KARA HİLAL

30.Bölüm

Heyoooo 30 bölüm olduk!!!!!!!

Finalin kaç bölüm sonra olacağı hakkında net bir kararım yok, henüz. Ama keyfimizin yerinde olduğunu geri dönüşlerinizden anlayabiliyorum, YOKSA YANILIYOR MUYUM?

AYRICA YUKARIYA KAPAK RESİMLERİ BIRAKIYORUM, BİR ZAHMET EL ATIN DA SEÇELİM!

Fazla uzatmayayım ama cevaplarınızı bekliyorum...

DURU'DAN

Kafayı yememek için durmadan neden aramaktan yorulmuştum. Masal bana görevde olduğunu söylemişti söylemesine ama bu on gün önce idi. Ve artık kötü düşünlerin etrafımı sarmasına engel olamıyordum. Ama buna rağmen dik durmalarımı aksatmıyordum. Masalı günde elli kere arayıp bıktırmalarımı saymaz isek dirençli olma yolunda ustaca ilerliyordum.

Şimdi elli birinci arayışımı yapıyordum.

Masal telefonu açar açmaz ' Yaklaşık bir saat önceki ile aynı ' dediğinde titrek bir nefes bırakmıştım.

' Şanslı olduğunu söylemiş miydim? '

' Bin kere '

' Keşke bende asker olsaydım da anında haber alabilseydim. Konuşabilseydim. Sesini duyabilseydim '

' Ama asker değilsin ki şahsi fikrim olarak söylemek istiyorum ki ' durdu ve ' Allahtan asker değilsin ' diye ekledi.

Umursamadan ' Konuşabildin mi? ' diye sordum.

Masal, telefona nefesini bırakarak ' Okey, ben delidoluyumdur ama aynı zamanda da askerimdir. Bu bilgileri sana veremem ama iyi olduklarını söyleyebilirim ' dedi ve ' Bir de Allah aşkına askerliği meslek olarak yapıyorum ve teknik olarak şu an işteyim. Zırt pırt arayıp durmasana kızım, bir haber alırsam arayacağım ben seni ' diye cırladı.

' Senin de bana işin düşer ama Masal ' dediğimde olduğum yerde tepindim.

Masal ' Hatta kal canım elbet bir gün düşer ' dediğinde öğürme sesi çıkarıp ' Tünele giriyorum ' dedim.

' Bebe ' dedikten sonra ' İçin rahat değil Duru, bunu anlıyorum ama kendini böyle heba edersen evlenmeden tahtalı köye biletini keseceksin ' ciddiyetle konuştu.

' Elimde değil ama sanırım alışmam gerekecek '

' Aynen öyle ' dedi ve ' Bak şimdi kapatmak zorundayım ama bir haber aldığımda arayacağım seni ' diye ekledi.

' Tamam, bekliyorum ' dediğimde telefonu kapatmıştı.

Telefonu, dosya dolu masamın üzerine bırakıp koltuğuma yasladım. Kafamı yukarı kaldırıp derin nefesler bırakırken odamın kapısı açıldı. Gelen Mahir idi.

' Duru Hanım, bir isteğiniz yoksa ben de çıkıyorum '

Saate baktığımda mesai saatini yarım saat geçtiğini görüp ' Sen neden çıkmadın hala? ' diye sordum.

' Bir kaç işi bitirmem gerekiyordu Duru Hanım '

' Anladım, teşekkür ederim ' dedikten sonra ' Bende şu dosyaları halledersem çıkacağım ' diye ekledim.

' Yardım etmemi isterseniz, kalabilirim '

' Çok teşekkür ederim ama zaten mesainin dışına çıkmışsın '

' Hiç önemli değil Duru Hanım '

' Biliyorum, teşekkür ederim '

' O zaman ben çıkıyorum, size kolay gelsin '

' Çıkabilirsin, pazartesi görüşürüz. İyi tatiller '

' Görüşmek üzere, kolay gelsin ' deyip çıktığında tekrar uflayarak arkama yaslandım. Bu gece buradan çıkışım mümkün olmayacak gibi görünüyordu. Verimli olmayacağını bildiğimden moral depolamak için Yağız'ı görmeye karar verdim ve hızla ayaklanıp odamdan çantamı alıp çıktım. Arabaya atladığım gibi hastaneye doğru yola koyuldum. Radyoyu açtığımda takılı olan USB'den Sezen Aksu'nun eşsiz sesi yankılandı.