KARA HİLAL

49.Bölüm

İstediğiniz bölümü vereceğim ama Ramazandır çarpılmam inşallah! Tabi akşam yazıp yine ertesi gün akşam yayınlayacağım. Ramazana denk geleceğini düşündüğümden şimdiden söyleyeyim!!!
He bir de, malum konu ile ilgili dört senaryom var seçimi size bırakıyorum.
1 mi 2 mi 3 mü 4 mü?
Anca bu kadar kısksısıısı şansa hangisi çıkarsa artık 🤷🏻‍♀️

Duru, buharlı aynada kendine bakmaya çalışırken bir yandan da beyninde oluşan buhar ile uğraşıyordu. Aklından çok saçma şeyler geçtiğinden, yaklaşık on dakika önce bitirdiği duştan sonra dışarıya çıkamamıştı. Giydiği bornozuyla ve saçına sardığı havlu ile yanına almadığı kıyafetlerine küfürler etmeyi de ihmal etmiyordu. Tabi asıl küfür, aklından geçen düşünceydi.

Salonda ezici varlığıyla bulunan adamın karşısında bornozuyla gitmeyi, hatta yanlışlıkla! Kemerinin açılacağını sonra da .... Gibi saçma düşünceler ile arasında bir sürtüşme gerçekleştiriyordu.

Titrek bir nefes koy verip ' Ne olacaksa olsun ' dedi ve yerdeki çamaşırlarını kirliye atıp­ son kez banyoyu kontrol etti. Yedek havlu ve lif çıkarıp banyodan çıktı. Mutfak bölümünden kendini hafifçe gösterip ' Banyo müsait, girebilirsin ' dediğinde Ali de ayaklanmıştı. Kadına bilerek bakmıyordu ve Duru da bunu fark ettiğinden giyinme odasına hızlıca girdi. Onun kendisini zorla tuttuğunu biliyordu, fark etmişti. Gerçi fark edilmeyecek kadar devasaydı.

Bakışlarını odanın tavanına çevirip ' Aklıma sahip çık yoksa kaçtığı yerdeki memnuniyeti beni bitirecek ' diye huysuzca mırıldandı ve dolabına ilerledi. Üzerine saten pijama takımını giyindiğinde, askılıktaki saten gecelikler ile adete savaş vermişti. Bir yeni erotik düşünceyi daha kaldıramayacağını bildiğinden kafasının hızlıca sağa sola sallayıp, dolap kapağını kapattı.

Bornozunu ve başına sardığı havluyu, ayaklı çamaşır askılığına astı. Odadan çıkıp, yatağının olduğu bölümdeki şifonyerine geçti ve saçlarını taramaya başladı. Bir yandan saçlarını tarıyor diğer yandan da kulağına gelen su sesiyle coşuyordu. Of! Dedi içinden şimdi çıplak,ıslak ve çok seksi kesin...

Aynı sıralarda Ali ise, aklından geçenlere hayret ediyordu. Bu kadının,  kendisinde yarattığı depremler iflah olamayacak gibiydi. Nasıl dayanacağını ve nereye kadar dayanabileceğini merak ediyordu. Saniyeler içinde nasıl sevişecek pozisyona geldiklerine akıl erdiremiyordu.

Kendisini tutabilirdi tutmasına ama bu kadın, tam bir dişiydi. Ne kadar utansa da, cesur davranıyor ve kaçış yollarını tıkıyordu. Şimdi buz gibi suyun altında kendini sakinleştirmeye çalışıyordu ama nafileydi. Lanet kadın, aklından çıkmıyordu. Ateşini hala bedeninde hissedebiliyor, kulaklarında hala inlemeleri yankılanıyordu. E hal böyle olunca da çare, soğuk bir duş oluyordu.

Duru, adamın yaşadığı çelişkilerden habersiz yastık kılıflarını değiştiriyordu. Saçlarını tarayıp, serbest bırakmış ve yüzünü vazelin ile yumuşattıktan sonra yapılacak en iyi iş gibi gelmişti. Yatağını düzeltip, salon kısmına geçti ve masanın üzerindeki boşları toplamaya başladı. Adamın köşede duran çantasını fark ettiğinde öylece kala kaldı. Çanta buradaysa... Havlu ile mi çıkacaktı? Hem de kendi vücuduna göre olan havlu ile?

Yok father yok!

Bu kadarına da katlanamazdı ama!

Çantanın yanına çömüp, fermuarı açtı ve gözüne ilk gelen silahı oldu. Onu görmezden gelerek bir badi ve ince eşofman altı çıkardı. Bunu büyük ihtimalle üniformanın altından giyiyordu. Klasik Türk erkeği, severim diye düşündü. Ali'nin yünlü içliklerle olan görüntüsü gözünün önünde canlanınca, kıkırdayarak kafasını sağa sola salladı. Komikti. İç çamaşırını da alıp güzelce katladı. Çantanın fermuarını kapayıp ayaklandığında su sesi kesilmişti.