9,🍂

1K 68 7
                                    

Ferit yerinde bir tur daha dönüp oturduğu yerden ayağa kalktı. İki günlük iznini kullanmak için en uygun zaman dilimi olduğunu düşündüğü zamandı. Üstündeki formasından kurtulup kıyafetlerini giydi. İşlerinin yoğunluğundan birtürlü gidememişti Halime'nin yanına ama şimdi. Yerini ve başına gelenleri bilirken, durmayacaktı. Onu bulacaktı. Arabasına doğru hızlı adımlarla giderken birden önüne Sevde dikilince ona çarpmaktan son anda kurtulmuştu. Şaşkınlıkla ona bakarken Sevde elini beline koyup,
" Nereye Ferit?"
Dedi. Sorgulayıcı bakışlar üstünde gezinen Ferit, Sevde'ye Halime'ye gittiğini söyleyemezdi. Kadın, kıskanırdı belki yanlış anlardı. Bilmiyordu ama şu an deli damarının tutmasına ramak kalmıştı.
" İşim var Sevde."
" Ne işi Ferit? Senin işin ardında,"
Dedi arkasındaki  büyük beyaz binayı gösterirken. Ferit, Sevde ile baş edemeyeceğini anlayınca bıkmışçasına bir soluk bıraktı.
" Halime'nin yanına."
"Neden?"
" Çünkü yanında olmam gerek! Sen şimdi,onun hiçbir şeyi değilsin diyeceksin ama!"
Dedi sesi birden düşmüştü. Halime'nin gerçekte nasıl bir hayat yaşadığını öğrendiğinden beri yanında olmak istiyordu.
" Yanında olduğumu bilsin istiyorum. Desteğe ihtiyacı var Sevde,"
Sevde, Ferit'in içinde yaşadığı duyguların farkındaydı ama onu bırakmak da istemiyordu. İçten içe ona karşı beslediği duyguların durdurak bilmeyen şiddetiyle hareket etmek istemiyordu. Sessiz kalmayı tercih etti, her zaman ona karşı böyleydi. Ferit de asla karşı çıkmıyordu mesafeye. İstemiyor oluşu onu yıpratsa da arkadaş mesafesinde kalmayı tercih etmek zorundaydı.
"Haklısın. Görüşürüz,"
Deyip hızlı ve büyük adımlarla yanından ayrıldığında Ferit peşinden gelir diye düşünmüştü. Ama Sevde bir şey demeden gidince içinde beliren duygu fazlasıyla canını sıkmıştı. Giderecekti, dönüşte.

Arabasına atlayıp Memduh'tan öğrendiği adrese çevirdi yönünü. Zor da olsa öğrenmişti. Ve bugün Halime'yi mutlaka görecekti. Onunla geçirdiği kısa zamanlarda ona hep iyi gelmişti Halime. Aklını kaybetmek istemediği zamanlarda karşısına çıkmıştı. Elma şekerine olan hayranlığını, bitmek bilmeyen dinleme halini sevmişti. Elma şekeri, dedi yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken. Başını yandaki koltuğun üstünde duran elma şekerlerine çevirdi. Halime kesinlikle çok sevinecekti.

🍂

Halime, erkenden kalkıp lavaboya gitmişti. Vücudundaki ağrılar sabahları daha da şiddetleniyordu. Dün aldığı haberlerden sonra annesi çok üzülmüştü. Sinan ise her şeyden haberi varmışçasına sessizce kucağında ağlamayı tercih etmişti. Gece de üstüne yayılınca sırtındaki ağrı iyice kendini belli etmişti. Daha ne kadar saklayabilirdi bu yaraları bilmiyordu. Hafsa'nın aldığı elbiseleri giymek yerine yine pantolon ve gömleğini giyip üstüne kapüşonunu geçirmişti. Bunların içinde daha iyi saklıyordu kendini çünkü. Aynanın karşısına geçip üstünü çıkardı, gömleği sıyırıp sırtına bakmak için döndüğünde aniden karşılaştığı kişiyle donup kalmıştı. Hafsa, şaşkınlıkla Halime'nin vücuduna bakarken diyecek bir şey bulamıyordu. Halime'nin aklı başına geldiğinde hızla üstünü düzeltip çıkmak için yeltendi. Hafsa önünü kesip,
" Bana bir açıklama yapmayacak mısın?"
" Lütfen. Müsade et,"
" Halime! Bunu nasıl saklarsın?!"
" Hafsa, lütfen aramızda kalsın."
Dedi ve hızla çıktı. Üst kata çıkmak için yeltendiğinde merdivenlerde Hâlim ile karşılaşınca başını iyice eğip bir şey demeden yanından geçti. Hâlim, yüzüne bakmayan Halime'ye üzülse de bir şey demedi. Dün aldığı haberler yüzünden ağlamış olma ihtimali yeterince canını sıkıyordu çünkü.

Halime, odaya girince annesi ve Sinan'ın yanına geldi. Birbirlerine sarılmış yatıyorlardı hala, Sinan'ın hırçın siyah saçlarını kenara çekti. Annesinin yüzünü okşadı... Onları öylece izledi, bu günü hiç düşünmemiş hayal etmemişti. Hayal etmeyi bırakalı çok olmuştu. Derin bir soluk aldı, boğazında düğümlenen hıçkırıkla yerinden doğruldu. Sakin olmaya çalışarak odadan çıktı, merdivenleri inip etrafta kimseleri göremeyince evin kapısını açtı. Büyük kapı ona sessizce boyun eğerken dışarı çıkmıştı. Kapüşonunu kafasına geçirip sağa döndü, sağ iyidir dedi. Sağa döndü. Uzun taşlı bir köy yolu değildi, kaldırım taşlarının olduğu ağaçlı bir yoldu. Güzel bir yol. Üstünde belki uzun bir yürüyüş yapacağı bir yol. Kaçmak için kullanabileceği bir yol.

Yorgun SavaşçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin