Duru, yaşadığı hayal kırıklığı ile eve gittiğinde gördüğü manzara karşısında adeta yıkıldı. Adamı sere serpe yatağa uzanmış, kırkıncı uykusunu uyuyordu. İçten içe hala devam eden umudu, bu görüntü karşısında yıkılmıştı. Üstü çıplak bir halde yatakta uzanan adama içi erirken dışı alev almıştı. Lanet adam! Bu kadar yakışıklı olmasaydı yastıklardan birini kaptığı gibi girişecekti ama işte bu kadar yakışıklı olmasaydı.
Huzursuzca nefesini bıraktıktan sonra banyoya geçti ve üzerini çıkarıp duşa girdi. Akan suyun sakinleştirici etkisi ile birazda olsa durulan Duru, saçlarına adamının şampuanını döktü. Çünkü acıyı seviyordu. Her yer buram buram adamı kokmuyormuş gibi bir de kendisinin kokmasını istiyordu çünkü maldı. Yetinmiyordu. Ah bir de sevişmelerinin kokusuna bulansa...
Ali ise banyoya giren kadını ile yerinde gerinmiş ve gözlerini açmıştı. Gecikmeli gelişine bakılacak olursa kendisi ile savaşmıştı. Kıvrılan dudağının yanına bir de kalkan kaşlarını ekleyip her kuşun eti yenmez hatunum diye içinden konuştu.
Duru, durulandıktan sonra havluya sarınıp aynanın karşısına geçti. Karışan ıslak saçlarını elleri ile gelişi güzel taradıktan sonra yine elleri ile çırparken açılan kapıdan giren adamına baktı. İç çekti. Vicdansız piç!
Ali, hiçbir şey olmamış gibi aynadan kendisine bakan kadınına göz kırpıp, arkasından sarıldı. Duru, beline dolanan kolların güçlü enerjisi ile titrek bir nefes bırakınca ' Uyanabilmişsin ' diye mırıldandı.
Allah aşkına!
Trip atacaktı!
Ve trip atarken sesi Kaplan gibi olmalıydı, kedi gibi değil !
Ali, burnunu kadınının ıslak saçlarının örttüğü boynuna yaklaştırırken ' Pek uyuduğum söylenemez ' diye mırıldanıp, kadının karnına doğru sardığı kollarını sıkılaştırıp kasıklarına doğru bastırdıktan sonra derin bir nefes alıp ' Ben gibi kokuyorsun ' diye mırıldandı.
Duru ise poposunda hissettiği baskı ile kaybettiği aklının geri gelmesi için dua ediyordu ki, adamının sesini duyup ' Senin şampuanını kullandım çünkü ' diye ters bir şekilde söylendi.
Ali, kadının sesindeki tersliğin nedenini bilmiyormuş gibi yüzünü boynundan uzaklaştırmadan gözlerini aynadan kendisine ters bir şekilde bakan kadınına dikip ' Hayırdır? ' diye sordu.
Duru ise halen yerine gelmeyen aklı ile sınırlarını zorlayarak ' Ne hayırdır? ' diye geri sordu.
' Günün kötü mü geçti? ' diye soran Ali'ye içinden günüm değil ama bu geceyi sana kötü geçireceğim adamım hazır olsan iyi olur diye geçirdi.
' Diğer günlerden tek farkı, yaptığım efsane kahvaltıydı ' dedikte sonra adamının kendisini saran kolları arasında dönüp, kollarını adamının boynuna sarıp saçları ile oynamaya başladıktan sonra ' Senin görevin nasıldı? ' diye sordu.
Ali, saçlarında hareket eden eller ile iyice coşan erkekliğine aldırmadan dudaklarını kadının dudaklarına kapattı. Duru, ani saldırı karşısında önce afalladı sonra da o öpücüğe tutundu. Özlemişti adamını.. Tutku ile birleşen dudakların çıkardığı sesler ile iyice alevlenen ortama, kadınının kalçalarından tutarak kaldırıp lavabo tezgahına dayadıktan sonra bacaklarını beline sarmasını sağlayarak karşılık veren Ali, kontrolünü kontrol etmekte zorlanıyordu. Özlemişti kadınını.. Gevşeyen havlunun farkında olan Duru, bacaklarıyla adamı iyice sararak zaten birleşik olan bedenlerini iyice birleştirdiğinde kulaklarına dolan erkeksi inleme ile bir inleme de kendisi koy verdi.
Ali, dudaklarındaki sertliğe ellerinin sertliğini de ekleyip kadının üzerindeki gevşeyen havluyu bir çırpıda çekip aldı. Ensesindeki tırnaklar ile kontrolü çoktan kaybettiğinin farkındaydı ve bu durumdan da kadınının şikayetçi olmadığının da farkındaydı. Savaşan dillerine karışan bedenleri de eklenince nefessiz kalan Duru, başını yukarıya kaldırdığında Ali'nin dudakları boynuna doğru yönelmişti. Kesintisiz ve uzun soluklu öpüşmelerinin sebep olduğunu nabız yüksekliği, nefesini kestiğinde nefes almaya ihtiyaç duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA HİLAL
RomanceKOD ADI: AYŞE TATİLDEN DÖNDÜ. ' ADALET, NAMLUNUN UCUNDA ' +18 +++++ AĞIR Küfür ve Şiddet içermektedir.