63

166 12 0
                                    


Müzik öyle derinden ve yumuşaktı ki, şaraptan önce müziğin tınıları beni sarhoş edecekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Müzik öyle derinden ve yumuşaktı ki, şaraptan önce müziğin tınıları beni sarhoş edecekti. 

Sevgül, uzun, bol ve dökümlü bir kıyafetle, bahçenin ortasındaki platforma konan hasır koltuğa oturdu. İki gitar, bir keman arkasındaydı.

Eline mikrofonu alıp,"What A Wonderful World" diye şarkıya girdiğinde, arka taraftan ona doğru saksafonu üfleyerek gelen Nihat beni şaşırttı.

"Bunlar ne harika bir çift!"

Müzik bittiğinde dolu mekanda bravo ve alkış ıslık sesleri eşleğinde bu kez, Dream A Little Dream Of Me şarkısına girdi. (Ella Fitzgerald.)

Şarkı arasında Derman bana onların hikayesini kısaca anlattı.

"Nihat benim fakültede oda arkadaşımdı. Beş yıl birlikte kaldık. Ailesi çok zengin. Sevgül bir caz sanatçısı.

Gece kulübünde tanışıp aşık oldular. İki yıl önce evlenip şehri terk ettiler ve burayı açtılar.

Biraz ileride çiftlik evleri var. Anlayacağın son derece dingin ve doğal bir yaşamları var."

"Çok romantik. Derman ben caz çok severim. Anneannemin caz koleksiyonu vardı. İlk Türk kadın caz sanatçısı Sevinç Tevs'i  ilk kez onun pikabında dinledim.

Gülme, anneannem eskilere sıkı sıkıya bağlı bir kadındı. Hatta kardeşi Sevim Tevs ile düetlerinin bile, plakları vardı."

"Ne oldu onlara?"

"Da.. !abim hepsini saklıyor ve gözü gibi bakıyor."

Derman gözlerimin içine baktı. Ağzımdan dayı çıkacakken frenlememi anladı mı! diye bir an endişelendim. Gözlerimi kaçırdım.

"Anneanneni ne zaman kaybettin?"

"Derman başka şeyler konuşalım mı. Bu konular beni üzüyor."

"Peki sevgilim, erteleye bildiğin kadar ertele."

"Benimle dans et sevgilim."

Durumu biraz yumuşatmaya çalıştım. Derman yine bozulmuş bunu da saklamamıştı.

Dansa kalktık. Öyle sıkı sarılıyordu ki, sanki kaçacağım.

"Sevgilim kaçmıyorum, yanındayım elini biraz gevşetmezsen birazdan patlayacağım. Çok yemek yedim. Şarap başını döndürüyor."

Bu kez burnunu boynuma gömdü.

"Gizem, bir gün benden gidersin diye ödüm kopuyor. Aynı adın gibisin. 

Benden sakladığın her neyse, beni korkutuyor. Seni çok seviyorum. Bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum!

 Bu kadar sevmek normal mi onu da bilmiyorum! Lütfen benden gitme."

"Derman, aynı duyguları paylaşıyoruz. Sen istemediğin sürece senden gitmeye niyetim yok. Sen bu gece sadece bana sarılıp yatmaya hazır mısın?"

"Neden? İçinde olsam!"

"Maalesef sevgilim, malum bir durumdayım o nedendir ki Üç gün daha sadece sarılacaksın."

"Kokunu içime çekip, sıcaklığında huzur bulayım razıyım."

Gecem çok güzel geçti. Sabah erkenden döndük evlerimize girip hazırlandık ve işe.

İhsan gelmiş mi diye Şuleyi aradım.

"Günaydın nasılsın dün öğlenden sonra yoktun. Hayrola bu aralar iyi değilsin galiba. Biraz izin al çok çalışıyorsun ve Selim olayı seni yıprattı."

"Sana da günaydın. Galiba haklısın olaylar üst üste geldi. Toparlarım, Çağla hamileymiş sana bir şey söylediler mi?"

"Evet çok sevindim. Savaş bey de çok sevinmiş. Hafta sonu parti var geliyor musun?"

"Sanırım. İkimiz kaldık. Bu mutlu günün de Savaşı yalnız bırakamam. Sen geliyor musun?"

"Saati ve günü uyarsa gelirim tabi. Bir de kimler gelecekmiş onu merak ettim. Çağlanın pek arkadaşı yok bildiğim kadarıyla!"

"Çağlanın ailesi sen ben ve Savaşın bir arkadaşı. Onunda eşi hamileymiş."

"İhsan haftaya perşembe Kudüs'e gidiyorum, Çiğdem ve benim ekiple."

"Tamam, iyi iş biliyor musun. Yukarıdakiler çok memnun olacak."

"Dur bakalım henüz olur almadık. Neyse kaçtım."

Pislik, bunlar iyi günlerin !

Öğlen yemeğimiz çok eğlenceli geçti. Doğa, istemede yaptıklarını anlattı. Gülmekten yemek yitemedik. Canım İlter, kıpkırmızı oldu.

"İlter'in annesi tam bir İstanbul hanımefendisi. Ben konuştukça kadın kızarıyor cevap verse bir türlü vermese bir türlü. Annem bana sert sert bakıyor. Babam kıkır kıkır .

Neyse, kadın sonunda espri yaptığımı anladı. Bende özür dileyerek ortamın gerginliğini almak için şaka yaptığımı söyledim ondan sonrası neşeli geçti."

"İlter, senin baban ne zaman şeyy yani!?"

"Kaybettik. İki yıl oldu. Kalp krizi. Babam diplomattı. Uzun yıllar yurt dışında yaşadık. Çocukluğum o ülkeden bu ülkeye gitmekle geçti.

Onun için hiç sıkı dostlarım arkadaşlarım olmadı. Bu şirkette işe başlayana kadar sizleri tanıyana kadar hep tek başımaydım.

Sizleri çok seviyorum ve kaybedersem ne yaparım bilmiyorum. Doğu benim ilk ve tek sevgilim, erkek arkadaşım.

Tecrübesizliğimden onu kendimden uzaklaştırır mıyım diye çok endişelendim. Fakat Doğa sağ olsun tüm bunları aşmamda yardımcı oldu.

Olmayan kardeşim gibi. Şu anda çok mutluyum, dilerim sizde benim kadar mutlu olursunuz, hepinize teşekkür ederim iyi ki varsınız."

İlter, göz yaşları arasında yaptığı bu konuşmadan sonra hepimiz birden ona sarılıp öptük. Restoranda insanlar bizi alkışladı.

"Arkadaşlar şimdi sıra Çiğdem de. Anlat hemen kızlara!"

Çiğdem gülerek bana baktı.

"Kızlar kulüpte tanıştığım adam Galip, yarın akşam için çıkma teklif etti. Her gün telefonda konuşuyor veya mesajlaşıyoruz. Adam çok karizmatik.

Ses tonu bile bir yerlerimin salgısını artırıyor. Onun için çok korkuyorum. Ya bağlanırsam aşık olursam.

İkinci kopuşu veya ihaneti kaldıramam. Sizler ne yaşadığımı biliyorsunuz. Gizem de öğrendi. Yine de yarın akşam çıkacağım. Korkunun ecele faydası yokmuş."

Hep birlikte Çiğdemi alkışladık. Gerçekten adam Çiğdemin dediği kadar vardı.


KUSURSUZ İNTİKAM ( ÇOK GÜZEL ) Yetişkin içerikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin