34

190 17 2
                                    


Sonrada onunla sevişmenin nasıl bir duygu olacağını düşündüm. Tam kalkıp kahvaltı hazırlayacaktım ki, Elimi tuttu.

"Gördüklerin hoşuna gitti mi güzelim?"

"Günaydın. Sadece öylesine bakıyordum ve evet gördüklerim hoşuma gitti. Şimdi gidip kahvaltı hazırlayacağım çok açım."

"Benim için yedekte bir diş fırçan var mı ve banyonu kullanmak istiyorum? Leş gibi kokuyorum."

"Gel benimle."

"Yoksa bu garibe acıdın da beni yıkayacak mısın. Off, Gizem başım çatlıyor."

"Bu havluyu kullana bilirsin. Bu diş fırçan, bu macun, orada duş jeli var, ama yasemen kokulu."

Koşarak çıktım ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Krep yapmak için yumurtalarımı sütümü ve unumu çıkartıp, çırpıcıya koyup karıştırdım.

Biraz tuz ince kıyılmış maydanoz, Kibrit kutusu büyüklüğünde iki adet beyaz peyniri de koydum ve bir dakika daha çırptım. Bu arada çay demlenmişti.

Krep tavamı biraz tereyağ ile yağlayıp ilk krepi döktüm. O pişerken tabakları ve kahvaltılıkları da çıkartıp yerleştirdim.

Beş krep piştiğinde soframda hazırdı. Salona geçip laptopu aldım mutfağa getirip spotify açtım.

Çalma listemden Leo Rojas'ı tıklayıp o muhteşem pan flüt parçasını dinlemeye başladım. Kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyorum. Nedenini bilmiyorum !

Derman, hala gelmemişti. Kafamı kaldırıp kapıya yöneldiğimde orada dikilmiş beni seyrediyordu.

"Otursana."

"Böyle iyi, o muhteşem kıçının sallanışı seyretmeye bayılıyorum. Tabi başka şeylerde düşünüyorum ama henüz erken."

Sanırım kızardım.

"Krepler soğumasın." Sadece bu kadar konuşa bildim.

Arkamdan bana sarıldı ve burnunu boynuma dayayıp kokladı. Sıcaklığı öyle huzur vericiydi ki..

Beni kendine çevirdi, dudaklarımı ağzına hapsetti. Öyle hasretle ve sevgiyle öpüyordu ki..

Islak saçları, nefesindeki ferah koku ve diliyle aralamaya çalıştığı dudaklarımı daha sert öpmeye başladığında inledim ve dizlerim titremeye, kalbim taa aşağılarda atmaya başladı.

Ellerimi sert göğsüne dayadım. Öpüşüne karşılık verdiğimde bu kez o inledi. Bana dayandığında önündeki sertlik karnıma değdi.

Gülerek dudaklarını bıraktım.

"Bu şekilde kurtulamazsın bana vereceğin cevaplar var."

"Bana ne yaptığını biliyorsun yani!"

Kahvaltıda hiç konuşmadım. Bir ara çalan telefonuna baktı.

"Efendim pembe şekerim. Geleceğim tabi, şimdi kahvaltı yapıyorum Gizem ablanla. Bilmiyorum sorarım. Seni seviyorum pembe şekerim."

Telefonu kapattığında babamın Çiçekle telefon konuşmasından sonraki yüzünü gördüm. Gözlerinin içi gülüyordu.

"Bize gelir mi diye soruyor Elif."

"Bu gün değil belki başka bir zaman. Sen Elifi bana getir."

KUSURSUZ İNTİKAM ( ÇOK GÜZEL ) Yetişkin içerikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin