51.Bölüm

43.2K 1.8K 388
                                    

Duru, adamının açtığı kapıdan geçerken heyecandan göğsünü zorlayan kalbine zor hakim oluyordu. Sevdiği adamın, yaşadığı eve ilk girişiydi bu. Anılarına ilk dokunuşuydu...

Arkasındaki bedenin ezici varlığı ile birkaç adım içeriye doğru adım attı. Attığı her adımda gözleriyle içeriyi kolaçan ediyordu. Oldukça spor döşenen evin girişi genişti. Hemen dış kapının karşısındaki geniş salonunda gri tonları hakimdi. Şaşırtıcı derece takım olarak alınan koltuğa kaşlarını çatarak baktıktan sonra hemen sağında kalan mutfağı fark etti. Dolapları metal çerçeve ile döşenen ve ankastrelerin gri rengi ile bir bütünü yakalayan mutfağı gören Duru, dişlerini gıcırdatarak ' İnşallah bu evi kendin dizmişsindir Yüzbaşı ' diye hırladı.

Ali, elindekileri kapının sol tarafındaki boşluğa bırakıp kendisine yüzbaşı diye hitap eden kadınının neye sinirlendiği iki saniye sonra anladığından ' yardım aldım ' derken sırıtıyordu.

Duru, hızla arkasını dönüp karşısındaki adama öldürücü olduğuna inandığı bakışları ile bakarak ' Yardımı aldığın şahsın cinsiyeti nedir Yüzbaşı? ' tısladı.

Ali iki adım atarak kadınının dibine girerek ' Kadın ' dedi.

Duru gözlerini açarak ' Peki bu kadının adı ne Yüzbaşı? ' diye sorunca Ali, kadını belinden tutup dudaklarına doğru kaldırıp ' kızıl bir cadı ' dedi.

Duru, açık olan gözlerini anında kapayıp dudaklarına temas dudaklara küçük bir öpücük kondurup ' hımm ' dedi.

Ali ise dudaklarındaki hafif baskı ile yetinmeyip, kadının dudaklarına kapandı. Allah en büyük şahidiydi. Bu kadın sonu olacaktı.

Yetinememek, ruhunda baş göstermişti.

Dudaklarındaki tat ile mest oluyor, kulaklarına dolan inleme ile de çılgına dönüyordu. Kendini kaybetmesi bu kadar kolay olmamalıydı gerçi bu kadın ile olan hiçbir şey kolay değildi. Duru, dudaklarındaki ezici baskı ve tat ile inlemelerine engel olamıyordu. Bu adam, tüm benliğini sömürüyordu. Dudaklarının arasından sızan dil ile ellerini adamın saçları arasında sokup, sertçe arkaya doğru çekti. Ali, kadının saçlarına uyguladığı sertlik ile homurdanıp son kez sertçe öpüp alnını alnına yasladı. Soluklarının arasından homurdanmaya devam eden Ali'nin laciverte dönen gözlerine içini çekerek bakan Duru, son nefesini vermediğine şükrediyordu.

' Uslu dur kadın '

' Sen de uslu dur adam '

' Burnunu havaya dikmesen duraca- ' derken duraksayıp kadını bedeninden bilerek uzak tutarak, kucağından indirdi.

Duru, adamın kendisinin hareketlerinden etkilendiğini ve kısa zamanda da bu lanet inadından vazgeçip, kendisini alacağından emindi. Bu sebeple bitmeyen cümleye aldırmadan omuz silkti ve salona doğru ilerledi. Salonun hemen sol tarafında üst kata uzanan geniş ahşap korkuluklu merdivene gözünün ucu ile bakıp salona adım attı. Oldukça geniş olan televizyonun önünde oyun konsolunu görünce kıkırdayarak ' Dağda savaştığın yetmedi bir de evde mi savaşıyorsun Yüzbaşı? ' diye sordu.

Ali, evinde fütursuzca salınan kadından gözlerini ayırmadan ' Akif bulaştırdı ' diye mırıldandı.

Duru, kafasının aşağı yukarı sallarken teras olmasına iki ayı kalan ama erken doğan bebek gibi yarım kalan balkona ilerledi. Sürgülü camı açıp, balkona çıktığında gördüğü sedire aşık olmuştu. Bomboş balkonda geniş bir sedir ve küçük bir sehpadan başka bir şey yoktu. Hemen hayalinde düzenlediği balkon ile alkış tutup, sürgülü camın köşesinden kendisine bakan adama koştu ve kollarını boynuna dolayıp, kafasını sola eğerek ' Bu balkona üç-beş-sekiz bir şey alabilir miyim? ' diye sordu.

KARA HİLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin