DURU'DAN
Sıkıntıdan patlamak üzereydim. Tam tamına beş gündür lojmanda tıkılıp kalmıştım. Bir kere alışverişe çıkıp bir kaç parça kıyafet almış ve bir kere de karargahta Albay ile çay içmiştim. Onun dışında da iki oda arasında mekik dokumak ile meşguldüm. Arada oturup bir şeyler yazıyordum. Masal, kullanmam için bir dizüstü bırakmıştı ama çok eski olduğundan yazdıklarım on yıl sonra ekrana düşüyordu. Bu yüzden sövüp, bir kenara atmıştım.
Zil çalınca , kapıyı açmak için hole geçtim. Delikten bakmama gerek bile yoktu çünkü kapıda iki asker ayriyeten bekliyordu. Ayriyeten diyorum çünkü bina ve çevresi komple asker doluydu. Kapıyı açtığımda gördüğüm Masal ile göz devirerek ' Şeref verdin teğmen, buyurmaz mısın? ' dediğimde Masal da göz devirip içeriye geçerken ' Şu muşmula suratını düzeltirsen buyururum canım ' dedi.
Salona doğru ilerlemesiyle kapıyı kapatıp, peşinden gittim. Koltuğa oturmuş, bacağını bacağının üzerine koymuş otururken ' Hadi hazırlan İstanbul'a gidiyorsun ' dedi.
Ayakta öylece dururken ' Kız, gitmek isteyen sen değil miydin? Ne dikiliyorsun? Haydi? ' diye ekleyip, alkış tuttu.
Deve siken karınca görmüş gibi bakarken, ellerimi belimde yerleştirip ' Nereden çıktı birdenbire? ' diye cırladım.
' Sana da iyilik yaramıyor '
' Sen şimdi iyiliği falan boş ver ' derken hemen yanına oturarak ' Sikilmiş götün davasını yapma bana ' dedim.
' En sevdiğim ' dedikten sonra gözlerini kırıştırarak ' Albay ile görüştüm, uzak takip başlatmamı söyledi. Bilet aldım sana işte iki saat sonra uçağın var ' dediğinde kaşlarım havaya kalkmıştı.
' Masal '
' Ay ne, Masal? '
' Uzak takip, öyle mi? Gerek yok ' dedim.
' Ne demek gerek yok? '
' Öyle işte. Madem burada kalmama gerek olmayan bir durum söz konusu, uzak takip de gerekmez '
' Hem ayranım dökülmesin hem de götüm sikilmesin diyorsun, olur mu hiç? '
' Olur, olur. Ben çantamı hazırlayıp bir lavaboya gideyim, sonra çıkarız ' dedim ve hızla odaya gittim. Eşyalarımı sırt çantama koyup, tuvalet ihtiyacımı da karşıladım. Üzerimde koyu kot pantolonum ve civciv sarısı boğazlı kazağım vardı ve güzel duruyordu. Bu yüzden değiştirmek istemedim. Saçlarımı parmaklarımla tarayıp açık bırakarak, çantamı aldım ve salona geçtim.
Masal, beni görünce ayağa kalktı ve ' Hadi çıkalım ' dedi.
' Tamam ' diye mırıldanıp, ayakkabılarımı giyinirken o da ayakkabısını giyiniyordu. Hareketlerinde bir tuhaflık vardı ama anlamlandıramamıştım. Arabaya ilerlerken, hemen yanında bekleyen Kuzey'i fark ettim. Yanımda sekerek yürüyen Masal'a göz devirirken, yanına ulaştığımız Kuzey'e ' Merhaba' dedim.
Kuzey, karısını kolunun altına gelirken ' Nasılsın Duru? ' diye sordu.
' Eh işte ' deyip arabaya geçtim. Arka koltuğa yerleşirken, dışarıda koklaşanlara uyarı olarak camı yumrukladım. Masal bana dil çıkarıp, ön koltuğa geçtiğinde Kuzey de sürücü koltuğuna oturmuş ve yola çıkmıştı.
Masal ' Aşkım, Duruyu bıraktıktan sonra babamlara gideceğiz, unutmadın değil mi? '
Kuzey ' Unutmama izin vermedin ki hatun '
' Yani izin versem unutacaksın, öyle mi Kuzey? ' dediğinde Kuzey dikiz aynasından bana bakıp, karısını gösterdikten sonra ' Bundan bahsediyordum ' dedi ve Masal'a dönerek ' Evet, imkanım olsa komple unutacağım yavrum ' ekledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/193824603-288-k932931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA HİLAL
RomanceKOD ADI: AYŞE TATİLDEN DÖNDÜ. ' ADALET, NAMLUNUN UCUNDA ' +18 +++++ AĞIR Küfür ve Şiddet içermektedir.