40

193 11 1
                                    


"Sadullah Bulut. Bu adam Selanik göçmeni. Oradan geldiklerinde babam ve amcam bizden diye işe almışlar. Fakir bir ailenin çocuğuymuş.

 Ablamdan dört yaş büyük. Askerden gelince ablama aşık olduğunu anlayıp, - nasıl bir salaksa asker dönüşü anlamış- ona aşkını ilan etmiş. 

Ablam, babama söyleyince kıyamet kopmuş. Bir de üzerine dolandırıcılık yaptığı ortaya çıkınca kapının önüne koymuşlar."

"Bu adam genç değil mi?"

"Hayır canım, sanırım ellili yaşlarında. Dolandırıcılığı  öyle büyükmüş ki, sonunda hapse girmiş. 

İşin kötü yanı da bizim şirkette müdür olduğunu söyleyip şirketin adını ve antetli kağıtlarını  da kullanarak olmayan malları satmış.

Babamlarda ayrıca dava açınca bu beş yıl kadar içeride yatmış. Çıkınca da bir daha gören olmamış.

Hapiste tanıştığı üç kağıtçılarla nakliye işine başlamışlar. Normal işin arasına kaçak mallarda sokuyorlarmış. 

Bizi unutmamış ve ablamı tedirgin etmek için elinden geleni yapmaya başlamış. 

Amacı ablamla evlenip şirkete ortak olmakmış. Daha sonra bunu ablama söylemiş."

"Nasıl yani ona aşık değil miymiş!?"

"Yok canım. *Seni suratsız soğuk şey, sana aşık olduğumu düşünmedin değil mi. Kabul etseydin bu gün bende sizin gibi lüks içinde yaşayacaktım* demiş. 

Neyse, bizim işleri sabote etmeye başladığında bende şirkette işe başlamıştım. 

Üzeyir, çocukluk arkadaşım. İlk orta ve liseyi birlikte okuduk. Şirketin bursuyla okudu çok çalışkandı. Fakülteye gidemedi. Ailevi sorunları yüzünden erteledi.

Üzeyir'i bu işe yönlendirdim. Elimizde delil yok, bu adamın yaptığını ispatlayamadığımız için bizde onun yöntemine baş vurduk.

Kaçak mal taşıyan kamyonları tespit edip ihbar ettik ve büyük zarar uğradı. Ne yazık ki, yine delil yetersizliğinden içeri girmedi.

"Bizim yaptığımızı biliyordu. Irakta yaptığımız bir boru hattını sabote ettiler. Savaş başladı. 

Aracımı taramaya kalktılar. Tabi ki başarısız oldular. Ablam, Can abiyle evlenmişti. Onlara zarar vermeye kalktıklarında sabrım taştı.

Üzeyir ve Gültekin le bunu tek başına yakaladığımızda, bizim ambarlardan birine çekip yalvartana kadar benzettik. Uzun zaman sesi çıkmadı. 

Bir davette Elifin annesiyle tanıştım. Bizim sponsor olduğumuz bir dizi de oynuyordu. Dizinin tanıtım gecesiydi."

"Derman, pardon bir kahve daha alacağım ister misin?"

"Lütfen." Kahve hazırlanırken Elife bakmaya gittim. Benim yastığıma sarılmış yatakta enlemesine yatıyordu. 

Elimle Dermanı gelmesi için çağırdım. Elifi gösterdim. Kızının saçlarını okşayıp düzeltti.

"Dinliyorum."

"Candan güzel ve seksi bir kadındı. Bir süre sonra yakınlaştık. İlk zamanlar baya iyi gidiyordu sonra, içindeki şeytan ortaya çıktı. Bende galiba biraz bağlandım.

Ev istedi aldım. Araba dedi aldım. Bir süre sonra ayrılmak istedi. Ayrıldık. Aradan üç veya dört ay geçmişti ki, bir gün şirkete gelip hamile olduğunu söyledi.

Benim çocuğum olup olmadığını bilmediğim için DNA testi istedim kabul etti. Ve bebek benimdi. 

Sonra cehennem başladı. Bebek büyük olduğu için aldırmak istediği halde aldıramadı. Ben bebeğin doğmasını istedim.

Bir canlıyı üstelik kendi çocuğumu ellerimle yok edemezdim. Bu çocuk piç olacak deyince, evlendik.

Ablam evlilik sözleşmesi için ısrar etti. Benim aklıma bile gelmemişti.

Bebek doğduktan sonra tüm haklarını bana veriyordu. Bebeği zaten istemiyordu.

Benim yüzümden, kariyeri mahvolmuş , hayatı berbat olmuş. Ailesiyle arası açıkmış. Daha bir sürü şey. Dokuz ay, dokuz yıl gibi geçti.

Evliydik ama bir evimiz yoktu, herkes kendi evinde kalıyordu. Evlilik şartlarından biride bebeğe iyi bakmasıydı sağlıklı bir hamilelik geçirmesiydi.

Dizinin senaryosunda değişiklik yaptırıp hamile rolü koydurdum. Neyse Elifim doğdu. Kızıma doğduğu an aşık oldum.

Gizem, öyle güzel kokuyordu ki, masum ve çok güzeldi. Bir kez bile emzirmedi göğüsleri bozulurmuş.

 Bebeğimi alıp eve geldim ve bir ay sonra yüklü bir tazminat ile bir villa aldı, hayatımızdan çıktı.

 Ablam, Elife annelik yaptı. Hatice abla ile birlikte. Kızımda benimle aynı şartlar altında büyüyor. Tek fark onun babası var."

"Kızının üzerinde hak iddia ederse! Bir anne nasıl bebeğini istemez. Aklım almıyor Derman! Kadınların içgüdüsel olarak annelik duyguları gelişmiştir."

"Onun önlemini almıştı avukatlarım, ama gerek kalmadı. Sana söyledim değişik birisiydi. "

"Nasıl yani!?"

"Sadullah arayıp, sevgili karımın ölüsünü evinden alabileceğimi söyledi."

"Yok artık!"

"Bir süredir onunla görüşüyormuş. Hala benimle evli sandığı için canımı yakmak istemiş. Hatta çocuğun kendisinden olduğunu bile söyledi. Basın da bu konuyla çıkacak haberleri engelledim.

Evine Üzeyir'i gönderdim. Tuzak olabilir diye düşündük. Gerçekten Candan'ı yatağında ölü bulmuş. Adli tıp, ölüm nedenini aşırı dozda uyuşturucu olarak bildirdi.

Candan sigara bile içmezdi. Ya kasten verdi, ya da zorla. Gerçi darp izi yokmuş ama kısa bir süre önce birisiyle birlikte olmuş. Fakat bulamadılar.

İşte böyle güzelim. Seninle birlikte olduğumu anlamış ki, peşine düşmüş. Belki beni tedirgin etmek için. 

O nedenle peşinde Üzeyir olacak. Hatta yanında olmasını isterim kabul edersen."

"Ailene veya Elife zarar verebilir mi?"

"Elifin yanında her zaman birisi var. Ablam ve eniştemin de öyle. Evimiz güvende."

"Derman, sana bir şey yaparsa. Sen ortalık da sın!"

"Meraklanma sen, o kadar cesur değil, korkağın teki. İki yıldır hiç izi yoktu yeni ortaya çıktı icabına bakılacak."

"Anladım. Sabah kaçta kalkıyorsun ona göre gelelim."

"Ben şu odada yatsam senin için sorun olur mu? Eve gitmeyi hiç istemiyorum."

"Olur o zaman burada kahvaltı ederiz."

"Olmaz, kızıma söz verdim evimizde kahvaltı yapacağız ve bu gün onu sinemaya götüreceğim. İstersen sende gelebilirsin. Buna çok seviniriz."

"Sabah konuşalım. İyi geceler.""

Kafam bir dünya olmuştu. Dünya ne kadar pislenmiş. İçimi bir endişe kapladı. Yoo kendim için değil. Derman ve ailesi için, küçük Elif için. Bundan Emre ye bahsedeceğim.

KUSURSUZ İNTİKAM ( ÇOK GÜZEL ) Yetişkin içerikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin