başlama serüvenim çocukluğuma dayanıyor. Küçükken hatırladığım en önemli özelliğim, hikâye atlatmakta çok hevesli oluşumdu. Hatta bir ara bunu yazmaya kadar taşımıştım bile. Lise dönemimde facebook'ta hikâye sayfaları vardı. Sayfa sahipleri her gün paylaştıkları gönderinin açıklamasına hikayelerinin yeni bölümlerini falan atıyorlardı. One Direction fanı olmama rağmen hayran kurgular fazlasıyla dikkatimi çekiyordu ve o zamanlar bana merak uyandırıcıymış gibi gelmişti. Her neyse, o dönemden takip ettiğim bir yazar wattpad'de yazmaya başlayınca bu platformu keşfetmiş oldum. Bir yıl kadar okuyucu olarak kaldım ve sonra bu platform benim içimde saklanan o küçük çocuğunu çıkardı, ben de yazmaya başladım.
3) Yazarken size ilham veren şey nedir veya nelerdir?
Aslında tam olarak işte ilham aldığım şey bu diyebileceğim bir şey yok. Bilirsiniz, bu zaten değişken bir durumdur. Bazı zamanlar ilhamınız vardır fazlasıyla yazarsınız, bazı zamanlar yoktur. O zamanlar elinizi kıpırdatasınız gelmez.
4) Wattpad'de severek okuduğunuz bir gizem/gerilim, paranormal veya korku yazarı ve takipçilerimize önerebileceğiniz bir hikayesi var mı?
Henüz rastlamadım. Umarım öyle birini bulabilirim.
5) Kendi çalışmalarınızdan bizimle paylaşmak isteyeceğiniz bir alıntı var mı?
''O soyunma odasında yalnız değildin,'' dedi buz gibi bir sesle. Kuruyan boğazımı ıslatabilmek için yutkundum; duymuştu boğazlı kazağımın altında hareketlenen boynum şimdi odağındaydı. Bakışları cehennemin en derin çukurundan haber getirir gibi beni tekrar odağına aldığında, ne zamandan beri nefes almadığımı sorguladım. Ciğerlerim, gözlerim gibi taşacak ve beni boğacak gibiydi. ''Cinayeti kimin işlediğini çok iyi biliyorsun.'' İşaret parmağı, yavaşça şakağıma dayadığı silahın namlusuydu. ''Orada olanların hepsi, tüm yüzler, sesler, kelimeler...'' Dudaklarından dökülen cümleler karşımdaki adamın tehlikeli güzelliğinin bir kopyasıydı sanki. ''Burada.''
6) Neden bu türde (gizem/gerilim, paranormal veya korku) yazmayı seçtiniz?
Gizem/gerilim türünü seçmiş olmamın en büyük sebebi, okuyucuyu da benimle birlikte etkin kılmaktı. Hikâyede yolu çizen asıl kişi benim fakat okuyucu bıraktığım izlerin üstüne basmadan o yolu bulamayacaktı. Bunu, yazar ve okuyucu arasındaki bir takım çalışması gibi düşünebilirsiniz. Olayları yazarın anlattığı gibi benimsettiren, okuyup geçilecek klasik bir genç kurgu yazmak istemedim. Elimden geldiğince farklı olmak ve kimsenin almadığı riskleri almak istedim. Bilinen popüler bir yazar olmadığım için de bu riskleri almak açıkçası benim için daha kolaydı. Ben de aldım. Neticede, kaybedecek bir şeyim yoktu. En basitinden, insanları ipuçlarını doğru yerlere koymak için delirtebilecek bir yol izledim. Yapabildiğim kadar anlatımın üstünde durdum. Herkesin bir polisiye romanda beklediği hızlı olay akışı yerine ben sakince işlemeyi tercih ettim. Bu yüzden metinlerim uzunluğundan birçok eleştiri aldım, yeri geldi okunmadım. Uzun diye kurgumu yarım bırakanlar bile oldu. Ama dediğim gibi en başında risk alarak bunu ben kendim seçmiştim ve pişmanlık duymamalıydım. Şükür ki duymadım da. Bence herkes hayatında bir kez olsun risk almalı. Risk almazsak kazanacağımız pek çok şeyi en başından kaçırmış oluyoruz ve bence bu hiç adil değil.
7) Hikayelerinize gelen yorumlar arasından unutamadığınız bir yorum var mı? Sizi eğlendiren, duygulandıran herhangi bir şey olabilir.
Aslında unutamadığım bir yorum yok. Fazla yorum almıyorum. Aldığımda da ya uzunlukla alakalı bir eleştiri oluyor ya da çok nadir genel yorumlar. Unutamadığım değil de sorguladığım bir yorum aldım. Aya'yı neden sürekli güçsüz gösterdiğime dair bir soruydu. Aslında karakterleri empati yaparak anlamaya çalışsak her şeyin cevabını daha kolay bulabiliriz gibi geliyor.
8) Yazdığınız türde (gizem/gerilim, paranormal veya korku) yazarken zorlandığınız anlar oluyor mu? Oluyorsa nerelerde zorlanıyorsunuz?
Olay bulmakta hep zorlanırım. Bu tür, her ne kadar her olaya açık bir konu olsa da görmediğiniz yahut kafanızda yer edinmemiş bir olaylar silsilesini yazamazsınız. Bende onlardanım.
9) İyi bir gizem/gerilim, paranormal veya korku hikayesi için en önemli üç unsur nedir?
Öncelik karakterlerindir. Okuyucuya o karakterin bütün duygularını, geçmişini, yaşadıklarını ve o karaktere ait her şeyi kurgunun ilerleyişi boyunca hissettirerek okuyucuya vermelisiniz. Sonra, gizem/gerilim kısmı geliyor. Okuyucu yazdığınız her kısımda bir ipucu bulmalı. Bu konuda zor biri olup olmamak size kalmış ama şahsen ben olayları iyice karıştırmaktan yanayım. Son olarak anlatım. Sıradan bir konu yazıyor olsanız dahi bence sizi zirveye taşıyacak olan kendinize ait yazım tarzınız. Sizi farklı kılan bu olacaktır.
10) Bu türlerin yazarlarına ne önerirsiniz?
Ben genel olarak yazmayı seven kitleye yönelik birkaç söyleyeceğim. Kimsenin yazmayı rahimde öğrenmiş olarak dünyaya gelmediğinin farkına varmalısınız. Yazmak, üstünde aşırı uğraş, çaba ve emek verdikçe gelişen bir eylemdir. Bu hususta birçok kere başarısız olacak, sonra yine başarısız olacak ve yine başarısız olacaksınız. Bunun sizi yıldırmasına asla izin vermeyin. Yanlış yapmak, eksik olmak sizin yanlışlarınızı yahut eksikliklerinizi bulmanız için büyük bir fırsattır. Kendinize karşı dürüst olmanızı da öneririm. Mesela, bir kitap yarışma kazandıysa önyargılı olmadan o kitabı inceleyin, eksikliklerinizi karşılaştırın. Şu an iyi yerlere gelmiş çoğu yazarın bunu yaptığını size açıkça söyleyebilirim ki bende aynen öyle yaptım. İyi bir yerde değilim ya da popüler bir yazar değilim ama kendi açımdan imkânsız gözüyle baktığım pek çok şeye bir şekilde ulaştığım için bunu size söylemekte bir sakınca görmüyorum.
11) Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Varsa nedir?
Röportaj için teşekkür ederim. Çoğu kişinin bu platforma önyargılı yaklaşmasına rağmen yayınevlerine ulaşmak/kendini ispatlamak açısından wattpad'in çok büyük bir araç olduğuna inanıyordum. Ayrıca bu platformun gizemli bir ruhu var. İnsanları tek bir ortak payda da birleştirip yeri geldiğinde sorunları çözebildiği, kısaca aile diyebileceğim bir yer burası. Okuyuculardan tek bir şeyin farkına varmalarını istiyorum. Sevdiğiniz yazarları desteklemelisiniz. Her ne kadar kurguyu yazar ilerletse de okuyucunun gelen tek yorumu her şeyi değiştirir. Hem psikolojik manada hem sevdiğiniz kişinin hayallerini gerçekleştirmek noktasında. Çünkü gelen yorumlar yazarı motive eder ve ileriki çalışmaları için büyük katkıda bulunur. Lütfen varlığınızı sevdiğiniz yazarlara belli edin. Bir yazarın aldığı yorumlardan başka dayanağı yok bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Söyleyeceklerim bu kadardı. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Röportajlar
RandomGizem/Gerilim, paranormal, korku, aksiyon ve macera türündeki yazarlarla röportajları kaçırmayın!