58

193 13 2
                                    



Kırk dakika sonra Elifle kahvaltı masasında oturmuş sohbet ediyorduk.

Seherle tanıştım. En fazla yirmi beş yaşında esmer güzeli bir kızdı.

Sevimli ve saygılıydı.

"Dizem, senin dediyini yaptım. Keyem Cana isin veydim beni yanağımdan öptü."

"Peki hoşuna gitti mi?"

Dermana göz kırptım. Elif güya kısık sesle konuşuyordu masada hepimiz duyuyorduk.

"Ben, Kerem Can mıdır nedir, hadım ederim lan o çocuğu?"

Griler gerçekten korkunç bakıyordu. Elif korktu, ağlamaya başladı. Kucağıma aldım.

"Neden ağlıyorsun?"

"Babam kısdı. KeyemCanı dövcekmiş. Koktum. Disem dövmesim yoooluy."

"Derman karşında dört yaşında çocuk var. Lütfen!"

"Döt buçuk."

Elif hem ağlıyor hem yaşını düzeltiyordu. Derman dayanamadı gelip kızını kucağına aldı. Dermanın kucağında oyuncak bebek gibi duruyordu.

"Güzel kızım nazlı kızım. Birden Kerem Can'ı kıskandım.

Sen babayı öpmüyorsun ondan. Kızmadım. Ayrıca kimseyi dövmem biliyorsun."

Elif başını salladı.

"Hem saten hoşuma gitmedi bida öptüymem."

"Aferin benim akıllı kızım."

"Seher, biz birazdan çıkıyoruz. Sende evi toparla Üzeyir seni bıraksın."

"Yok abi ben giderim. Üzeyir bey rahatsız olmasın."

"Olmaz olmaz ben onu ararım. Sen işin bitince telefon et gelip alır."

"Derman, ben eve gideyim."

"Ne, neden? Hep birlikte dışarı çıkacağız bu gün bizim günümüz ne istersek onu yaparız."

"Yaşaaa babam babam babam. Disem sen de geeel. Lüfen lüfen."

"Benim evde biraz çalışmam lazım!"

"Erken döneriz hem yarın tatil. Kırma bizi."

Kırmadım çok keyifli, bol kahkahalı bir gün geçirdik. Deniz kenarında koştuk. Elife balon aldık ve onunla oynadık, tabi sonunda patladı. Hep birlikte güldük.

Hava kararırken eve girdim. Temiz hava ve mutluluk fazla gelmişti. Duş yaptım biraz uzandım. Biraz mı!?

Gece yarısı ter içinde Çiçeğin," abla yardım et "sesiyle uyandım ve yatağın içinde oturup ağlamaya başladım.

İçimdeki volkan yine patlamış içini yakıyordu. Okyanusu yutsam içim serinlemezdi. Mutfağa gidip buz gibi su aldım içerken yeniden ağlıyordum.

Salona geçip ışığı açmadan camın önüne oturdum. Yolun ışıklarını seyretmeye ve sakinleşmeye çalıştım.

Uykum bitmişti bir daha gözlerimin kapanmayacağını biliyordum. Haftaya perşembe günü 20 Mayıstı.

Yani canımın, ruhumun öldüğü gün. Ben onların mezarını ziyaret etmek istiyordum. Yıllar sonra. Onlarla konuşmaya ihtiyacım var. 

KUSURSUZ İNTİKAM ( ÇOK GÜZEL ) Yetişkin içerikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin