Halime bir sağa bir sola giderken bir an önce Hâlim'e gönderdiği Sinan'ın gelmesini bekliyordu. Sinan ile yaptıkları iş birliğiyle Hâlim'i kaçırma planı yapmışlardı. Anneler odada oturmuş yarının planını bininci kez tekrarlarken aniden içeri giren Sinan'a baktı. Sinan koşarak yanına gelip,
" Hala. Getirdim."
Demiş ardından odaya giren Hâlim ona doğru gelirken genişçe gülümsemişti. Sinan,
" Tamam mı? Şimdi artık beni sabah namazına götürecek misiniz?"
Demesiyle Halime,
" Evet."
Demiş Sinan sevinçle odadan çıkarken Hâlim hızla gelip ona sarılmıştı. Halime kollarını ona sarıp,
" Tamam mı? Oldu mu isteğin? Şimdi başkalarına gitmeye gerek yok."
Demesiyle Hâlim kollarını çözüp,
" Başkaları?"
" Başka... işte."
" Delireceğim ama sonra. Şimdi sana sarılmak istiyorum."
Demiş sıkıca sarılmıştı. Halime başını göğsüne yaslarken kalp atışlarını dinlemek onu rahatlatıyordu. Hâlim kollarını çözüp yanaklarından öpünce bir hıçkırık ortalığı şenlendirmişti.
" Halime'm. Canım. Aramıza giren kara kedilerden yorulduk. Ama az kaldı, haftaya bugün düğün var."
" Öyle."
" öyle? Heyecanlı değil misin?"
" Babaannen ikna oldu mu? Düğün olmayacak demişti."
" Babaannem mi? Af Allahım. Halime bak babaannem biraz hasta, ilaç falan almayınca böyle şeyler söylüyor."
" O hastaydı, peki Gülizar? Dedikleri doğru mu? Yani siz nişanlı mıydınız? Evlenecekmişsiniz aranıza girmişim."
Demesiyle Hâlim burun kemerini sıkıp sakinleşmeye çalışırken, yalnız bıraktığı karısını yalan yanlış dolduran Gülizar'ı uzaya fırlatmak istiyordu.
" bak Halime ben senden önce kimseyle nişanlanmadım. Sevmedim de. Ben işkolik bir adamım böyle şeylere asla vakit de ayırmam herkes bilir beni. Ayrıca evet Gülizar da normal değil, raporu yok ama bu bahane değil. Boşver onları."
" baban, çok kızdı mı sana?"
" yok kızmaz babam. Biraz kulağımızı çeker o kadar."
Demesiyle Halime rahatlamıştı. Hâlim, yüzünü ellerinin arasına alıp,
" Sorun yok. Tamam mı? İyiyim ben."
" iyi misin gerçekten Hâlim? Benden saklama olur mu? Bir şey olursa gelip söyleyebilirsin, kimseye demem."
" olur. Gel senle sohbet edelim o zaman olur mu?"
Demesiyle Halime başını ağır ağır sallamıştı. Hâlim halının üstüne çömeldi, bağdaş kurup karşısına oturttuğu Halime'ye baktı. Halime, gelecek soruların endişesiyle yutkununca Hâlim,
" Söyle bakalım Sinan paşayı nasıl ikna ettin?"
" Sabah namazına gitmek istiyordu, camiye."
Demişti. Yutkundu Halime, başını eğip elleriyle oynarken,
" Diğer çocuklar babalarıyla gidiyormuş. Bana söyledi aslında ama... ben. Ben onun babasız kalmasına sebep oldum Hâlim. Benim yüzümden ne annesi kaldı, ne babası. Benim yüzümden... Büyüyecek. Diğerleri anne babalarına koşarken o kime koşacak? Diğerleri babalarıyla gülüp oynarken Sinan? O ne yapacak? Ben. Ben hep ardımda annemi aradım. Ben hep bekledim biliyor musun, babamı. Bekledim. Gelmeyecek olduğunu bile bile bekledim, Sinan da öyle olacak. Benim gibi-"
Demiş ellerine damlayan göz yaşlarını silmişti. Hâlim usulca ellerini tuttu, büyürken yaşadıklarını hatırlatmak en son istediği şey bile değildi.
" Halime. Ama biz birlikte altından kalkacağız bunun. Sinan'ın bunu en az seviye de atlatması için elimizden geleni yapacağız. Ama. Benimle bunun için hep konuşman anlatman lazım. Bana kendini anlatman lazım. Anlatmazsan, olmaz. Anlatırsan seni daha iyi anlarım. Seni tanımak istiyorum. En sevdiğin renk, en sevdiğin yemek, çay mı seversin kahve mi? Sabah nasıl kalkarsın? Bunları bilmek istiyorum. Sinan'ı birlikte büyüteceğiz. Annesi babası oluruz. Biz oluruz. Ayrıca senin suçun değildi olanlar, kendini suçlama. Kendini bu düşüncelere bırakma. Tamam mı?"
" deneyeceğim."
" yorgun savaşçım." Deyip alnından öptükten sonra,
" Söyle bakalım kınalığın hazır mı?"
" Hazır. Getirdik, dolaba koydum bir şey olmasın diye."
" Benim seçtiğim mi?"
" hı hı."
" seni öyle görmeyi heyecanla bekliyorum."
Deyince Halime gülümsemişti. Sonra aklına gelen şeyle,
" Ben sana bir şey sormak istiyorum. Ben... Ben..."
" Evet sen Halime'm."
" bende tesettüre girmek istiyorum. Hafsa ve diğer kızlar gibi. Yani Didar ve Nazenin gibi. Ama bilmiyorum korkuyorum galiba."
" Neyden?"
" Ben. Ben daha önce hiç Allah'a teşekkür bile etmedim ki Hâlim. Ben ona hiç gitmezken beni kabul eder mi?"
" Halime. Seni güzel kalbinden öperim. Asıl konuya gelirsek, Allah ayeti kerime de diyor ki;
Bismillahirrahmanirrahim,
وَالضُّحٰىۙ
وَالَّيْلِ اِذَا سَجٰىۙ
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلٰىۜ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı
SpiritualYorgundu... Uzun bir yoldan gelmişti... En değerlisiyle birlikte kendini de bırakıp gelmişti Halime. Gelmişti, bin parça bir halde. Gelmişti, Hâlim'e...